Kadınlar Neden Eksik Yaratılmış?

Start from the beginning
                                    

Düşünebiliyor musunuz kadını da, erkeği de Allah (cc) yaratmışken kalkıp da Allah'ın yarattığı kadınları sırf cinsiyetlerinden ötürü aşağıladığını iddia ediyorlar.

Allah'ın kadınlara haksızlık yaptığını düşünenler bir kendi suratlarına bir de kadınların suratlarına baksınlar. Allah kadınlara eller, ayaklar, gözler vermişken, sayamayacakları nimetleri önlerine dökmüşken, onlar için de cennetin kapısını açmışken ve ağır işlerden onları korumuşken kalkıp da Allah'ın kadınlara kötü davrandığını iddia etmek tam anlamıyla iftiradır.

Sanki hâşâ Allah (cc) değil de bu beyler yaratmışlar kadınlar için koca kâinatı. Yahu siz bir insanı sevdiğinizi bir çiçekle anlatıyorsunuz. Allah insanları sevdiğini gözler, eller, ayaklar vererek, en önemlisi kendi ruhundan bahşederek, her mevsim ayrı ayrı nimetler sunarak, koca bir kâinat yarattıktan sonra da cennetle ödüllendirerek kanıtlamış. Aradaki farkı görebiliyor musunuz? Sen iki kıta şiir yazar sevdiğini anlatırsın Allah yağmurları damla damla dökerek, insanı susuzluktan kurtararak, rüzgârı estirip dağların o bin bir çiçeğini en güzel kokularla harmanlayıp insana sunarak anlatıyor. Arının içinde balı çıkartarak, ineğin içinde sütü, tavuktan yumurtayı var ederek gösteriyor. Bu sevgi karşısında yere kapanıp ben de seni seviyorum Allah'ım diyemiyorsanız, bu sevgiyi zerre kadar hak etmemişsinizdir. Ve bu sevgi karşısında dilsiz şeytan kesilmişseniz emin olun sizi ne yağmurlar affeder, ne rüzgârlar, ne arılar ne de inekler... Tüm kâinatın laneti üzerinize olur, üzerimize olur.

Sanki Allah'u Tela değil de bu beyler kadınlara sayısız iyilik yapmış gibi kalkıp Allah'ın kadınları aşağıladığını iddia ediyorlar. Allah kadınlara öyle bir göz vermiş ki bir bakışıyla topunuzu secdeye yatırıyor. Ne konuşuyorsunuz? Hadi bilmesek kimin ne olduğunu kadınları çok da düşündüğünüzü sanacağız. Sizin için kadınlar maalesef sadece et ve kemikten ibaret. Sanki onların duyguları, arzuları çok da umurundaymış gibi.

Ve yine Nisa 34. ayetten yola çıkarak erkeklerin kadınları dövebileceğini iddia eder bazı erkekler. Ya da bazıları Allah kadınları dövün diye ayet göndermiş derler.

İki dakika delikanlı olun. Bu ayette kadınların dövülmesi emredilmiyor. Ki bu kadınların hepsini kapsamıyor. Ayette belirtilen eşine, ailesine karşı kötülük yapanlardır. Şu modern çağı dediğiniz bu günlerde bırakın kadınları dövmeyi onları delik deşik ediyor kimi erkekler.

Hemen hemen her ayetin bir indiriliş sebebi vardır. Bu ayeti nüzul sebebi şudur ki, kadınlardan biri gelir ve Peygamberimize kocasını şikâyet eder. Yüzünü gösterir ve kocam beni dövdü der. Peygamberimiz bu durumda kısas gerekir der. Kadın ben de ona vurabilir miyim der? Peygamberimiz de vurabilirsin der. Kadın yanına babasını da almaya giderken Cebrail meleği gelir ve bu ayeti bildirir. Peygamberimiz hemen kadını uyarır.

Yani kısas olmayacaktır. Bir kadın evde huzursuzluk çıkartıyorsa, en başta kocası nasihat edecek. Kadına davranışlarının uygun olmadığını bildirecek. Kadın yemek mi yapmıyor. Güzellikle anlatacak. Eşinden izinsiz birilerine borç para mı verdi? Habersiz alışveriş mi yaptı?.. Artık sorun her neyse yaptığının yanlış olduğunu, doğrusunun şu şu şu olduğunu belirtecek. Sonuçta evlenmeden önce hangi hususlarda mutabık olduklarını konuşmuşlardır. Ona göre davranılması gerekiyor. Kadın yanlış yapmıyor ama kocası yanlış yaptın diyorsa bu tabi ki kul hakkına girer. Kadını olmayan suçundan ötürü zaten dövemez. Ayete iyi bakmak lazım... Gerçekten bir hatası, suçu olan kadınlara karşı izlenecek yoldan bahsediliyor. Kadının suçu var mı yok mu önce bunun belirlenmesi gerek.

Diyelim ki kadının hataları var ve eşi uyarıyor ama kadın yine aynı şeyleri yapıyor. Böyle bir durumda erkekten ikinci safhaya geçmesi isteniyor. O da yatakları ayırmak. Kadın hatalarını terk ettiği ana kadar aynı yatağa girmeyecekler. Erkekler en büyük hatayı burada yapıyor olabilirler. Kadın adamın asla izin vermeyeceği şeyleri alsın diye odada söz alıyor. Adam yatak odasından çıkınca cüzdan boşalmış oluyor. Ondan sonra ya bunları da mı alacaktık, hani bizim koltuk takımı daha beş ay önce alınmamış mıydı? Aşkım geçen gece söz vermiştin ya. Ben mi söz verdim... Adam uçmuş...

Maalesef en büyük sorunlar maddi harcamalardan, borç batağından doğuyor. Dikkat!!! Ve la tusrifun! Hayır, israf etmeyin.

Erkek bakacak yatağı ayırdığında da kadın aynı hataları sürdürüyor, işte o zaman hafiften okşayacak. Ayet öyle ağzını burnunu kır demiyor. Kimi kadınlar vardır, hakikaten de sözden anlar ve aynı hatayı yapmazlar. Kimileri de vardır ki yatağın ayrılmasından anlar. Ama kimi kadınlar da vardır ki hafiften okşamadan anlar. Herkese anladığı dilden konuş diyor ayet. Tabi abartmadan.

Şunu da gözden kaçırmamak lazım, ruhsat verilse de uygulamak zorunda değiliz. Bu ayrımı iyi fark etmek lazım... Peygamberimiz ömrünün son beş yılını sekiz eşiyle geçirdi ve hiçbirine bir tane fiske bile vurmadı, hiçbirine kötü söz söylemedi. Tam tersine hepsine değer verip dünya işlerinde onlara danıştı.

Devleti yönetirken onların da düşüncelerini aldı. En basitinden Hudeybiye Anlaşması zamanında Hz. Safiye'nin kararına uydu ve çıkıp kimseye bir şey demeden kurbanını kesti. Çünkü Hz. Safiye sen onlara bir şey dersen olur da karşı çıkarlar ama sen kurbanını kesersen onlar senin ne kadar kararlı olduğunu anlar ve artık konuşmazlar demişti. Neden böyle demişti çünkü anlaşmanın şartları müslümanlara görünürde ağır geliyordu. Anlaşmanın imzalanmasına karşı çıkanlar olmuştu.

Hz Aişe sık sık sorarmış beni seviyor musunuz diye. Peygamberimiz de her defasında ilk günkü gibi, kör düğüm gibi dermiş. İnsanlar aşkı da ondan öğrendiler, kadına değer vermeyi de. Kızların diri diri gömüldüğü bir devirde, zerre kadar kadının hakkının olmadığı bir devirde Peygamberimizin getirdiği inanç kadını ayakaltından alıp cenneti kadının ayağının altına koydu.

Hani bir hadiste anlatılır ya adamın biri gelir ey Allah'ın resulü benim üzerimde en çok kimin hakkı vardır diye sorar. Ben en çok iyiliği kime yapmalıyım? Annene der. Adam sonra kime der? Peygamberimiz annene der. Üç kez anne dedikten sonra babana der. İslam'ın kadına verdiği değer tartışılmaz. Ancak bu demek değildir ki kadınlardan birileri kötülük yaptığında görmezden gelinecek. Hayır, böyle bir durumda adaletin tatbik edilmesi gerekiyor.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) veda hutbesinde insanlara son kez seslenirken yine özellikle kadın haklarına değinmiş ve kadınların sizin üzerinizde hakkı var, onları sakın ihmal etmeyin demiştir. Sizin de kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır, onlar da sizin hakkınızı korusunlar.

Keşke Peygamberimizin dediklerini evlenmeden önce herkes okusa da bir kadın nasıl sevilir tüm erkekler öğrense. Kadınlar da peygamber eşlerini okuyup biraz dersler çıkarsalar.

Bakara 34. ayet aslında davranışlardaki uç noktaları belirliyor. Yani nasihat etmekten hafiften darp etmeye kadar. Yani hafif bir darptan öteye geçmek kesinlikle yasaklanmıştır. Eşini bıçaklayanlar, kurşunlayanlar var. Bunlar dinen kesinlikle haram kılınmıştır. İşin böylesi bir faciaya gitmemesi için önceden önlem alınmasına ilişkin bir ayeti çarpıtarak kimseye huzur getiremezsiniz.

Ve şu faciaların yaşandığı günümüzde kimin kuralları uygulanıyor? İslam'ın mı? Hayır.

Evet ateist kardeşler şu soruyu bir daha soruyorum. Şuan bu ülkede Allah'ın ayetleri mi yasaları belirliyor? O kadar cılız hayır demeyin, bağırın şöyle HAAAAAYIIIIR.

Eee şu gün medeniyet dediğiniz, modernizm dediğiniz, bizim kurallarımız geçer burada dediğiniz halinize bir bakınız. Her gün en az bir kadının katledildiği bu zamanda insanların yasaları geçerli ve o yasaların toplumu, erkeği, kadını ne kadar mutlu ettiği ortada değil mi?

Tamam fazla yüklenmiyorum. Gidip bir kahve için rahatlayın. 

Ya ALLAH yoksa?!Where stories live. Discover now