8. Bölüm - "Oğlum?"

55.1K 2.8K 172
                                    


Kendime gelmek için omuzlarımı silkeledim. Titreyen sesimle,"Elbette, buyurun..." diyerek amfiye davet ettim.

Bütün asaletiyle içeri girerken, ceketinin iç cebinden telefonunu çıkardı ve kapattığını gördüm. Araba anahtarını da telefonuyla aynı göze koyarken, sınıfa birkaç saniyede göz gezdirdi. Herkesin onu rahatça süzebileceği, ortalarda bir sıraya geçerken, kokusu arkasında kaldı. Kimseye çaktırmadan içime çektim. Bu kadar cezbedici kokmak ne haddineydi?

"Evet... Nerede kalmıştık?" onun burada olması bütün dikkatimi dağıtmıştı. Dizlerimin titrediği kalem etekten belli olmasın diye kalçamı masaya yasladım.

"Eski sevgiliye Eda Davası diyorduk hocam." dedi aynı öğrenci. "Sizde ara yapılmasını engelleyen kanka olduğunuzu söylemiştiniz."

"Ö-öyle mi?" harika. Taner, insanların mutluluklarını çekemeyen kıskanç bir kanka olduğumu artık biliyordu. "Ama kankamın iyiliği için tekrar birleşmelerini istemiyordum. Çünkü, tekrardan aynı yaraları alacaktı ve-..." artık saçmalıyordum. "Her neyse, konumuza dönelim!" diyerek ellerimi çırptım.

"Hocam, ben bir şey sorabilir miyim?"

Taner'in el kaldırdığını görünce, kalan son sağlam hücrelerimi kaybettim. O kadar muzur ve tatlı bakıyordu ki içim erimişti. "Evet?"

"Biraz karışık gelecek ama anlatacağım."

Çatlayacaktım. "Seni dinliyorum?" Sınıftaki kızlarda en az benim kadar meraklı ve hayran hayran onu süzüyordu. Özellikle de hemen arka sırasında kalan kız... SAÇLARINA BAKARAK GÜLÜMSÜYORDU!

"Bir kadın..." dedi gizemli bir şekilde, "Takıntı haline geldi. Hatta, onu takip ettirdim. Kişisel bilgilerinden tutun, sosyal hayatına kadar her şeyini biliyorum. Yani özel hayatını suistimal ettim. İstemeyerek oldu ama..." omuz silkerek devam etti, "Haneye tecavüz olduğunu bile bile, o uyurken evine girdim." kötü bir şey hatırlamış gibi yüzünü ekşitti, "Birde birkaç kirli işimi yanlışlıkla gördü... Onun beni affetmesi için bir anlaşma yaptık ama yinede beni tutuklatabileceğini, bana koz olarak kullanacağını biliyorum. Kendisi başarılı bir avukat ama bende iyi bir hayaletim. Sizce beni dava edebilir mi?"

Bütün öğrenciler ve ben hayretler içinde ona bakıyorduk. Herkes cümlelerine bir mana vermeye çalışıyordu. Ama ben çoktan anlamış, gözümün önüne o güzel anlaşmamızdan bazı anlar gelmişti. Vücudumu anında bir sıcaklık kapladı.

"Bence sizinle evlenmeli!" dedi kızlardan birisi. Hepsinin hayalindeki erkek olduğuna emindim. Benimde üniversitedeki beklentim, kazara zengin bir adamın bana çarpması, bana takıntılı olmasıydı... Nasip, ölmeme aylar kalaymış.

Taner, kıza kalp krizi geçirtecek bir gülümseme gönderdi.

"Çıtayı yükseltiyorsunuz..." erkekler arka sıralardan onaylamazcasına sesler çıkartmaya başladı.

"Kadın sizce ne düşünüyor?" diyerek oyununa devam ettim.

"Mantığı gerçekten dava açmak istiyor. Çünkü, özel hayatının ciddi bir şekilde başkası tarafından ihlal edilmesi onu rahatsız ediyor. Ama bir yandan da birisine kendini anlatmadan, karşısındakinin onu tanıması içini rahatlatıyor." gülen gözleri, birden ciddileşti.

Tutmuş olduğumu yeni fark ettiğim nefesimi yavaşça bıraktım. "Onu gerçekten tanıyor musunuz?"

"Emin ol, sen bile kendini bu kadar tanımıyorsundur." diyerek oyunu bozdu.

Bütün sınıfın bakışları ikimiz arasında gidip gelirken, yaslandığım masanın kenarlarını sıkıca tuttum. "B-benle ne alakası v-var?" diyerek kekelemeye başladım.

Son Nefeste (TAMAMLANDI)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ