Bölüm'13' Yıkım

7.1K 104 8
                                    

Bütün gece Anisya Brandon'dan kaçmıştı. Oysa ne kadar da çok istiyordu kendini onun kollarına bırakmayı ama yapamazdı. Arasında cinsel cekimden başka bir şey olmayan bir adamı tehlikeye atamazdı. Brandon'un ona karşı bir şeyler hissedip hissetmediğini düşünmesine gerek bile yoktu buna inanmıyordu. Brandon Anisyanın gözünde sadece işleriyle ilgilenen ama çok iyi zevkleri olan bir adamdı daha fazlası değil. Ha birde kadınların dilinden anladığı kesindi. Aklından bunlar geçerken istemsizce kıkırdadı Anisya çünkü Brandon tam anlamıyla kadınların dilinden anlıyordu. Anisya böyle bir seyin aklına gelmesine inanamayarak kendi kendine gülmeye başladı. O sırada kendi kendine gülen kadına Brandon hayretle bakıyordu. Brandon'un bakışlarını hisseden Anisya kıkırdamayı kesti. Brandon kaşları çatıklaşmış bir şekilde "sen iyi misin?" dedi. Kim kendi kendine kahkahalarla gülüp sonra bir anda dururdu ki. Anisya yüzünde hala gülmemek için kendini zor tutan bir ifadeyle "İyiyim." dedi "sen nasılsın?"
Brandon anlam veremiyormuşcasına başını iki yana salladı ve "Beni korkutuyorsun" dedi. Anisya bunun üzerine daha da çok kahkaha atarak "Ben" diyerek önce kendini sonra da "seni" diyerek Brandon'u işaret etti. "Korkutuyorum öyle mi? Vay be neymişim ben şuan kendime olan saygım arttı."diyerek işi alaya aldı. Brandon bu sefer sinirli sesi ve yüz ifadesini takındı ve "Neden kendi kendine gülüyodun?" diye sorusunu yoneltti. Anisya söyleyip söylememe konusunda önce kararsız kaldı fakat sonra kendi kendine sen ne zamandan beri aklından geçenleri söyleyip söylememe konusunu düşünür oldun diyerek kızdı ve " Kendi kendime seni yargılıyodum sonra senin kadınların dilinden iyi anladığın gel-" derken Brandon anisyanın sözünü kesti ve yamuk bir gülüşle "haklısın ben kadınların 'dilinden' çok iyi anları." dedi dilindene baskı yaparak. Bunun üzerine Anisya karnını tuta tuta gülmeye başladı. Brandon karşısındaki kadın böyle gülerken  her ne kadar istemesede biraz eglenmek icin ani bir karar aldı ve Anisya'nın kahkahaları kulaklarında çınlarken onu belinden tutup duvara yapıştırdı. Gülmesi anında kesilen Anisya ne oldugunu anlayamamıştı ki Brandon'un dudakları dudaklarını bulmuştu. Sert bir şekilde öpen Brandon çok kısa ve tüy gibi bir dokunuşla dilini Anisya'nın damağına değdirdi. Anisya'nın ağzından bir inleme döküldü adeta acı çekiyormuşcasına. Zaten anlayamamıştı ne olduğunu bir anda vücudunu duvarda dudaklarını Brandon'da buluvermişti. Brandon hırsla öpüyordu Anisya'nın dudaklarını ve sanki yeterli gelmiyormuşcasına bir tutkuyla. Brandon Anisya'yı Bacaklarından kavrayıp kucağına aldı bu pozisyonda hem Anisya Brandon'un tüm kıvrımlarını  hem de Brandon Anisya'nın tüm kıvrımlarını hissediyordu. Bu ikisiicinde deli edici bir şeydi. Dudaklarıyla Anisya'nın dudaklarından ayrılan Brandon Anisya'nın boynuna doğru ilerledi. Bu sırada Anisya da boş durmamış ve ellerini Brandon'un saçlarının arasına daldırmıştı. Dudaklarını önce Brandon'un saçarına bastırdı daha sonra ise köprücük kemiğine indirdi kafasını ve dilini orda dolaştırmaya başladı. Brandon dahada hırçınlaşırken Anisya da rahat durmayıp köprücük kemiğini disleri arasına aldı. Isırmasıyla birlikte Brandon kendini Anisya ya doğru itti ve erkeksi bir inleme dokuldu ağzından.  İkisi de tutkuyla harmanlanıp ihtirasla kavrulurken oda da çalan telefonun sesini duymuyorlardı bile. Kendilerinden geçmişlerdi.  Kalpleri ağızlarında atıyor kulaklarını tıkıyordu. İnlemeleri birbirine her karıştığında çalmaya ısrarla devam eden telefon Brandon'u rahatsız etmişti sonunda arka cebine uzandı ve Anisya'yı öpmeye devam ederken telefonun bataryasini tek hareketiyle söktü. Sıkıntı şuydu ki çalan telefon Brandon'unki değildi. Anisya dudaklarını Brandon'dan kurtardı ve "bak-sam i-yi ol-olur." Zorlada olsa Brandon'dan ayrılıp cebinden telefonunu aldı ve ekrandaki tanımadığı numaraya baktı. Telefonu açıp "alo" dedi nefes nefese sesiyle bu sırada Brandon boş durmuyor diliyle Anisya'nın kulağının arkasında Anisya'yı delirten darbeler bırakıyordu. Önce telefondan ses gelmedi sonra ise biraz cızırtılı bir ses duyuldu "Seni uyarmıştım Ani, şimdi in o adamın kucağından." Anisya'nın vücudu anında taş kesilirken Brandon bu sessizliğe Anlam verememişcesine kaşlarını çattı. Anisya'nın elleri titreyip bir anda telefonu yere düşürdü. Telefon tuzla buz olurken Brandon ne olduğunu anlayamamış ve "güzelim iyi misin?" diyip Aniya'yı yaslandığı duvardan ayırıp yatağın yanındaki koltuğa bırakmıştı. Anisya "ö-önce gi-gide-gidelim." diye kekelemişti.
Brandon nereye ve neden gittiklerini anlamasada Anisya'yı kucakladığı gibi çıkmıştı evden.Anisya sürekli etrafına bakıyor sanki bir şey arıyormuşcasına kafasını bir o yana bir bu yana çeviriyordu.
Bu durumdan artık iyice rahatsız olan Brandon arabaya atlayıp evden olabildiğince uzaklaştırmıştı Anisya'yı ama anlamıyordu ve sinirleniyordu. Brandon evden bir hayli uzaklaştıktan sonra arabayı yolun kenarına çekti ve hala elleri titreyen Anisya'ya doğru dönerek "Noluyo Anisya?  Umarım mantıklı bir açıklamsı vardır yaptıklarının." diyerek hem sinirini belli etmiş hem de şefkatle Aniya'nın yüzünü elleri arasına almıştı. "B-ben bunu nasıl anlatırım bilmiyorum Brandon."diyerek gözlerini kaçırdı ve hala yüzünde duran elleri  tutarak yüzünden ayırdı. Arabadan inerken nefes almada zorlandığını hissediyordu. Kapıyı kapatıp olduğu yerde arabaya yaslandı çünkü başı delicesine dönüyordu. Adım atarsa düşerdi. Daha öncede düşmüştü belki ama bu sefer kalkamamaktan çok korkuyordu. Brandon Anisyan'nın yanına gelerek "Rica ediyorum Anisya bir şeyler söyler misin artık? Neden burdayız? Telefondaki kimdi? Çünkü gecenin bir saatinden sevişirken gelen bir telefonla evden çıkıyoruz ve nerdeyse ıssız denilebilicek bir yol kenarında bekliyoruz, manyak olmadığımıza göre bunların bir açıklaması olmalı." diye sitemini belirtti Brandon.  Anisya kaldırıma çökerek ne kadar istemese de anlatmaya başladı. "On sekiz yaşına girdiğim gün ailem ve arkadaşlarım benim için bir parti düzenlediler -büyük bir parti- tanıdığımız tanımadığımız bir sürü kişi vardı o gün evimizde. Her yer çok ihtişamlıydı. Garsonlar sürekli içecek ikramı yapıyordu. Bir köşede dans eden çifter, bir köşede muhabbete dalan arkadaşlarım o kadar mutluydum ki o gece sanki kalbim yerinden çıkıcakmışcasına atıyordu. Herkes benim için ordaydı. Jeremy ve Yorgo da çok heyecanlılardı. Gece geç saatlere kadar delicesine eğlendik bir içki geldi diğeri gitti masadan. Sonra müzik beynimde çınlamaya başladı katlanılmaz acı verici bir hal aldı. Ben sadece biraz nefes almak istemiştim, sadece biraz nefes. Arka bahçeye çıktığımda bir el kolumu kavradı ve ne olduğunu anlamadan kendimi bir duvara yaslı buldum. " olanlar bir bir gözünün önüne geldi Anisya'nın ne kadar acı çektiği, çığlık atmaktan sessinin nasıl kısıldığı... Ve gözünden yaşlar teker teker akmaya başladı. "O gece çığlık atmaktan sesim kısıldı. iğrenç adam kendini bana ittiğinde artık gözlerim kararıyordu. Acı bacaklarımın arasındaydı ve ben hiç bir şey yapamıyordum. Sadece gözlerimden akan yaşlar vardı son kez kendini bana ittiğindeki o- o iğrenç hırıltılarını hatırlıyorum. Sonra Yorgo'nun sesini duydum ve bir de adamın üzerimden çekilişini. Adam kaçmıştı ama ben Yorgo'nun kolları arasındaydım. O gece giydiğim bembeyaz elbiseyi kanla çıkardım ben." dedi elinin tersiyle görüş açısını açmak için yüzünü sildi ve göz ucuyla baktı Brandon'a. Brandon ona gözleri dolmuş ve hayretler içerisinde bakıyordu. Acıyordu ona işte. "Yapma!" diye bağırdı Anisya Brandon'a "bana sakın acıyomuşsun gibi bakma. Ben  bu bakışlardan kaçmaktan yoruldum, sen de yapma." diyerek bir hıçkırık koptu ağzından. Brandon'a bakmadan anlatmaya devam etti. "Acıyosun şuan bana ama asıl acıman gereken yere bile gelmedik. Olan sonra oldu. Yemek yemiyodum konuşmuyodum Yorgo bile konuşturamamıştı beni. Oysaki ben onun yanında susmazdım hiç. Çok değil o günden dört belki beş gün sonra hamile olduğumu öğrendik.
Polis çocuk sayesinde bunu kimin yaptığını bulabiliceğimizi söyledi. O kadar şeyden sonra evden çıkmaz olmuştum. Değil ev odamdan hatta yatağımdan bile çıkmıyordum. Bir gece Yorgo çok ısrar etti. Çocuk gibi ağladı gözümün önünde nolur dedi. Nolur sadece biraz yürüyüş yapalım. Kıyamadım ona. Nasıl kıyardım ki be ona zaten? O benim canımdı. Ama keşke kıysaydım. Belki o zaman iki gün trip atıp üçüncu gun barışırdı benimle. Yürüyüşe çıktığımızda hiç konuşmadık, sessizce yürüdük sahilin sonuna doğru ama geri dönüş yolunda iki serseri saldırdı bize Yorgo'yu bıçakladılar beni kollarımdan tutarken başka bir adam geldi. Oydu, öğrenmişti çocuktan izini bulabileceğimizi. O gece son hatırladığım şey kasıklarımdaki soğuk metaldi. Sonra sabah hastanede uyandım. Yorgo'nun yoğun bakımda olduğunu öğrendim. O serefsizin kücücuk masum bir canın bile yaşamasına izin vermiycek kadar cani olduğunu ve hatta bir genç kızın yumurtalıklarından birini kaybetmesine sebep olabilicek kadar iğrenç olduğunu öğrendim ben o gece. Yorgo belinden aşağısını kaybetti o gece Brandon, bunun nasıl bir acı olduğunu tahmin bile edemezsin her şeyden daha çok yaktı bu benim canımı. Annesi beni suçladı oğlumun başına bunlar senin yüzünden geldi diye inletti bütün hastaneyi. Yorgo yapma anne desede hak verdim kadına anneydi o nasıl olurduda çocuğunun hayatının kararmasını sessizce izlerdi. Yapamazdı işte yapamazdı Brandon. O aldı benden Yorgo'yu görüşmiyceksin bu kızla dedi. Başka bir ülkeye gönderdi onu tedavi olsun diye sonra bütün bağlantımızı kesti. Çok çabaladı yorgo bana ulaşmak için ama yapamadı. O serefsiz de hayatlarımızı mahvedip yok olup gitmişti." anlatmaktan yorulan Anisya Brandon'un ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerinin icine baktı. "Biliyorum hala sorularının cevaplarını veremedim ama daha fazlasına dayanamam Brandon üzgünüm." diyerek başını tuttu. Bir an için gözleri karardı, başı döndü kulakları uğuldadı. Tam geçti derken her şey karardı Anisya için.

•••••••••••••••••••

Merhaba arkadaşlar, öncelikle baya kısa bir bölüm oldu üzgünüm. Bu bölümden sonra hikaye biraz daha karışıcak.  Bazı minnoşlarım var bana hikayeyle ve karakterlerle bir sürü soruyorlar elimden geldiğince onlara cevap vermeye çalışıyorum takıldığınız bir şey olursa sizler de mesaj atabilirsiniz.

KARMAŞA (Walter Serisi ~1~ )  DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now