2- İtalya

59 9 4
                                    

Veeee karlı bir gündeee yeni bölümmm gelir. Umarım beğenirsiniz sizleri seviyorum 😘😘
İyi okumalar...

♡♡♡

Herşey bitmişti şuan İtalya' daki otellerimizden birindeydim burada daha iyi olacağımı düşünüyordum. Ama bir kaç ay sonra Türkiye' ye döndüğümde nasıl devam edecektim hayatıma. Bebeğime asla zarar vermek istemiyordum o benimdi benim bir parçam ama Çağatay' ın anlamaması gerekiyordu. Bebeğimin onun soyadını taşımasını istemiyordum. Benim bebeğim temizdi ve o adam onun hiçbir şeyi olamazdı. Elimi karnıma götürüp karnımı okşadım. Ve bebeğimle konuşmaya başladım.
"Bebeğim, canım ben seni çok seviyorum. Bana asla kızma olur mu? O adam çok kötü bir adam ve o baba olmayı haketmiyor. O senin baban olmayı haketmiyor ben her zaman senin yanında olacağım. Hem annen hemde baban olacağım sen benim bir parçamsın sen benim bebeğim, umudum olacaksın ve sana söz veriyorum bundan sonra ben asla üzülmeyeceğim seni' de asla üzmeyeceğim" dedim. Sonra aklıma gelen şeyle yataktan hızlı bir şekilde kalkıp bavulumu açtım. İnşallah günlüğüm buradadır o benim lise yıllarımdan kalma bir günlüktü. O günlük çok kıymetliydi benim ilk aşkım orada yazıyordu. Ve evet günlüğümü buldum. Hemen yerden kalkıp yatağa oturdum. Ve günlüğümü açıp o geceden beri yaşadıklarımı yazmaya başladım.

'Sevgili Günlük

Bu gün çok üzgünüm aslında bir yanım üzgün diyeri ise kanat çırpıp uçuyor ben bu gün babamdan sonra güvendiğim adam tarafından aldatıldım. Hemde yıllardır istediğimiz bebeğin olacağını öğrendiğim adam tarafından...' günlüğü kapatıp kalemimi içine koydum. Kendimi üzmeyecektim. Gece yatarken bunu yazabilirdim. Günlüğümü elime alıp çekmeceye koydum.
"Biraz İtalya' nın tadını çıkaralım mı? Anne ...." off keşke cinsiyetini hemen öğrenebilsem ayağa kalkıp çantamı elime aldım ve odadan çıktım. Burası bizim otelimiz olduğu için yarısı Türk' dü. Asansöre binip aşağı indim. Asansör durduğunda kendimi asansörden dışarı attım. Asansör çok kalabalıktı bu yüzden de sıcak hemde bunaltıcı bir sıcak otelden dışarı çıktım valenin yanına gidip
"Potrebbe portare la mia macchina?" (Arabamı getirir misiniz?) Dedim.
"Naturalmente, come ti chiami?" (Elbette, adınız nedir?) Dedi.
"Semai Kılıçarslan" dediğimde
"Hemen getiriyorum efendim" dedi ve aceleyle otoparka doğru koşmaya başladı. İstemsizce güldükten sonra elimi karnıma götürdüm.
"İşte bebeğim eğer paran varsa, bu hayatta senden güçlüsü yok" dedim. Gerçekten bu doğruydu çünkü eğer soyadım Kılıçarslan olmasaydı bu kadar acele etmezdi hatta şuan önümde durup arabanın kapısını bana açmazdı. Teşekkür ettikten sonra arabaya bindim emniyet kemerimi takıp arabayı çalıştırmaya başladım. İtalya' ya aşık büyümüştüm buranın sokaklarına bayılıyordum cennet gibi bir yerdi burası evlenmeden önce her yıl buraya gelirdik ailecek ben buranın sokaklarında alışveriş yapar yemek yer bazı yabancı arkadaşlarımla sohpet ederdim. Bir AVM ye geldiğimde arabayı park ettim. Tam arabadan inecektimki telefonum çaldı arayan Murat' tı. Hemen telefonu açtım.
"Semai ne oldu" dedi.
"Aslında sen beni aradığın için benim sana ne oldu demem gerekiyor ama cevap veriyorum Çağatay' la boşanacağız" dedim.
"Onu biliyorum ama neden? Çağatay beni aradı ve senin herşeyi yanlış anladığını söyledi" dediğinde sinirlenmiştim.
"Öylemi söyler misin bana Gül' le onu aynı yatakta görmenin neresi yanlış anlaşılmaydı" dedim.
"Ne!! Bunu nasıl yapar sen onun için aileni karşına almışken sana ihanet mi etti. Onu doğduğuna pişman edeceğim" dedi. Demek Çağatay ona olayı anlatmamıştı. Çağataya olan aşkım nefrete döndüğü için
"Pişman et onu" dedim.
"Sen evde misin yanına geleceğim"
"İtalya' dayım. İstersen gel"
"Tamam ilk uçakla gelirim 5-6 saate kadar oradayım. Sen otelde mi kalıyorsun"
"Evet bizim otelde kalıyorum. Gelirken Derin' ide getirirmisin"
"Tabi getiririm. Kendine iyi bak" dedi ve telefonu kapattı.
Elimi karnıma götürüp arabadan indim. Arabayı kitledikten sonra konuşmaya başladım.
"Murat abin ve Derin teyzen benim çok yakın arkadaşlarım daha senin varlığından haberleri yok. Bugün geldiklerinde anlatacağım" dedim. Ve bir çocuk mağzasına girip bebek kıyafetleri bakmaya başladım. Bebeğimin kız olacağını hissediyordum o yüzden direk pembe elbiselerin yanına gittim.
"Eğer erkek olursan bana kızma olurmu? Ben kız hissediyorum ama kızda olsan erkekde olsan çok sevineceğim" pembe bir mont çıkardım askıdan hepsi çok güzeldi. Kız reyonundan bir sürü şey aldıktan sonra erkek reyonuna gittim. Buradaki elbiseler sanki küçük adamlar içindi. Bunlar muhteşem onlarıda sepete koyup kasaya gittim. Aldıklarımın parasını ödedikten sonra poşetleri elime alıp mağazadan çıktım.
"Bence yemek yiyelim sonrada otele dönelim"

Annemin KalemindenWhere stories live. Discover now