Bölüm 3

1.7K 183 8
                                    

"Sen...Sen...Sen Bo Jo değilsin."

Şaşkınca etrafına bakındı. Başkasıyla konuştuğumu falan düşünüyor olmalıydı.

''Ben mi?" dedi elini göğsünün üzerine koyup.

"Hmm. Sen. Sen o değilsin."

Bana yaklaştı.

"Sen! Sen Exo'sun!" diye çığırdığında kendime geldim.

"Sessiz ol! Tanımasınlar." diyerek onu uyardım.

Gözleri... Sadece gözleri Bo jo'ya benzemiyordu. Yanakları, dudakları,burnu...Tüm vücudu aynı Bo jo gibiyken, gözleri yabancı gözlerdi.

"Sen burada ne yapıyorsun?" dedi bana. "Ayrıca ben. Yani neden benimle konuştun?"

Bu sorusuna gülümsedim.

"Seninle konuşamaz mıyım?"

Elleriyle yüzünü kapadı. Açtı.

"Omooooo! Rüya değil!" diye bağırdı.

Gülmeye başladım.

"Değil tabiki."

"Ama. Ama neden?" dediğinde elimle saçlarımı karıştırdım.

"Sanırım konuşmalıyız."

***

Beni eski evine davet ettiğinde çekinerek girdim.

"Sessiz olmalısın. Babam uyuyordur." dedi parmak ucunda yürürken.

Dediği gibi yaptım bende. Beni odasına götürdüğünde etrafı inceledim.

Yeşil ve pembe renklerle dolu oda canımı sıkıyordu. Küçücüktü ve fazla olan ev eşyalarının hepsi bu odaya toplanmıştı.

"Tamam. Şimdi anlat." dedi yatağına beni oturttuğunda.

Kendiside karşıma,yere oturup bağdaş kurmuştu. Merakla küçük çekik gözlerini üzerime dikti.

"Şey..."

"Ney?"

Daha bir kelime etmişken dediği Ney? kelimesi,bu kadar meraklı oluşu gülmek istememe neden olsa da kendimi sıktım.

"Seni dün marketten çıkarken gördüm. Eski bir arkadaşıma benzettim ve takip ettim. Bu yüzden."

"Heeee" diyerek başını aşağı yukarı salladı.

"Dün babam bir şeyler istemişti de. Onları alıp geldim. Ama . Ama kime benziyorum?" diye sordu.

Ne kadar meraklı bir kızdı bu böyle? Komik minikleri vardı. Balık etli olmasından dolayı Bo jo'nun yurdumuza geldiği ilk zamanları anımsatıyordu.

"Sadece bir arkadaş işte." dedim.

"Babam hasta benim. Tam 11 yıl oldu. Ben daha 15 yaşındayım o zaman. Trafik kazası geçirdi. Annemde bir sene sonra vefat etti. Babamın hasta olduğu için maaşı yatıyor. Anneminde maaşı var. Bende onlarla büyüdüm. Babama da ben bakıyorum. İşte böyle."

Neden bana özel hayatından bahsediyordu? Tamam. Kötü zamanlar atlatmıştı. Ama neden birden böyle anlatmıştı.

"Üzüldüm. Kötü olmuş." dedim.

"Hayır. Neden üzüldün ki? Mutsuzum mu dedim sanki?" dediğinde gözlerim açıldı şaşkınlıktan.

"Ahh. Haklısın."

Birden gülmeye başladı. Dişleri...Neden Bo jo gibiydi? Ya da gülüşü?

***
Babası uyandığında beni onun yanına götürdü.

"Baba. Bu benim arkadaşım. Hani sürekli dinlediğim grup varya. Exo. İşte onun lideri."

Beni babasına tanıtma şekli şaşırtsada babasına gülümsedim ve babasını selamladım.

Daha bir saat önce tanıştığı kişi nasıl arkadaşı olabilirdi?

Evden çıktığımda beni uğurlamak için o da çıktı.

"Daha bir saat önce tanıştığın birisine arkadaşım deme bir daha. Yani yanlış anlama. Ben tabiki kendim için söylemiyorum. Ama başkalarına aynı şeyi yapma. Kötü niyetli kişiler olabilir." dedim.

Bana baktı.

"Ben seni 19 yıldır tanıyorum. En iyi arkadaşımsın." diyerek elimi sıktı.

"Bir daha ziyaretimize gel arkadaşım." diyerek kapıyı kapattı.

Orada elim havada, öylece kalakalmıştım.

5) SENDEN SONRA (SUHO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin