Kress gülümsedi.

“Burası babamındı.. Çok güzel,sır gibi güzelliklere sahip bir yerdir.. Abimle buralarda çok anılarımız vardı..” Kress maziye giden ses tonuyla kafaısnı sallama ihtiyacı hissetti birden.. Bu anılar onu şu an sadece biraz daha üzerdi.

Halbuki şu an üzülmek için hiç sebep yoktu..

Aksine, mutlu olmanın zamanıydı şimdi.

Janessa onda ki bu değişimi fark ederken durumu alttan alıp Kress’in elini sımsıkı tuttu ve kırların ilersinde ki iki katlı kulübeye doğru sürüklemeye başladı onu.

“Buraları görmek istiyorum ben!” dedi çocuk gibi kulübeye doğru yürürken.

Kress onun bu olgunluğuna gülümserken hızla ardı sıra yürümeye devam etti.

“Emin ol beğeneceksin.. Buraya uzun zamandır gelmemiştim ama her şey hazır. Seni buraya getirmek istiyordum ya hani.. Buraya istediğimiz zaman geliriz seninle.”

Janessa gülümsedi.

“Tabii. Yazları buraya geldiğimizi düşünsene? Sen, ben ve oğlumuz?”

Kress yine o tuhaf sahiplenme hissiyle yüreği burkulurken bu keyif verici düşünseyle gülümsedi.

“Evet. Sen, ben ve oğlumuz..”

Janessa’yla birlikte kapıya doğru geldiklerin de Kress cebinden anahtarını çıkardı ve kilidi açarken camdan içeriye baktı..

Eşyaları tamamen değiştirmişti.. Çocukluğunu görmek istemiyordu burada, sadece güzel anılarını hatırlamak istiyordu çünkü.

Ve çocuğuna güzel anılar vermek..

Kendi geçmişinden bağımsız. Tertemiz anılar bahşetmek istiyordu oğluna.

Onun oğlu.. Kress’in oğlu…

 

Bu duyguya alışmak ne zordu böyle. Hep yepyeni geliyordu bu hisler ona.

Deirn bir nefes alırken kapının kildini açtı ve kolunu çevirip yavaşça içeriye ilk adımını atarak kapıyı tamamen geriye dopru açtı ve Janessa’nında içeri geçmesini bekledi.

Janessa içeri girerken dört bir yana merakla bakınmaya başladı.

Eski tarzlarda bir şömine, uzun camlarla kaplı, yazlık güzel ve nostaljik hava katan uzun perdeler…

Bir camın önünde yuvarlak bir masa ve iki hasırlı sandalye..

Tam kitap okumak için yada kahve içip hobet etmek için hazır bir cam kenarıydı o kısım..

Janessa bunları izlerken Kress’in elini elinde issetti ve refleksle sımsıkı tutundu eline. Onun eline tutunmak hayata tutunmaktı sanki..

Kalbine tutunmaktı.

Janessa hızla onun elini çekerek merdivenlere doğru yürümeye başladı.

“Yukarıyı merak ediyorum.”

Kress gülümsedi ve ona belinden destek verdi.

“Yukarıyı beğeneceksin. Ama bana sorarsan çatı katı daha güzel..”

Janessa gülümseyerek adımlarını hızlandırdı. Ama hamileliğin elverdiği kadar hızlı olabilirdi. Boşuna zorladığının farkında olsa da heyecanlanıyordu işte.

İkinci kata ulaştıklarında Janessa karşılıklı iki sandalye gördü ve gülümsedi. Hamile bir kadına göreydi işte bu…

Burada da bir şömine vardı. Rahatlığa ve konfora uygundu. Yine hamile bir kadına göreydi yani.

Mucize Bebek.Where stories live. Discover now