“Ben ders çalışıyorumm !” nefesimi sinirle verdim ve bütün negatifliğimle ayaklarımı sürüyerek portmantodan montumu geçirip evden çıktım. Apartmandan da çıktığımda aklıma para almadığım geldiğinde kendimi alkışladım. Söylene söylene apartmana tekrar girdiğimde asansörün olmamasına bir daha sövdüm ve 3. Kata bütün yavaşlığımla tekrar çıkıp parayı aldığım gibi dışarıya fırladım. Sonunda sorunsuz bir şekilde apartmandan çıktığımda 5 dakikalık yürüme mesafesinde olan mahallenin bakkalına yürümeye başladım. Yaşadığımız mahalle kötünün iyisi diyebileciğimiz düzeydeydi. Herkes birbirini tanırdı bu yüzden bir olay oldu mu ertesi gün herkese yayılırdı. Tam bir dedikodu mahallesiydi yani.

Sert bir rüzgar esince ellerimi montumun cebine soktum. 20 yaşındaydım ve üniversiteyi bitirmeme daha koskocaman 2 yıl vardı. Gerçi iç mimar olunca da iş bulabilicek miyim bilmiyorum .  Şu staj işini fatih hocayla bir daha konuşmalıyım. Ben yine daldığım yerden çıktığımdan bakkalı geçtiğimi fark etmem 1 dakikamı aldı. Hayır gerçekten mii ! Bu gün üstümde mayısı cinnet geçirtme günü falan mı yazılı ! Olası bir sinir krizini eve gidinceye erteledim ve sabır diliyerek geriye döndüm. Daha başıma bu gün neler gelebilir diye mırıldandığımda erken davrandığımı anlamalıydım.

Bizim mahalle bakkalının önünde son model bir araba duruyordu. Tanrım şu arabaya bak be ! ağzımdan bir ıslıkla arabayı incelemeye başladım. Ne olurdu bizimde böyle bir arabamız olsa. Hem birazda mantıklı düşününce bizim kıçı boklu mahallemizde bu arabanın  ne işi var ? Arabaya mal mal bakmayı kesip bakkala daldım. Evet girmedim daldım. Hasan amca alışık olduğunda ağzının da bir şeyler geveleyerek işine geri döndü . Ama karşısında ki şahıs bana uzaylı görmüş gibi bakmaya hala devam ediyor .Dışarıdaki arabanın bu adama ait olduğunu anlamam uzun sürmedi . Kısa  ama dağınık saçları kahverengi , mavimi yeşil mi olduğunu ayırt edemediğim gözleri vardı.

Valla nasıl  analar var neler yaratıyor allahım ya .  Ben karşımda ki taş varlığın anasına saygı ve takdirlerimi iletirken hasan amca araya girdi.

“ kızım ne öyle bön bön bakıveriyon ne istiyonuz  yine ?. Şu kırmızı kafa arkadaşın deftere yazdırdı hala ödemedi onu ödeyi vericen ha kızım” hasan amca aramızda oluşu vericek elektiriğin içine ederek bütün şansımı yerle bir etti .Neyse zaten bu niye bana böyle küçümseyici bakışlar atıyo . Bak bak bakışlara bak döverim lan ben bu çocuğu !

kızım kime diyom ben hay yarabbim zamane gençleri” hasan amca sıçtın sıvadın yani .

“ Yok hasan amca ben ekmek alıcaktım” dedim gözlerimi şu zengin züppeden ayırmadan. Biraz daha uzaylıymışım gibi bakarsa çocuğun suratına uçan tekme atabilirim. Heyt bee küçükken karateye gittim ben ! Tabi o zamanlar 7 yaşında olduğumu saymazsak . İstemsizce kaşlarımı çatarak çocuğa bakmaya devam ettim. Çocuk dediysem de benden en az 4-5 yaş büyük yani.

“ Kızım bak bu defter de yazılı borçlarınız giderek çoğalıyo. Diyorum okuyolar falan ama olmaz ki nereye kadar bu böyle.” Ah be hasan amca bari şu bulunmaz hint kumaşının yanında yapma yaa .

“ tamam hasan amca yaa bir yere gitmiyoruz işte vericez en kısa zamanda hem bu ekmeği deftere yazma buradan al” diyerek cebimden bozuk paraları çıkarıp verdim. Hala bu adamın burada ne yaptığını düşünürken içeri hasan amcanın çırağı ali girdi ve elindeki paraları hasan amcaya verdi hasan amcada züppeye uzattı.

“ Kusura bakma yavrum bekledin biraz ama bizim buralarda hep bozuk para verilir o yüzden bozamadım hemen” tabi öküz ya adama kesin 100 tl vermiştir görgüsüz pislik !

Zengin züppe elindeki paranın bir kısmını hasan amcaya uzattı ve bende ki rayların kopmasını sağlayan o 11 kelimelik cümleyi söyledi.

“Önemli değil amca  sen şu parayı alda küçük hanımefendinin borcunu sil”  Pardon  ne diyor lan bu dağ yarması ! 

“ Pardon anlamadım beyefendi!” çocuğa dönüp bütün nezaketimle söylediğim bu cümleden sonra kaşlarını alayla havaya kaldırdı ve bana döndü.

“ Sizde anlama sorunu olduğunu ilk saniyeden anlamıştım zaten. Diyorum ki benim için para bile diyemeyeceğim bir miktar hazır iyi niyetime denk gelmişken kapatıyım borcunuzu.” Nezaket buraya kadarmış.

“ Ne diyosun sen be ! Kendini ne sanıyosun sen ! paran var diye hava mı atıyosun dağ yarması !!”  karşımdaki züppe ben konuştukça kaşlarını çattı

“ Borcu siliyim mi silmiyim mi ?” diyen hasan amcaya aynı anda döndük

“silme !”

“silin !”

“ Ya yürü git  şizofren misin nesin sanane be bizim borcumuzdan  !”

“ Ödemek istiyorum var mı kardeşim para benim değil mi ister alırım ister satarım!”

“Ben senin nerden kardeşin oluyorum be! Al şu fiyakalı arabanı gıt yoksa ben göndericem şimdi !” ağzından bir hah sesi çıkardı

“Nasıl göndericeksin bir göstersene çok merak ettim!”

“Ben şimdi senin” diye üstüne yürürken hasan amca araya girdi.

“ Aaa yeter çıkın gidin başka yerde kavga edin tansiyonum var benim!” sinirle ekmeği alıp çıktım hızlı adımlardan eve doğru yürürken arkamdan gelen sesle durdum.

“Bu kadar sinirli olma nedenini buna bağlıyorum !” ne diyor bu ya ? sinirle arkamı döndüm

“ Ne diyosun sen be !”  muzip bakışlarla beni süzdü ve

“Diyorum için kan ağlıyor olmalı” kanın üstüne vurgu yaparak söylemişti . Ne demek istediğini o sinirle anlmasam da sinirle derin bir nefes aldım

“ Ya yürü git embesil misin nesin ! mümkünse bir daha karşılaşmayalım !”  Hızlı adımlarla arkamı dönüp yürümeye başladım.Bak bir de kahkaha atıyor. Derin bir nefes aldım ve arkamı dönüp o yakışıklı suratına yumruğumu geçirmemek için kendimi zor tuttum. Zaten köşeyi döndüğümde de ne o ne de arabısnı artık görebiliyordum. Bütün sinirimle eve yürürken bir apartmanın kapısından yansımamı gördüm. Soğuktan ve sinirden yanaklarım kızarmış ve at kuyruğu yaptığım saçlarımın çoğu tokadan sıyrılmıştı. Gözlerimi devirerek yürümeye devam edeceğim sırada gözüme pantolonumdaki bir leke takıldı.kafam daha ne lekesi olduğunu kavrayamadığından iyice yansımama yaklaşıp popomu döndüm .Ve acı gerçek yüzüme çarptığında gözlerimi sonuna kadar açarak popomun tam ortasındaki kocaman kırmızı lekeye baktım. Aklıma hemen önce dağ ayısıyla yaptığımız konuşma geldi ve iki dakika önce yaptığı imayı sonunda kavramış oldum . diyebileceğim hiçbir şey yoktu sadece bunun  dışında.

“ Ha siktir ! “

Love İs Coming (!) (askıda)Where stories live. Discover now