BİRİNCİ BÖLÜM

20 0 0
                                    

Ulaştığı her kalbi titretip içine korku salan çığlık, odanın duvarlarında yankılandı. Onu korkunç ve ürpertici yapan, geleceğe bıraktığı mirastı. O miras; kalbi kıran, kalbi paramparça yapan anılardandı. Evet, uzun yıllardan sonra yeniden duyulmuştu. Yaşananlara şahit olup mahremiyetten hızla sıyrılan çığlık, yaldızlarıyla yüksek tavanlara kavuşan duvarlara çarparak, gümüş işlemeli mermer sütunların ayakta tuttuğu koridorlarda sersemce dolaşmaya başladı. Pervasız kara kahkahasıyla"Lu öldü"haberini veriyordu. Sanatın iftihar ettiği işlemelerle bezeli kapıları tıklıyor, bütün kulakları yalıyor, bütün tenleri ürpertiyordu. Saray ahalisinden pervasız kara kahkahayı duyanlar, ürpertinin yönünü bulmaya çalıştı. Fakat çığlık bile doğduğu yerin yolunu kaybetmişti; kendisini yerden yere vuruyor, sarayın içinde bir gölge gibi dolaşıyordu. Ürpertinin yönünü bulmaya çalışan kargaşa içindeki adımlar birbirine dolanır olmuş, saray ahalisi sendelemeye başlamıştı. Birkaç dakika içinde Mar Muhafızları arı sürüsü gibi koridorlara dağıldı. Sarayın arı kovanına dönmesinin çığlık sahibine hiçbir faydası yoktu, kalbinin üzerine büyü ve lanet dolu kara hançer çoktan yaşam pınarının yönünü değiştirmişti. Artık çok geçti. Saniyeler önce hayata tutunabilmek için takati tükenmişti. Yerde, öylece hareketsiz yatıyordu. Kara hençerden süzülen zehir, ağır ağır tüm vücudunu sarmaktaydı. Zehir ilerledikçe sıcak bedeninin her uzvu buz kesiyordu. Buz kesen beden bekliyordu. Ruhunun huzura kavuşması için birinin gelip karanlın ellerin kalbine sapladığı, buram buram kötülük kokan hançerden onu kurtarmasını bekliyordu. Ölümü ile odadaki zaman inzivaya çekilmişti. Yaşam yoksa zamanın ne hükmü vardı! Muhafızların koridorlara yayılan ayak sesleri artık doğru güzergahı bulmuştu. Adım adım yaklaşıyordu. Kara hançerin kurbanının soluksuz yattığı odaya Mar Tuzziyantarı'nın girmesi ile zaman geri döndü. Tuzziyantar yerde yatan kurbana baktı ve kollarını iki yana açarak arkasından gelmekte olanları durdurdu. Utançlarını, yıllarca Mar'ın kalbini titreten Kumaji'nin dirilişini haber veren kara hançeri kimse görmemeli ve duymamalıydı. Bu utanç, Mar kraliyetine sadaketle bağlı olan halktan saklanmalıydı. Hançerin zehri hâlen akmaktaydı. Bu, onların başa çıkabilecekleri basit olaylardan biri değildi. Element efendilerini beklemeliydiler. Tuzziyantar sadece kendisinin gördüğü cinayeti element efendisi bilgeliğine bırakmalıydı. Öyle de yaptı: Odanın dışına çıktı, hiddetle bir emir daha verip saray kapılarını mühürletti ve kimsenin dışarıya çıkmasına izin verilmedi. Böylece Lu'nun hain katili sarayın içerisine hapsedilmişti. Bulunana kadar, saray katilin hapishanesi olacaktı. Sonrası element efendilerine aitti, bekleyeceklerdi. Onlar; beklendiklerini bilecek kadar bilge, gözünü karartıp gelecek kadar cesurlardı. O zamana kadar kimsenin yerinden kıpırdamasına izin verilmeyecekti.

Inşallah bölümümü begenmişsinizdir. Biliyorsunuzki yakında okul başlıyor o yüzden okul başlayıncaya kadar her çarşamba bölümlerim sizlerle olacaktır. Okul açılınca ise her cumartesi bölümleri yayınlayacağım. Görüşmek üzere 💝💝

आप प्रकाशित भागों के अंत तक पहुँच चुके हैं।

⏰ पिछला अद्यतन: Sep 07, 2016 ⏰

नए भागों की सूचना पाने के लिए इस कहानी को अपनी लाइब्रेरी में जोड़ें!

ELEMENT EFENDİSİ MARजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें