***

94 7 5
                                    


"Bu kabul edilemez!" diye bağırdı tanrıça Artemis tüm gazabıyla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu kabul edilemez!" diye bağırdı tanrıça Artemis tüm gazabıyla. Hışımla çıktığı taht odasından, vücudunun etrafında dalga dalga yayılan öfkesiyle birlikte Zeus'un sarayının surlarına ilerledi. Peşinden gelen Apollon'un bile farkına son anda varmıştı. Ellerini taştan surların üzerine koydu ve aşağılara, çok aşağılara bakmaya başladı. Gümüş rengi gözleri Akdeniz'in masmavi, içinde deniz kızlarının oynadığı sularından karaya, yarısından fazlasının üzüm bağlarıyla dolu olduğu ve üretilen şaraplarıyla ünlü Kalydon diyarına çevrildi. Kalydon' un kralı Oineos, sahip olduğu bu muhteşem kudreti kutsatmak ve daimini sağlamak için her yıl tanrılara adaklarda bulunurdu. Ancak bu yıl bir ölümsüzü unutmuştu.

"Hangi cüretle beni böylesine küçük düşürebilir?" Tanrı Apollon sıkıntıyla iç geçirerek ikizinin yanına ilerledi. Tanrıçanın rüzgarda uçuşan gece karası ama her bir telinde en parlak yıldızların ışıltısını taşıdığı saçlarını sağ tarafından önüne attı ve omuzlarına masaj yapmaya başladı. Kız kardeşinin bedenindeki gerginlik azalmaya başlasa bile Apollon zihninde şimşekler çaktığını çok iyi biliyordu. Artemis; avcı tanrıça, saygısızlık yapmayı aklınızdan bile geçirmemeniz gereken bir ölümsüzdü. Ve Oineos tam da bu hataya düşmüştü.

Artemis diğer tanrı ve tanrıçaların kendisine alay eden bakışlarını düşününce, gevşeyen vücudu tekrar kaskatı oldu. Apollon kardeşini kendine çevirdi, bunu yapması tanrıçanın sımsıkı tuttuğu sur burcunun bir miktar parçalanarak boşluğa savrulmasına neden olmuştu.

"Oineos'u bilirsin kardeşim. Artık iyice yaşlandı, kesinlikle unutkanlık yapmış olmalı. Ölümlüler aptaldır, kral bile olsa." dedi Apollon. İkizi ise bunu duymamıştı bile.

"Umurumda değil. Beni unutmak mı? Bu kabul edilemez bir durum!" Öfkesinin enerjisi etrafa yayılıyordu. Ancak tanrıça ansızın gülümsemeye başladı. Bu samimiyetten uzak, aksine ölümlü ölümsüz herkesin iliklerini donduracak bir gülümsemeydi. Kardeşinin bu halini gören tanrı bir kez daha Artemis'e neden hiç bulaşmadığını hatırladı.

"Ne yapmayı planlıyorsun?" dedi tanrı kız kardeşinin gözlerinin içine daha fazla bakamayıp gözlerini uçsuz bucaksız göğe çevirerek. Tanrıçanın melodik kahkahası doldurdu önce kulaklarını, ardından alay dolu sesi.

"Kral Oineos'a bunca yıldır bize sunduğu adaklar için bir hediye göndermeye karar verdim sevgili kardeşim, nihayetinde tanrılar tebaasına cömert olmalı değil mi?" Ardından burçların üstüne çıkıp kendini engin göğe bıraktı genç tanrıça, aşağı doğru zarifçe süzülürken atmacaya dönüp tiz çığlıklar atarak yükseldi ve Olimpos dağından uzaklaşmaya başladı. Apollon başını iki yana sallayarak sırıttı. İkizinin yaratacağı karmaşayı merakla bekliyor olacaktı.

 İkizinin yaratacağı karmaşayı merakla bekliyor olacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lanetli AvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin