Denek no :13

325 111 315
                                    

Avuçlarındaki çizgilere uzun uzun baktı , kaderi nerde bitiyordu artık göremiyordu. Kesikler ve yaralar ona yeni bir kader yazmıştı ; derin , kabuk bağlamış izlerden , uzun ve acımasız bir kader ...

Ellerini duvarın önünde tutarak , tıpkı yıllar önce yaptığı gibi , şekiller oluşturmaya çalıştı . Belki bir tavşan , yada bir kelebek ... Ama hiçbir şey görünmüyordu , bu lanet yerde gölgeler bile yoktu .

Kurumuş dudakları arasından derin bir nefes aldı , burda kim yaşamak isterdi ki , her şey kaçmıştı burdan , tıpkı gölgeler gibi ...

Bir gölgeniz olmasına bile izin yoktu burda , daha doğrusu size ait olan hiçbir şey yoktu .
Daldığı hülyalardan gerçek dünyaya çağıran korku dolu bir çığlıkla uyandı.

Midesini bulandıracak derecede düzenli ve temiz bir koridorda, hayatının bütün siyahlarını beyaz örtülerin altında yaşamış o küçük kız oturuyordu.

Aslında küçük değildi , 18 yaşına basalı aylar olmuştu , ama ne zaman hastanenin bu bölümüne gelse hep kendini ilk geldiği günki kadar küçük ve savunmasız hissediyordu . Nasıl olmuş da çaresizlik ve korku onu bu denli ele geçirmişti biliyordu , bundan kurtulamayacağını da biliyordu , korkularından kaçamazdı . Koltuğa bütün gücüyle kenetlenmiş , tıpkı diğerleri gibi sırasını bekliyordu ; duvarda asılı tabeladaki sayı büyüdükçe kalp atışlarının daha hızlı attığını hissedebiliyordu , korku onu kundaktaki bir bebek gibi sarıp sarmalıyordu .

Belki de ölüme olan yakınlığı onu dehşete düşürüyordu , ölüp ölmeyeceğini bilmiyordu , sadece kendini en kötüsüne hazırlıyordu ; çünkü burda her şeyin en kötüsü olurdu . Ölüm korkusu bir kabus gibi üstüne çökerken , kendisine ölümün o kadar da kötü olmadığına inandırmaya çalışıyordu ama bütün benliği ona inanmayı reddediyordu ; olan her şeye rağmen yinede nefes almak istiyordu . Her geçen saniye koridordaki çocukların sayısı azalırken , kimisi dışarı çıkıyor , kimisinin çığlıkları ise kapalı kapıları aşıp koridorda bekleyen bütün çocukların korku dolu yüz ifadelerini belirginleştiriyordu .

"13 numaralı denek!"

Vaha duyduğu sayının etkisiyle koltuğa daha sıkı yapıştı , sıra ondaydı . Karşısında beliren iri yarı korumanın elindeki elektroşok cihazını görünce direnmenin daha çok acı çekmekten başka bir işe yaramayacağını biliyordu . Koltuğu sıkmaktan kenetlenmiş parmaklarını zorda olsa koltuktan ayırıp titreyen adımlarla , ona bir ömür mesafede görünen odaya yaklaştı, koruma onu itince içeri istemeyerek de olsa girdi . Karşısında gördüğü kişiyle korkusu bi nebze olsun azaldı ; Doktor Price . Vaha korumaya ürkek gözlerle baktı , burda olması onu fazlasıyla geriyordu , neyseki doktor Price ona çıkmasını söyleyince Vaha' ya sert bir bakış atıp dışarı çıktı.

"Otur lütfen."

Vaha ortadaki , kemerler ve çeşitli bağlama eşyalarıyla dolu olan koltuğa baktı , en son istediği şey oraya oturmaktı ama şansını zorlamasının bir anlamı yoktu , bu yüzden küçük adımlarla da olsa koltuğa yaklaştı . Birkaç saniye koltuğa öylece baktı , bakışlarını çevirdiğinde doktor Price' la göz göze geldi , doktorun yüzünde sıkkın bir ifade vardı , ilk defa traş olmadan gelmişti . Vaha bunun iyi bir şey olmadığını hissediyordu ama yinede koltuğa oturdu , oturmasıyla mekanizma devreye girdi ve onu koltuğa sıkıca bağladı , Vaha her seferinde olduğu gibi anlık bir panik yaşadı , sonra kendini toparlamaya çalıştı , bir korkak gibi görünmek istemiyordu .

Doktor öfkeli görünüyordu , elindeki kağıtları bir kez daha inceleyip etrafa saçtı . Vaha hızlı hızlı nefes almaya başladı , bedeni soğukta kalmış gibi zangır zangır titriyordu , yüzünün uyuştuğunu hissetti . Ne zaman başına kötü bir şey geleceğini düşünse sürekli böyle oluyordu , kendini kontrol edemiyordu.

Doktor masadan bir iğne alıp hiç tereddüt etmeden Vaha'nın koluna geçirince biraz olsun sakinleştiğini hissetti ; ona sakinleştirici vermiş olmalıydı .

Vaha' nın tam karşısına geçip gözlerinin içine baktı , genç kızın gözlerindeki korkuyu yıllardır görüyordu ama bu sefer kendi gözlerinde de yarattığı başarısızlığın korkusu görünüyordu . Yıllardır burdaydı , binlerce deney yapmış , yüzlerce kişinin ölümüne şahit olmuştu ama sıra bu kıza gelince işler değişiyordu , ona karşı farklı bir şey hissediyordu ama ne olduğunu bilmiyordu . Bu denek konusunda başarılı olmak istiyordu ama olamamıştı ; aylarca uğraşmasına rağmen başarısız olduğu bu deneyin sonucunu değiştirememişti ; deneğin yok edilmesi kararlaştırılmıştı . Bunu yapmak istemiyordu ama pişmanlık duymuyor yada kötü hissetmiyordu ; belki de yılların getirdiği bir alışkanlıktan dolayı böyleydi , bilmiyordu .

Masadan aldığı şırıngayı son bir kez kontrol edip ona çaresizlik ve korku dolu gözlerle bakan deneğin yanına geldi . Doktor tek bir kelime bile etmek istemiyordu bu her şeyi daha da zorlaştırırdı , kızın boynuna düşen saçları çekti , şırıngayı yaklaştırdı.

"Beni öldürecek misin ?"

Duyduğu bu titrek ve cılız ses karşısında bir an için afalladı ama durmak onun için söz konusu olamazdı .

"Korkma bir daha kimse canını yakamayacak . "

Doktor bunu der demez her şey yerle bir oldu ...

Beyazın bütün asilliğini ortadan kaldıran kıyametin tiz sesi Vaha' nın ruhunun en derinliklerinde yankılandı , cehennem ateşini andıran alevler aç kurtlar gibi her şeyi yakıp yıkıyordu . Vaha , kalp atışlarının düzenli melodisine odaklanmış hâlâ o masada bağlı halde duruyordu . Kafasını defalarca çarpmış olayların farkında değildi , hayal ve gerçekliğin tam ortasındaydı ; neyin hayal neyin gerçek olduğunu da algılayamıyordu .

Birkaç saniye de olsa bir sessizlik hakim oldu ama tozdan hiçbir şey görünmüyordu.Vaha alevlerin çatırdayan sesi arasında farklı bir ses işitti, ses odanın en sonundaki köşeden geliyordu , içerdeki toz dindikçe ses de arttı.
"Olamaz ..."
Mırıltı gibi çıkan sesi boşlukta kalırken patlayan tüpün etkisiyle bir kez daha kendini duvarlara çarparken buldu , uyanık kalması uzun sürmedi birkaç saniye içinde bilincini kaybetti . ***

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin