Ailemin anlattığına göre, doğduğumda gece yarısını geçeli bir kaç saat olmuştu, aysız karanlık bir geceydi, dünyaya geldiğim an gökyüzünde sanki hem öğlen güneşi hem dolunay varmışçasına bir aydınlık oluşmuş, ve bu aydınlık bir süre tüm ormanı kaplamış, hatta gezginlerimizin anlattığına göre tüm dünyada farkedilmiş, fakat nedenini o zaman kimse anlamamış.
Daha sonraysa sanki hem güneş hem dolunay hiç varolmamışçasına sanki ışık hiç yokmuşçasına bir karanlık meydana gelmiş ve bu karanlık yine tüm dünyayı kaplamış ve aydınlıktan daha uzun bir süre dünyayı kuşatmış taa ki şafak vaktine gerçek güneş ilk ışıklarıyla karanlığı bertaraf edene kadar. Bu yüzden ailem ve halkım bana büyük güneş anlamına gelen Alt'Anor der ve kendime dikkat etmem gerektiğini söylerler. Çünkü bir gün karanlık üzerimde hakimiyet kurmak isteyebilir derler.
Her elf büyü gücü ile dünyaya geldiği için belli bir yaştan sonra eğitime tabi tutulur, bu eğitimler genelde, Çocuk mantıklı bir şekilde konuşmaya ve tam olarak fiziksel hareket yeteneğini kazanmaya başladığında başlar.
Temel büyü eğitimi beş yıl sürer beşinci yılın sonunda çocuk kendisine bir görev seçer bu görev gelecekte de (elfler bir silahla veya büyü ile öldürülmediği sürece ölümsüzdür) elf toplumuna Ve dünyaya nasıl hizmet edeceğini seçme yoludur, kılıç veya yayın şarkısına gönül kaptıranlar çok olur, Ben ve benim gibi büyünün gizemine kafa yormak isteyenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez, çünkü bu yol hem çok meşakkatli hem de sınırı olmayan bir yoldur. Bu yolda sizi durdurabilecek tek şey hayal gücünüzdür.
Ben de temel eğitime tabi tutulduğumda her çocuğa ilk olarak uygulanan büyü gücünü ölçme alıştırmasını yaptım, hocalarım sonuçlardan bahsederken korkutucu derecede güçlü bir büyü gücüm olduğunu söylüyorlardı ama ben ve arkadaşlarım bu güce hayran olmuştuk, alıştırma da yapılan uygulamaya gelince Bir ustanın yaptığı ışık büyüsünü sona erdirmekti, benden öncekilerin çoğunun yaptığı büyüyü sona erdirecek olan güç sözcüğünü söylemekti, Bense büyüdeki potansiyel güç miktarını tahmin edip bu gücü bir ağacın büyüyüp gelişmesine olanak sağlayan bir başka büyü için güç kaynağı olarak kullanıp ince bir fidana yönlendirdim, sonuç olarak o ince fidan genç bir meyve ağacına birkaç dakika içinde dönüşmüştü, Ve yine sonuç olarak güç sözcüğü ile büyülü ışığı sona erdiren arkadaşlarım güçsüz düşmüşken ben bir büyücü düellosuna hazır olacak kadar güçlü durumdaydım ki yaptığım şey pek çok büyü ustasının yaparken saatlerini hatta belki de günlerini harcayacağı (bir büyüyü çözmek ve bunu güç kaynağı olarak bir başka büyü için kullanabilmek) bir büyüyü bir kaç saniyede uygulama becerisi beni hemen bir ustanın yanında çırak yaptı.
Ustam AnwAndir gerçekten güçlü bir büyücüydü. Bu sayede çıraklığımın İlk beş yılında ortalama bir büyücüden çok daha fazla bilgiye, felsefi olarak çok daha güçlü bir inanca, fiziksel olarak ise ortalama iki ya da üç büyücüden daha yüksek bir gücüne sahiptim.
AnwAndir'e çok şey borçluydum, o olmasaydı yani ustam onun kadar güçlü olmayan herhangi bir büyücü olsaydı gücüm beni esir alıp tüketebilirdi fakat Ustam, gücümü yaşıtım olan bir büyücünün cesaret edemeyeceği büyüler yapmaya, yaptığım büyüleri uzun süre aktif halde tutmaya teşvik etti, Bu sayede gücüm Üstünde olağanüstü bir disipline sahip oldum. Ustam aynı zamanda büyük bir savaşçıydı hem kılıç hem büyü üstünde mükemmel bir hakimiyeti vardı bildiği her şeyi banada öğretip bu konularda ustalaşmı sağladı.
Uzun hayatımın henüz 20. yılında Ustamdan sonra büyü konusunda en bilgili kişilerden biri olmuştum bu sayede ırkım tarafından neredeyse her ortamda büyük saygı görüyordum.
Aileme gelince onlarla her fırsatta görüşüp saygılı davranıyordum babam kralının gözde generallerinden biri annem ise tanrıça İsiladia'nın Gözde rahibelerinden biriydi, kardeşlerim ki benden büyük iki ağabeyim ve birde kızkardeşim olmak üzere üç güzeller güzeli ve başarılı Elftiler, fakat üçüde savaşçıydı goblin ırkını kesip biçmeyi elf toplumunun düşmanlarını yakalayıp kıralın uygun gördüğü cezayı uygulamayı çok severlerdi. Bense henüz hiçbir akına katılmamış hiçbir ork Goblin yada trollü öldürmemiştim. Ama bende akınlara katılıp ırkıma hizmet etmek isteyen genç bir elftim tabiki bu konuyu ustamla görüşüp onun onayını almak istedim. Çünkü henüz bana büyücü üstad ünvanı verilmemişti Ki Buda Ustam bana bu ünvanı layık görmedikçe mümkün olmayan bir şeydi halbuki Bir çarpışma esnasında gerçekleşebilecek neredeyse tüm olay ve manevralara bana ihtiyaç duyulabilecek her alanda büyü bilgisine sahiptim, ustam kendiside bize eşlik etmek koşulu ile kardeşlerim ve birkaç elf savaşçısıyla sınırlarımızın yakınında gezen ve fırsat buldukça ağaçlarımızı katleden birkaç ork grubunu avlamayı kabul etti.
