Kayboluş

963 54 13
                                    

Okul arkadaşlık oyunlar partiler bunlar benim için yabancı kavramlardı.  

 İlkokulda evde eğitim görmüştüm, arkadaşım yoktu, evde oturup gelen özel öğretmenlerle çalışır, boş zamanlarımda da müzik dinler ya da annemle sahilde gezerdik ama artık bıkmamak elde değildi. Özel okullara gidip benim gibilerle özel eğitim görmem gerekirken artık bunu istemiyordum. Yeni arkadaşlar yeni çevre her kız gibi bir sevgili istiyordum artık YAŞAMAK istiyordum.

 Annem her zaman yanımda olamazdı bu dünyada, tek başıma yaşayabilmeye alışmam lazımdı ve buna alışmak için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Hızlı adımlarla sınıfıma doğru ilerliyorduk.

 Annem duraksadı iste geldik. 9-C sınıfın kapısını açtı ve kolumu çekiştirdi. Sınıf boş olmalıydı ki annem birden bağırmaya başladı.

 Kızım artık liseli kızım artık liseli, durmasını söyledim, birileri gelebilirdi rezil olmak istemiyordum. Tamam tamam dedi.

 Koluma girdi ve beni bir sıraya oturtturdu.

 Camın yanındasın ve en arkadasın bu senin için en iyisi dedi .

 Bence de öyleydi. Hem hava alabilcektim, hem de kimseyle haşır neşir olmak zorunda değildim. Sıra arkadaşımla konuşsam yeterdi.

 Her anne gibi dikkatli ol kendini dikkat et gibi klasik anne laflarını ettikten sonra o korkmuş titrek sesiyle ben gidiyorum demeyi başarmıştı.

 Yanağıma bir öpücük kondurdu ve yürümeye başladı. Topuklu ayakkabısının tak tak seslerini çok severdim. O ritim o ahenk çok güzeldi.  Bir kez daha dikkatli ol dedi ve kapı kapandı.

 Kapının kapanmasıyla içimi bir korku sarmıştı. Ben bastonum ve kocaman okul…

 Kapı açılıp kapanmaya başlamıştı. Her kapı açılışında kafamı o yöne çeviriyordum ama kimseyi görememek sınıf arkadaşlarımın dış görünüşlerini asla bilemeyecek olmak sinirimi bozuyordu ama seslerini duyabiliyordum en azından.

 Ellerimle cama uzandım. Açtım ve kafamı dışarıya sarkıttım. Derin bir nefes aldım. Burası boş mu sesiyle hemen kafamı camdan çıkardım. İşte beklediğim an, sıra arkadaşımla tanışma anım, evet boş dedim.

”Selam ben Cassie. “ dedi.

 İsmi kulağıma çok güzel gelmişti samimileşebilirsek ona Cass derdim.  

”Bende Effy, “ diye seslendim. Biraz yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki Cassie gülerek sakin olmamı söyledi.

 Sıcak bir ses tonu vardı. Konuşmaya başladık.

 Önceki okulumu üstümdeki t-shirt’i nerden aldığımı ve gözümdeki problemi sordu.

 Fark etmemesini ummuştum ama bunun imkânsız olduğunu bende biliyordum.

 Önceden evde özel eğitim gördüğümü ve giysilerimi genellikle annemin diktiğini söyledim. Meraklı bir ses tonuyla Peki gözlerin? dedi.

 Doğuştan kör olduğumu söyleyince üzüldüğünü dile getirdi.

 Bu biraz yapmacık gelmişti kulağa ama ben de biriyle böyle konuları konuşurken pek rahat olamazdım sanırım.

 Kapının açılmasıyla aniden bir ses patlaması oldu. Sıraların kayışını hissettim. Sıraların fayansla sürtünürkenki o cılız sesi kulaklarımda yankıya neden olmuştu.

 Cassie hoca geldi, diye söylenerek beni kolumdan tutup kaldırdı.

 Tatlı bir kadın sesi, ”oturabilirsiniz“dedi. Ve yine o sıra seslerini kulağımda hissettim.

 Öğretmen olduğunu düşündüğüm insan, başka biri olması saçma olurdu zaten, konuşmaya başladı.

 Klasik ilk gün konuşmasını gerçekleştiriyordu yani dinlediğim hikâyelerdeki konuşmalardan farksızdı.

 Okulumuza hoş geldiniz demekle başladı. Sözüne Kimya öğretmeni olduğunu isminin Rachel Rosanger olduğunu belirtti.

 Okulun kurallarını belirtip birazda okulu övdükten sonra,”şimdi sizinle tanışabiliriz. “      dedi.

Herkes sırayla ismini söyleyip oturuyordu. Sıra bana gelmiş olmalıydı ki Cassie dürtüklüyordu. Ayağa kalktım, ismimi söyledim ve oturdum.

 Öğretmenin Effy bu okulda olmak senin için zor değil mi? demesiyle yeniden konuşmak zorunda kalmıştım.

 Topluluk içindeki konuşmalarda kendimi rahat hissetmezdim. Bu konuyu annemin müdürle konuştuğunu, kitaplarımın bana uygun hale getirileceğini ve gerekirse özel öğretmen de tutacağını belirttim ve yerime oturdum.

 Öğretmen bir şey demeden diğer öğrencilerle tanışmaya geçti. Herkes kendini tanıtttıktan sonra Prof. Rosanger, okulumuza tekrar hoş geldiniz umarım her şey dilediğiniz gibi olur dedi ve zil çaldı.

 Zamanlama müthişti. Kapı sürekli açılıp kapanıyordu.

 İnsanlar birbiriyle konuşup kaynaşıyordu. Ben de Cassie ile konuşup kaynaşmaya dalmiştım ki bir sesle irkildim.

 Effy Desiree Müdür Yardımcısı seni çağrıyor. Effy Desiree Müdür Yardımcısı seni çağırıyor.” 

 Neydi şimdi bu? Okun ilk gününden?

 Cassieden beni götürmesi için rica ettim ve koluna girdim. Yürümeye başladım.

 İlk arkadaşım, lisede ilk günüm ve ilk teneffüsümdü. Bu an benim için önemli bir andı. Cassie, geldik dedi ve ben dışarıda bekliyorum sen görüş gel diye de ekledi.

 Odaya girdim. Müdür Yardımcısı kolumu tutup oturmama yardımcı oldu.

 “Okulumuza hoş geldin Effy. Seni ilk günden rahatsız etmek istemezdim ama kitaplarını almak isteyeceğini düşündüm.” dedi ve elime ağır bir poşet tutturdu. Diyeceğin bir şey yoksa sınıfına gidebilirsin Effy dedi.

  Tam kapıdan çıkarken, eğer yolu bulamazsan seninle gelebilirim diyince içimden yok bulurum desem bulabilcem sanki bu koca okulda salak adam ya diye geçirdim.

 “Hayır gerek yok teşekkür ederim efendim dışarıda arkadaşım var” dedim ve dışarı çıktım.

 Sinir adam.

 Okul çok gürültülüydü. Kulaklarım hassas olduğu için bundan fazlasıyla rahatsız oluyordum. Cassie! diye seslendim ama cevap gelmedi. Birkaç kez daha bağırdım sonra biraz yüksek sesle…  Cassie! Cassie! Nerdesin! diye bağırıyordum.

 GİTMİŞTİ. Yediğim ilk kazık buydu sanırım. Kocaman okulda tek başıma kalmıştım. Geldiğimiz yolu hatırlamaya çalıştım ama bunun bir yararı olmuyordu. Yürümekten başka çarem yoktu. Yürüdüm. Boş boş yürüyordum.

 Kendi karanlığımda kaybolmuştum sesler sesler üzerime üzerime geliyordu. İstemsizce ağlamaya başladım.

  Fazlasıyla bunalmış ve korkmuştum. İnsanlarla çarpışıyordum. Yapacak bir şey yoktu.

 Ellerimle bir duvar bulmuştum. Yaslandım ve yere oturdum. Beklemekten başka çarem yoktu. Ağlıyordum.

 Kendimden geçmiştim ve kötüydüm. O anda harika sesle irkildim.

 “Hey kızıl iyi misin?”

 O ses beni kendimden almıştı. O kızıl demesindeki samimiyet ve o koruyucu ses… Bu ilk görüşte aşk olamamış olsa bile O SESE AŞIK OLMUŞTUM!!!

Engel.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin