Eda tecrübeli eller tarafından esir alınmış ve kendini kaybetmek üzere iken az önce zorlukla ağzından çıkan "Bırak," kelimesini tekrarladı. Tolga'nın durmaması üzerine kendisini durdurabilmek için iradesine sahip çıkmaya karar verdi ama tüm bedenini ele geçiren ateş ve göğüslerinin üzerindeki dudaklara bir şey yapamadı. Göğüslerinden, beline ve oradan kalçasına inen ne yapacağını çok iyi bilen ellere karşı koyamıyordu. Aklına gelen ile bir an durdu. Tecrübeli eller diye düşünürken aklına dolan kabuslar yine onu etkisi altına alıyordu. Tolga ile ne kadar bu durumu şu anda istemese de bu kabusları hiç istemiyordu. Yıllarca bu düşüncelere esir olmuşken yeniden bunu yaşamak istemiyordu. Birden iradesi dışında göbeğini öpen dudakları bedeninden uzaklaştırdı. Tolga'nın başı elleri arasında iken "Dur," dedi nefesi düzensiz bir şekilde.

Tolga şaşkınlıkla gözlerini açtı. Zaten çok ileri gitmeyecek ve duracaktı ama nişanlısının gözlerindeki şeyden hoşlanmamıştı. Zorla "Neden?" diye sordu.

Eda soğuk bir ses tonunda "İstemiyorum," dedi.

Tolga daha da şaşırdı ve gömleğinin ön düğmeleri açık, yatakta doğruldu. Eda ise üzerine altındaki örtüyü çekti.

Tolga "Neden Eda?" diye merakla bir daha sordu. Eda'nın bu söyleyiş tarzı canını yaktı.

Eda derin bir nefes aldı. "Bir nedeni olması mı lazım istemiyorum işte," dedi sert bir şekilde. İçindekileri söyleyip Tolga'yı üzmek istemiyor, bu yüzden kendine zorlukla hakim oluyordu.

Tolga ise artık sinirlerine engel olamıyordu. "Evet bir nedeni olması gerekiyor, çünkü ben senin aşık olduğun adamım ve sen benim sana dokunmamı istemiyorsun!"

"Evet şimdi istemiyorum işte."

Tolga derin bir nefes aldı, burun kemerini sıktı. Sakin kalmaya özen göstererek yatakta tamamen dik konuma geldi. "Tamam istemiyorsun. Peki neden?" diye sordu. Bunu bugün öğrenecek ve daha sonra yeniden karşısına çıkmaması için bu sorunu şimdi halledecekti.

Eda Tolga'yı üzmek istemiyordu ama kaçış yolu kalmamıştı. Her zaman ki gibi birden söylemeye karar verdi. "Çünkü sen benim iç çamaşırımı dişlerken aklıma başka sahneler doluyor. Başka ka-kadınlara da bunları yaptın sen ve ben özel değilim." Eda bunları söylerken yine aynı acıları yaşıyordu. Geceler, günler boyunca aklından çıkmayan, sevdiği adamın başka kadınlarla olan görüntüleri canını yeniden yakıyordu. Bir zaman bu durumu aklını kaybetmesine neden olacak kadar büyütmüştü. Kurtulduğunu düşünürken işte yeniden karşısındaydı.

Tolga ise donup kalmıştı. Bunun çok gerilerde kaldığını düşünüyordu. Yıllardır beraberlerdi ve bu konu üzerine hiç konuşmamışlardı. Birden bütün yaşadıkları aklına doluşmaya başladı. Aslında Eda her seferinde bu konuyu açıyordu. Her sinirlendiğinde ya da her hangi bir zamanda. Fark etmiyordu, aslında her an bunu söylüyordu ama kendisi üzerinde durmuyordu. Şimdi baktığı gözlerde bu acıyı saf bir şekilde gördü ve sevdiği kızı bu kadar üzdüğü için kalbi onarılamaz şekilde yara aldı. Eda'yı üzmek en son istediği şeydi. Yatakta yanına yaklaştı ve çarşafla birlikte zorlanmadan kucağına alıp oturttu. Yanaklarını okşayıp dudaklarından öptü.

Eda onun ne yapacağını merakla bekliyordu. Bu her zaman ki yaptığı delirtme operasyonlarından biri değildi. Gerçekten kafasına taktığı bir sorundu. Bu yüzden Tolga'nın ağzını açmasına fırsat vermeden fısıldadı. "Ben senin bende olduğun gibi özel olsun istiyordum. Bu yüzden sana Amerika'ya gitmeden önce kimseye dokunma dedim. Ama sen beni umursamadın bile."

Tolga şaşkınlıkla karşısındaki nefes kesici güzelliğe bakıyordu. "Güzelim o zaman sadece 12 yaşındaydın. Ne yapmamı bekliyordun? Bunu bilemezdim Eda. Sana aşık olacağımı bilemezdim," diye Eda'yı kırmadan en güzel şekilde açıklamak istedi.

KALBİM BENDEN ÖTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin