"sanırım öyle."diye doğruladı Buket. Bu defa koltuğuma iyice gömüldüm. İçimde biriken pişmanlık mıydı yoksa özlem mi? Bana ne olduğunu anlayamayacağım kadar kafa karışılığı içindeydim. En iyisi mi elime geçecek tek fırsatı değerlendirip her şeyi ortaya dökmekti.


 En iyisi mi elime geçecek tek fırsatı değerlendirip her şeyi ortaya dökmekti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

************************************

Yarı yoldayken Kuzeye beni Çınarın evine kadar bırakmasını istediğimde tek kişiden değil iki kişiden ret cevabı aldım. Hiçbir şekilde bugün onlarla gezemeyecek durumum olup olmadığını açıklayamadım. Kendi isteğim dışında beni bir plana dahil etmişlerdi ve söz hakkı tanımıyorlardı. Cidden arkadaşlarım ne zaman bu kadar gaddar olmuşlardı. Keyfim yoktu. Bir nevi mutsuz sayılırdım. Şimdi kendimi herhangi bir alışveriş merkezinde alışveriş yaparken bulmuştum. Tabi buna alışveriş yapmak denirse daha çok mağazalarda bulduğum puflara oturarak vakit geçiriyordum. Kuzey ise bizi işlerimiz bittikten sonra gelip alacağını söyleyip kaybolmuştu ve beni alışveriş delisi olan sevgilisiyle yalnız bırakmıştı.

"bak her gittiğimiz yerde böyle oturmaya devam edersen bu iş akşama kadar sürer."Buket kabinden çıkıp yanıma geldi.

"ne yapmamı istiyorsun gördüğün gibi keyfim hiç yerinde değil bugün."dedim.

"işte bunun için buradayız zaten hadi sana erken doğum günü hediyeni alacağım o yüzden kaçış yok."

"gerek var mı ki mümkünse şu parti olayını da iptal etseniz zaten yapan kişide ortada yok."diye bir hatırlatma yaptım.

"olmaz bir kişi yüzünden tüm o hazırlıklar boşa gitmemeli hadi şu elbiseyi dene olursa sana alacağım."deyip elbiseyi kucağıma bıraktı. Pes etmiş bir şekilde kabine girip bana verdiği kıyafeti denedim. Bu elbisenin hiçbir yeri edepli değildi neredeyse vücudumun her yer açıkta kalmıştı. Kabinden çıkıp Buketin karşısına dikildim.

"bu kıyafeti nerede giyeceğim peki?"

"vay be tenin ne kadarda beyazmış"yanıma gelip etrafımda döndü.

"bugün giyeceğin bir şey arıyoruz bence sende harika durdu"

"beni bu şekilde kulübe götür de bütün sapıklar başıma üşüşsün olmaz çıkarıyorum ."deyip geri kabine girdim. Üzerimdekini çıkarırken  kabinin üstünden bir elbise daha bana doğru uzandı.

"bunu dene bu kesin olacak."

"bu son daha sonra hiçbir şey denemeyeceğim."

"tamam dışarıda bekliyorum."

Elime aldığım bu elbise belden kemerli siyah mini bir elbiseydi ama az öncekine göre  biraz daha edepliydi ve rengi de siyah olduğu için içime sinmişti. Tekrar kabinden çıkıp Buketin etrafında döndüm.

"benim ilgimi diğeri çekmişti ama bunu alalım."

"o halde artık buradan çıkalım." dedim. Yanından ayrılıp üzerimi değiştirdikten sonra elbiseyi Bukete verdim. Mağazadan çıktıktan sonra ısrarla kuoföre gitmemiz gerektiğini söyleyerek başımda çene yordu. Tüm ısrarlarının sonucunda sadece yanında gitmeyi kabul etmiştim.  Alışveriş merkezinin içinde bir kuoför bulmak bana ne kadar zor gelse de Buket için beş dakikalık işti. İçeri girdikten sonra döner sandalyelerden birine geçip oturdum. Çalışanlar etrafımda dönmeye başladığında ilgilenmeleri gerek kişiyi gösterdim.

"arkadaşımın elbisesi bu ona göre saç şekli yaparsanız sevinirim."deyip kutudan elbiseyi çıkarıp kızlardan birine verdi.

"beni süslemeye çalışma amacın ne sorabilir miyim?"dedim. karşıma geçip oturduğunda dikkatlice yüzüne baktım.

"eğlenmek için güzel olman şart bu yüzden buna yapmama izin ver."

"hiç eğlenecek havam yok benim biriyle konuşmam gerekiyordu."diye oflarken sandalyeme yaslandım.

"bunun için zaman bulacağına eminim ama önce şuradaki işimizi bitirelim."dedi. Artık Buket ne derse başımı sallayıp onaylar hale gelmiştim. Etrafımda dolanan kızlara ne söylediyse yapmalarına izin verdim. Karşılarında cansız manken gibi durmuş beni bir noel ağacına mı yoksa başka bir şeye mi benzetecekler emin olmazken öylece durdum. Bu kadar hazırlığın yapılması bana göre boş yere olsa da Buket için hiçte öyle görünmüyordu. İki saate yakın bir süre içinde tüm bu işler bitmiş ve Kuzey bizi almaya geldiğini söyleyen bir mesaj gelmişti. Hayatımda hiçbir şeye bu kadar sevinmiş değildim çünkü bu eziyetten kurtuluyordum. Alışveriş merkezinin dışında beklerken Buket her iki tarafımdan  kıyafetini makyajını saçını başını bozma diye  uğraşıyordu. O ne kadar bunu söylemeye devam etse ben de  onu duymazlıktan gelmeye devam ediyordum. Her ne kadar benim keyfimi yerine getirmek için bunları yapsa da benim bunlarla uğraşmaktan çok evde oturup kitabımı okumam daha keyif vericiydi. Daha çok kitaplarla kafayı bulan bir kızdım ben ve bu tür şeyler benim keyfimi yerine getirmezdi. Bir iki dakika içinde Kuzey arabasıyla gelip bizi aldı. 

"harika görünüyorsunuz bunca zamana deymiş gibi." dedi Kuzey.

"bir de bana sor bu kızı bu hale getirene kadar neler çektim."Buket bana laf çarpınca konuşmadan edemedim.

"benim dediğimi yapsan zaten bu kadar uğraşmazdın neyse hadi gelin yol yakınken vazgeçelim hem bir kulübün havasını çekecek hal kalmadı bende."

"olmaz"diye ikisi de aynı ağızdan bağırdılar.

"tamam sadece bir kez daha şansımı denemiştim."deyip arkama yaslandım.

"artık deneme bence çünkü hiç şansın yok."dedi Buket. Bu kızında bu denli ısrarcı olduğu aklımın ucundan geçmezdi. Ne yazık ki insanlar yakından tanıyınca kendini gösteriyormuş. Son söylediğim sözden sonra tek kelime daha etmeden yolun bitmesini bekledim. 

Pencereden yolun nereye gittiğini seyrederken farklı bir yoldan gittiğimizi anladım. Sandığım kadarıyla burası bizim gideceğimiz yer değildi. Şuanda Buketin evine doğru giriş yapıyorduk ve neden burada olduğumuzu sormak için ikisine döndüm.

"Gitmeden önce eve uğramam gerekti o yüzden buradayız."diye ben sormadan cevapladı Buket.

"Tamam biz bekleriz sen işini hallet."dedim. Arkasını dönüp yüzüme baktı.

"Benimle gel bu arada sana vermem gereken bir kitap var bayılacaksın."

"İşin ucunda kitap olmasa bir yere kıpırdamazdın  haberin olsun."deyip arabadan aşağı indim. Bana giydirdiği topuklularla ancak adım atabiliyordum zaten. Yine de sağlam durmayı becerdim. Bukette yanıma gelip koluma girdi. Evin önüne geldiğimizde hemen arkamızda Kuzeyin de bizimle geldiğini  fark edip dönüp arkama baktım.

"sen niye arabada beklemiyorsun?"diye sorarken yüzüme şaşkınca baktı.

"iki güzel kızı  bu halde yalnız bırakacak değilim ya size eşlik ediyorum.."diye kıvırdı. Geldiğimiz yol iki adımlık mesafedeydi. Kime masal anlatıyordu bu çocuk sevgilisinden iki dakika ayrı kalamıyorum diyeceğine. Bir şey söylemeden önüme döndüm. Buket anahtarlarını çıkarıp kapıyı yavaşça açtı. Hemen arkasından içeri girdiğimde hiç beklemediğim manzara ile karşılaştım.

Az biraz tahmin yapalım :D

Az biraz tahmin yapalım :D

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.








OYUN BOZANWhere stories live. Discover now