Aslında bu iki arkadaş şöyle tanışmış bunlar ikisinde sokaktayken bir parıltı görmüş ikisi o parıltıyı takip etmiş o parıltıda bir elmasmış bu elmasa dokunan saklı adaya ışınlanırmış ikisi de aynı anda elmasa dokunmuş ve adaya ışınlanmış bu adada çok farklı şeyler varmış o da ne keder yerde bir kese bulmuş bu kesenin içini açarken toprak onu içine çekmeye başlamış kader bunu görünce ne oluyor orda demiş,keder bana yardım et demiş.kader keder'e yardım etmiş tam o anda kese toprağın içine girmiş keder demişki acaba o kesenin içinde ne vardı, kader demişki bende merak ettim acaba onun içinde ne vardı. iki arkadaş saklı adayı gezmeye başlamış gezerken ikisinin de karnı acıkmış balık tutmaya gitmişler hemde ağaç dalından oltalar yaptılar ama o da ne tuttuğu balığın ağzından aynı kese bu sefer o kesenin içini açmışlar içinden bir mektup çıkmış o mektubun içinde şöyle yazıyor du "bu adayı tamamladı evine dön" bunu duyan iki arkadaş acaba ne yaparsak eve dön eriz derken yere bir havuç düştü bu havuç baktılar, baktılar ve birden havuç patladı iki arkadaş dedi ki herelde nazar deydi biraz daha ilerlediler bu sefer bir ananas düştü önlerine bu ananas da patladı bu sefer dediler ki yavv! kim nazar deydiriyor şunlara bir afiyetle yiyemedik şu canım meyveleri bu ne ya dediler bu sefer şöyle düşündüler bence biz ağaca tırmanalım ordan meyve yiyelim nasıl fikir keder dediler tamam dedi keder tırmanalım bunlar ağaca tırmandı bi güzel afiyetle meyvelerden yedi ler ohh! be dediler ne güzel yedik meyveleri o an ne olduysa artık ağaçtan aşağı düştüler çok ilginçti o an önlerine sokakta gördüğü parlayan şey düştü ikisi de aynan da o parlayan şeye dokundular ve ikisi de kendi evlerine ışınlandılar.
