"Hep."

1.9K 77 9
                                    

Selamın aleyküm arkadaslar... Biraz beklettik ama geldik. Yanımızda bir de Tuğba getirdik. Umarız beğenirsiniz. 

Iyi okumalar

4,5 AY SONRA...

Mükemmel bir dört buçuk ay geçirmiştik. Mükemmel olmasının yanı sıra bir o kadar da zor, bulantılı, tripli ve boolll yemekli bir üç ay.

Bu süreçte çok sık olmasa da bir kaç kez ufak tefek kanamalarım olmuştu. Abim ve Afra nişanlanmıştı ve yarın düğünleri vardı. Afra her ne kadar korkuları yüzünden düğünden biraz ürksede abim her daim onun yanındaydı.

Baran ve Boran da büyümüşlerdi. 16 aylıklardı şuan. Yaramazlıkları artmıştı ve bu halimle onların peşinde koşturmak bir hayli zor oluyordu. O yüzden Eda sağolsun benimle ilgilenmek dışında ikizlere de bakıyordu. Gerçi Dicle her gün geldiği için ona pek bişey kalmıyordu.

Düğün hazırlıklarına yardım edememiştim. Bu yüzden abime kızgındım. Ne olurdu sanki bekleseydi. Ölcek miydi. Ben zaten yarın öbür gün doğuracaktım. Ne vardı bekleseydi bikaç ay daha. Ben de toparlanırdım. Hep beraber yapardık hazırlığı. Ama hiç görmediğim mutluluğu görüyordum Şükrü'nün gözünde. O hep kelime oyunları yapıp laf sokan adam yoktu bu aralar, Afra'ya ilanı aşk eden adam vardı. Kabul; Şükrü aşk adamı değil. Ama güzel seviyordu...

Baran benim ona bakmamı sağlacak şekilde ses çıkardı. Daha konuşamıyorlardı. Boran'ı gösterdi parmağıyla. Ah Boran Ah! Boran elinde babasının az önce çıkardığı beyaz gömleğiyle bana gülümsüyordu. Devran az önce duşa girmişti ve biz yatak odasında güya yatakta uyuyacaktık bu gece. Ama ikizlerim hiç buna yeltendiği yok. İşin kötüsü de Boran az önce çikolata yemişti ve ben daha ellerini yıkamadan o babasının gömleğini almıştı. Devran da bu gömleği burda çıkarmak zorunda mı? Tamam ufak bi şerbetli tatlı gösterisi yapmış olması hoş olabilirdi hormonlarım açısından ama banyoda çıkar dimi?

Gömleği Baran'dan alıp, Baran ve Boran'ın ellerini yıkadım. Sonra gerçekten yapmamız gerekeni yapıp yatağa çıktık. İkisinin de üzerinde mavi araba figürlü pijamalarıyla yatakta oturuyorlardı. "Annaaa" dedi Boran babasını işaret ederek. Devran belinden düştü düşecek gibi duran pantolonuyla girdi içeri. Ben gözlerimi daha Devran'dan ayırmadan Boran babasına baktı güldü ve kafasını yastığa gömdü. Baran ise Boran'a gülüyordu. Sonra o da ikiz kardeşini taklit edip yastığa gömdü kafasını. Devran ikisine de gülüp üzerine bir tişört geçirdi ve ikisini birden kucağına alıp yataktaki yerini aldı. Sonra da onları gıdıklamaya başladı. "Babaaa" kelimeleri karıştı kahkahalarının arasına.

Devran çocuklarında uykusu gelince onlarla oynamayı bıraktı ve aramıza yatırdı. Yatak çok büyük olduğu için rahatça sığıyorduk. Ben Baran'ı kendi yanıma, Devran da Boranı kendi tarafına aldı. İkisi aramıza gelecek şekildeydi. Baran çok sakin ve hareketsiz uyuduğu için onu yanıma ben almıştım. Boran da öyleydi aslında ama Baran kadar değil.

Devran ikisine de bir öpücük kondurdu ve "Allah'ın bana verdiği en güzel hediyeler bunlar." dedi. "Ve tabi Tuğbamız da var." dedi elini karnıma götürürken. Elini dokundurduğu yer alev topuna dönmüş gibiydi. Daha sonra usulca elini çekti ve uyku pozisyonunu aldı.

Birden bir sancı girdi karnıma. Çok feci bir sancıydı. Gece saat 3 gibiydi. "Aaah! Devran" diye bağırmam üzerine Devran uyandı ve "Asmin, noldu? Asmin Tuğba mı geliyo? Edaaaaa" diye konuştu ve seslendi sonunda Eda'ya. Eda çabucak geldi yanıma ve ilgilendi benimle. Doğum sancısının olmadığını, sadece doğum yaklaştığı için biraz daha ağrılı sancılar çekmeye başladığımı söyledi. Sancım da durmuştu. Yatakta Baran ve Boran'ın olmayışını anca sancım durunca fark etmiştim. Devran endişemi anlamış olacaktı ki "Odalarındalar." dedi. Derin bir oh çekip Devran'ın bana sarılması için kollarımı açtım. Devran yanıma geldi ve bana sarıldı. Kemiklerimi kırarcasına hemde. "Devrancığım, biliyorum çok sevilesi bir insanım ama kemiklerim bana kalsın. Kullanıyorum çünkü" dedim gülerek. Devran kollarını benden ayırdı ve "Özledim yani naapabilirim? Kullanmayıver bikaç hafta kemiklerini" dedi umursamazca bende önce söylediğine bi gülüp "1.si zaten nerdeyse tüm gün yan yanayız Aşkım, nasıl özlemek oluyo o? 2.si de tabi canım alt tarafı kemik dimi? En fazla ölürüm" dedim gülerek. Benim aksime Devran gülmedi. Hatta ufak bi sinirlendi. "Devran?" dedin şaşkınca. "Sakın bi daha deme 'ölürüm' falan diye. Yanında özlüyom lan seni" dedi. Evet o lan oraya hiç olmamıştı belki ama O Devran Karahan'dı.

KURŞUN ADRES SORMAZ KİWhere stories live. Discover now