Tanıtım

1.1K 79 18
                                    

"Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, dünya düz, mevsimler güz iken; insanlar dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki ayrı yüze sahip, hermafrodit, güçlü yaratıklarmış. Çok geçmeden birbirleriyle geçinememeye, türlü türlü taşkınlıklar yapmaya, savaşlar çıkarmaya başlamışlar. Tanrılarını onurlandırmayı ihmal ediyor, vahşi hayvanlar misali birbirlerini öldürüyorlarmış. Savaş günlük bir oyun, dünya acınası bir yer haline gelmiş. Bu duruma çok sinirlenen kudretli gece tanrısı Zeus, insanları cezalandırmak için onları huzuruna toplamaya karar vermiş. Parlaklığıyla bakanların gözlerini kör eden keskin bıçağıyla, korku içinde bekleyen insanları ortadan ikiye bölmüş. İkiye bölünen parçalar o kadar korkmuşlar ki, birbirlerine sıkı sıkı sarılmışlar. Tanrılar bu işin böyle olmayacağını düşünerek, ayrılan bedenleri dünyanın dört bir tarafına dağıtmaya karar vermişler. Böylece insanlar parçalarından eksik yaşamakla lanetlenmiş, bütün hayatlarını diğer yarılarını bulmak için harcamaya başlamışlar. 'Ruh Eşi' olarak bildiğimiz kavram, antik yunan mitolojisinde bu efsaneyle anlatılır. Günümüzde ise geceye karşı sadece nedensiz bir korku kalmış. Birde her insanda anlamsız bir eksiklik, boşluk duygusu.."

"Bana biraz ruh eşininden bahsetsene peri kızı."

"Seni bütünleyen diğer ruhtur. Bulana kadar yarım kaldığın, bulup da kaybedince parçalandığındır. Pek çok eksiğini, zıtlıklarıyla tamamlayandır. Güven duyabildiğindir. Gözlerinde kaybolduğun, yanında huzur bulduğundur. En iyi yanlarını ortaya çıkarandır. Hayallerini seninle büyütmeyi başarabilendir. Seni kendine bağımlı kılmak isteyen değil de; özgür bırakıp, yine de en çok onunla olmayı seçişini seyreyleyendir. Her şeyiyle sevdiğin, seni her şeyinle sevendir. Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi kadar değerlidir. Hayatında olmuş ve olabilecek en güzel şeydir. Mutlu sonlar değil de, sonsuzluklar yazdığındır. Çeşit çeşit masken olsa, en çok onun yanında kendine benzediğindir. Seni olabildiğince sen kılandır. Onun bir bakışını bilirsin mesela. Öfkeyi de, sevgiyi de görürsün o bakışlarda. Ellerini tanırsın. Sarıldığındaki şefkatini, elini tuttuğundaki sahiplenişini. Kokusunu bilirsin. Öptüğünde ya da sinirlendiğinde nasıl değiştiğini. Nefes alışverişini ezberlersin. Tenine dokunduğunda için ürperir. Onunlayken çoğu zaman kelimelere bile gerek duymazsın, bakışlarınla anlaşırsın. Ömrünü adasan yine yetmez, bir ömür geçse de yine doymazsın ona. Ahiretteki sonsuzluk daha anlamlı olur o zaman. Sonra onu herkesten ve her şeyden çok seversin. İşte bu kişi, ruh eşindir senin. Bugün, yarın ve diğer bütün zamanlarda.."

"Kalbimizin kapılarını sonuna kadar açabilendir yani?"

"Kalbimizdeki kilide uygun anahtara ve elimizdeki anahtarın tıpatıp uyacağı bir kilide sahiptir. Kendini kilitleri açacak kadar güvende hissettiğinde, gerçek benliğin dışarı çıkar ve tamamen olduğun kişiye dönürsün. Çevrende olan biteni önemsemeden, kendini o kişiyle oluşturduğun cennette sonsuza kadar güvende hissedersin. En derin arzularını ve sezgilerini paylaştığın kişidir. Ruh eşin hayatını 'hayat' yapan kişidir."

"Hem tarifi olmayan, hem de anlatmakla bitmeyen bir şeymiş bu ruh eşi. Peki gerçekten böyle biri var mı?"

"Kimine göre gerçeklikten uzak, kimine göre ütopik, kimine göre masalsı.. Varlığını iliklerine kadar hissedip, onu yaşayan birçoğuna göre ise; nefes almak kadar gerçek. Bulana kadar inanmadığın kişidir o."

"Onu nasıl bulacağız?"

"Bazı uzak doğu ülkelerindeki bir inanışa göre; 'Ruh eşi olan ve bir gün bir araya gelecek bu kişiler, birbirlerine ayak bileklerinden görünmez kırmızı bir iple bağlıdır. İp esneyebilir, dolaşabilir ama asla kopmaz. Zamandandan ve mekandan bağımsız olarak, şartlar ne olursa olsun birbirlerine kavuşmaları alın yazılarıdır.' derler. Koca gezegen, milyonlarca insan, milyarlarca ihtimal, kilometrelerce mesafe ve o kim bilir kim, kim bilir nerede.. Rastlamak da, bulmak da çok güçtür ama imkansız değildir. Bir gün, hiç beklenmedik bir anda karşına çıkar ve hayatını sonsuza kadar değiştirir. Biraz şans, biraz istek, doğru zaman, doğru yer.. Belki hayal, belki efsane gibi geliyor kulağa ama neden olmasın?"

"Bir gün karşımıza çıktığında ya da bulduğumuzda o kişinin, gerçekten de o kişi olduğunu nasıl anlayacağız?"

"Onu bulduğunda, aklında 'Diğeri olsa daha mı iyi olurdu?' sorusunu bırakmaz."

"Sindirella, Uyuyan Güzel, Güzel ve Çirkin, Kurbağa Prens, Romeo ve Juliet.. Hepsinde aslında sonsuz aşktan, ruh eşinin varlığından bahsediliyor. Ruh eşi aynı zamanda, masallara da inanmaktır değil mi?"

"Kim bilir.. Mucizelerle dolu bu hayat, belki bir gün sana da kendi masalını yazma şansı verir."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 28, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MasalWhere stories live. Discover now