YALNIZLIK

113 10 0
                                    

Medya: Nisan

Duştan çıktım ve hemen üstümü giyindim. Aşağı inmek en son isteyeceğim şeydi. 'neden bize haber vermeden gittin meraktan öldük. ' adlı nutuğu dinlemek gerçekten çok sıkıcıydı. Bir de annem hiçbirşey olmamış gibi davranıyordu ya.

İstemeye istemeye aşağı indim. Herkes salonda sessizce oturuyordu. Ayaklarımın sesiyle herkes bana döndü. Evet, başlıyoruz.

"Nisan sen delirdin mi? "
"Öldük meraktan!"
"Ne yapmaya çalışıyorsun? "
" Ya başına bişey gelseydi! "

Hepsine sinirli bi bakış attıktan sonra mutfağa doğru ilerledim. Dolaptan biraz börek aldım ve mikrodalgaya atarak ısınmasını bekledim. O arada içeriye Zeynep girdi. Bana kısa bi bakış attı. Ruh halimi anlamaya çalışıyordu. Birden üstüme atlayınca şaşırsam da bozuntuya vermedim ve bende ona sarıldım. Sanırım beni bu deliden başka kimse anlamaz.

"Kuzum benim. Çok korkuttun beni. "

"Özür dilerim kuzen..."

Yaşlar gözlerimden bir bir akmaya başlamıştı bile. Kesinlikle bencilce davranıyordum. Bu insanlar beni önemsiyorlardı. Benim iyiliğimi istiyorlardı. Ama ben nankörce davranıyordum.

"Tamam kuzum geçti sakin ol. Hadi gel yemeğini ye sonra senle biraz konuşalım olur mu? "

Kafamı olumlu anlamda salladım ve her an akmak için tetikte bekleyen gözyaşlarımı sildim. Zeynep beni mutfak masasına oturttu ve böreklerimi önüme koydu. Ben yemeye başladığımda oda konuşmaya başladı.

"Biliyorum kuzum Emir'in ölümü seni baya sarstı ama ona verdiğin sözü tutman lazım. Hayatına devam etmen lazım. Okul açılacak az kaldı ve hiçbirimiz tercih yapmadık. Sende sınava girmediğin için hep beraber özel okula gideriz diye düşündük. Ne dersin? "

Ben okul işini tamamen unutmuştum. Sınava da girmemiştim iyi olmadığım için. Bir sene daha uzatamazdım da. Son çare özel üniversiteydi. Yarın ilk iş okul araştırmam gerektiğini aklıma not ettim.

"Olur, ben yarın bi araştırma yaparım. "

Masadan kalkarak kuzenimin yanağına bi öpücük kondurdum.

"İyi geceler kuzu."

Elindeki telefondan başını kaldırmadan cevap verdi.

"Sanada kuzen."

Onun bu haline gülerek odama doğru ilerledim. Merdivenlerden çıkarken arkamdaki ayak seslerini duydum. Hiç aldırış etmeden çıkmaya devam ettiğimde annemin sesini duydum.

"Nisan, konuşmamız lazım. "

Oflayarak arkamı döndüm. Gerçekten sinirlenmemek elde değil!

"Çok yorgunum uyumak istiyorum."

"Sadece 5 dakika konuşa... "

"Aa yatağımın sesi mi o? Bak onunda uykusu gelmiş beni çağırıyor. Hadi iyi geceler."

Annemin arkamdan gelen sesini es geçerek hızlıca odama koştum ve ardımdan hemen kapıyı kilitledim. Evet bugün kurtulmuştum ama yarın kaçış yoktu.

Dolabıma doğru ilerledim,bi tane şort ve Emir'in tişörtünü çıkardım. Tişörtü burnuma dayadığımda hala onun o güzel kokusu vardı. En azından kokusu yanımdaydı. Aslında o hep benim yanımdaydı biliyordum. O beni asla yalnız bırakmazdı. Bırakmamalıydı.

Üstümü giyip kendimi yatağa attım. Özlemiştim. Sesini, bakışlarını, gülüşünü... Ama o artık yoktu. Inanmak istemiyordum. Onun yokluğuna alışmak istemiyordum. Onsuz yaşamakta istemiyordum. Ama artık o yoktu. Sevdiğim adam artık yanımda değildi.

Başımı camdan tarafa çevirdiğimde farkında olmadan bi damla yaş süzüldü gözümden. Sanki hala o camdan gizli gizli girecekmiş gibiydi. Anneme yakalanmamak için her yolu denemiş en sonunda bunu bulmuştu. İşe de yaramıştı. Annem hiç farketmemişti. Her gece gelirdi. Beraber sarılıp yatardık, sabahta ben uyanmadan gitmiş olurdu. Onunla uyuduğum her gece o kadar huzurlu geçerdi ki, sabahın gelmesini hiç istemezdim.

Ben huzurumu kaybetmiştim. Hayatımı kaybetmiştim. Eğer geriye dönebilseydim, ona daha çok sarılırdım. Daha çok seni seviyorum derdim. Ama artık çok geçti. Aynı kalbi paylaştığım adamla artık aynı dünyayı bile paylaşmıyordum...


KARANFILWhere stories live. Discover now