ep12: "deja vu."

4.1K 275 72
                                    

Playlist: LP - Lost On You

50 bini aşan okuyucu, 4K oy ve neredeyse 1K yorum olduk! Teşekkürler, minnettarım. 🌸💕

* * *

1 Yıl Önce,

Partnerimin kim olduğunu düşünerek geçirdiğim otuz altı saat sonrasında bana bildirilen adrese bakıp iç geçirdim. Tamam, bu Güneşin Kızları projesi kapsamında gerçekleşecek olan basit bir iş yemeğiydi. Bunun sadece otuz altı saat önce gördüğüm o çocukla hiçbir alakası yoktu, cidden. Hem beraber Güneşin Kızları'nda ikizim Nazlı'yı oynayan Burcu da orada olacaktı. Tolga'nın yanında da Berk de gelecekti. Yani bildiğiniz partnerlerle tanışıp kaynaşma adına düzenlenen bir uydurmadan ibaretti. Yapımcı uyum istiyordu. Çünkü proje konusuyla tam bir efsaneydi ve imzayı attığımız o günden beri ağzından düşmeyen tek şey seçilen oyuncuların o mükemmel partner enerjisini yakalayabilmesiydi. Emre Kınay ve Evrim Alasya gibi dev oyuncularla çalışacağım için heyecanlanmam dışında bu projenin içerisinde yer alıyor olmak gerçekten içimin kıpır kıpır olmasına sebep oluyordu. Ve hey, tekrar söylüyorum ve altını çiziyorum millet; bunun biraz sonra içeriye Berk'le aynı anda girecek olan partnerim Tolga'yla hiçbir alakası yok, tamam mı? Sanırım, yok yani.

"Geç kalmadılar mı?"

"Berk biraz süslüdür, gelirler şimdi."

Kafamı çevirip Burcu'ya baktım. "Siz...önceden tanışıyor muydunuz? Berk'le?"

"Hayır," diyip güldü. "İmzaların atıldığı gün biraz sohbet etmiştik sadece, sonra telefondan normal olarak devam ettik."

"Anladım," düşünceli düşünceli suratına bakarken hafifçe sırıttı. "Siz hiç konuşmadınız mı Tolga'yla?"

Kafamı iki yana salladım. "Pek sayılmaz." Basit bir el sıkışması dışında aramızda bir şey geçmemişti. Sahi, neden o gün hiçbir şey demeden yanımdan ayrılmıştı ki Tolga?

"Neyse," diyip geri çekildi. "Nasılsa bugün uzun uzun konuşursunuz. Çok iyi biridir, hemen seveceğine eminim."

Burcu belki de o gün öyle demek istememişti ama ağzından çıkan kelimelerle birlikte Asmalımescid Soho'ya giren ve ağır ağır bize doğru yürüyen Tolga'nın cüretkâr mavilerinin bir anda hedefi olduğumda tam olarak ne tür bir duyguya esir düşeceğimi anlamış, bunun korkusuyla da yavaşça yutkunmuştum.

Etkilenmek miydi bu? Hayır. Hissettiklerimin yoğunluğuna bakılırsa etkilenmek sözcüğü az kalırdı bunun yanında. Daha fazlasıydı. Hissettiklerim daha o gün anlamamı sağlamıştı bazı şeyleri...
Tolga'yla basit bir partner ilişkim olmayacaktı, ki zaten hiçbir zaman olmamıştı da...

* * *

Günümüz,

"Tolga...lütfen. En azından nerede olduğunu bilmeme izin ver." 21.34

"Tolga yapma böyle. Lütfen." 21.39

"Evde misin? Ya da dışarıda? Seninle konuşmak istiyorum." 21.43

"Eğer görüpte cevap vermemeye devam edersen evine gideceğim ve  benimle konuşmayı kabul edene kadar kapından ayrılmayacağım." 21.51

Rahşan'ı kovduktan sonra bir süreliğine tüm işleri kendi başıma yapmak zorunda kalmıştım ve gelen teklifleri ajansımdaki birine yönlendirmeye devam ettikçe biriken iş programım şimdiden kafayı yememe sebep oluyordu. Bir de tüm bunların üstüne Tolga'yla konuşmak için çabalıyordum ama o beni görmezden gelip duruyordu. Cidden kafayı sıyıracaktım.

Islak İmza // hantol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin