Kürşat

16 3 0
                                    




Kürşat, okuldan çıkmış evine doğru ilerliyordu. Ne de çok yorulmuştu bugün! Bütün ağır dersler inadına bugüne konulmuş gibiydi. Başı çok ağrıyordu. "Hemen eve gitsem de, uyusam." Diye mırıldandı  kendi kedine. Sıkıntıyla ofladı, ayakları çok ağrıyordu. Çok az kalmıştı evine gelmesine. Heyecanla adımlarını hızlandırdı. Tam sokağı dönecekken aniden gelen tiz çığlıkla irkildi. Korkmuştu. Adımlarını daha da hızlandırdı. Sokağı dönünce serserinin tekinin genç bir kızın çantasını almaya çalıştığını gördü. Kaşlarını çattı sinirle. Göz bebekleri büyüdü. Yumruklarını sıktı. Koşup, serseriye doğru bir hamle yaptı. Serseri, yere düşmüştü. Kız, çantasının kulpundan sıkı sıkı tutmuş, birkaç adım geriye sendelenmişti. Kürşat, serseriye doğru bir hamle daha yapacakken serseri, telaşla ayağa fırladı. Bir kaç kez sendeledi ve koşa koşa uzaklaşmaya başladı. Kürşat, serserinin silikleşen görüntüsüne bakıp güldü kendi kendine. Sonra, sanki bir şey hatırlamışçasına yüzü asıldı, dudakları düz bir çizgi halini aldı. Telaşla kıza doğru döndü ve hızlı adımlarla yanına gitti. "İyi misin? Bir şeyin var mı?" Diye sordu. Kız, "İyiyim, teşekkür ederim." Diyerek gülümsedi. Kürşat, kafasını onaylarcasına salladı, arkasını dönüp evine doğru ilerlemeye başladı. Mutluydu Kürşat. Birine yardım etmişti ya! Bu ona yeter de artardı bile.

İnsanKde žijí příběhy. Začni objevovat