25.bölüm | Kanlı Kürk

Start bij het begin
                                    

Adela Rodrigo'nun göğsüne yasladığı kafasını kaldırdı ve yüzüne baktı. "Kalbin atıyor."

"Unuttuysan diye söyleyeyim; ben de insanım."

"Dışarıdan bakıldığında hiç öyle durmuyor. Nasıl duygularını gizliyorsun?"

"İsteyerek yaptığım bir şey değil."

"Kendini koruyorsun ama neden? Sen duygularını gizlemesen de güçlüsün."

"İnsanlar nasıl güçlü olur, Adela? Ben sana söyleyeyim. Duygular zaaftır, sana karşı kullanabilirler çünkü insan dizlerini kemikleriyle değil ruhuyla kırar. Gardını almamıştın ve öfkene yenildin. Neden tekrar bir anının içine girdin?"

"Onları sadece bu şekilde görebiliyorum."

"Onları düşünmemeye çalış, en iyisi bu. Biraz kraliçe gibi davran. Güçlü ol. Her seferinde bu kadar şanslı olmazsın."

"Haklısın."

Adela başını Rodrigo'nun göğsüne tekrar koydu ve sessizce ağlamaya devam etti. Bir süre sonra Rodrigo'nun sıcak göğsünde uyuyakaldı.

∆∆∆

Güneşin ilk ışıkları ile Rodrigo koltukta uyandı. Gözlerini açtığında başka birinin nefesi ile kafasını doğrulttu. Tüm vücudunun ağrıdığını fark etti. Beline sarılı elleri hissedince Adela'yı gördü. Birlikte uyuyakalmışlardı. Rodrigo nasıl kalkacağını düşünürken Adela da uyanmıştı. Kafasını kaldırdığında Rodrigo ile burun buruna geldi. Gözlerini birkaç kez kırptı kendine gelmek için. Ardından hızla geri çekildi. "Özür dilerim."

"Fazla rahattı herhalde."

Adela gözlerini kaçırdı ve doğruldu. O sırada odaya Mega gülerek girdi. "Abi..." Mega Adela'yı görmesiyle konuşmasını sonlandırdı ve gözleri büyüdü.

Adela Mega'yı görmesiyle sevinmesi mi üzülmesi mi gerektiğine karar veremedi. Durmadan çalıştığından onunla uzun zamandır sohbet edemiyordu. Adela Mega'ya doğru ilerledi ve sarıldı. Olanları nasıl açıklaması gerektiğini düşünmesi için zaman kazanmıştı. Aklına bir fikir gelince ayrıldı. "Ben de yanlışlıkla Rodrigo'nun silahını almışım onu vermeye geldim."

"Güneş daha yeni doğarken mi?" Mega abisine şüpheyle baktı. Rodrigo ise oturduğu yerde daha çok yayılıp göz kırptı.

"Evet ve verdim. Birlikte gidelim mi? Bayağıdır konuşmuyoruz."

Odadan çıktıktan sonra Adela Mega'nın soru sormaması için ortaya bir konu atmaya karar verdi ve düşünmeye başladı. "Şehre inmeye ne dersin?"

"Olur."

Adela saraydan çıkmadan önce Desire'a bakınmaya başladı. Biraz ötede Desire'ı gördüğünde yanına çağırdı. Adela'nın sesini duymasıyla ona doğru koşarken Mega biraz korkmuştu. Desire oldukça büyümüştü ve büyümeye devam ediyordu. "Sarayda kaplana izin olduğunu bilmiyordum."

"Birine zarar verirse öldüreceklerini söylediler ve bu yeterli. Onu eğittim."

"Hiç Desire'ın üstüne binmeyi düşündün mü, Adela?"

"Evet ama o kadar büyük değil."

"Bir keresinde kaplan görmüştüm ama Desire'ın yanında oldukça küçüktü. Nasıl bu kadar büyük?"

"Belki de kaplan değildir. Farklı bir tür de olabilir."

Adela ve Mega şehre indiklerinde Adela temkinli bir şekilde etrafına bakmaya başladı. İşaretlendiği günden sonra ilk defa geliyordu buraya. Kalabalığa girmek hala onun için sakıncalıydı. O gün karşılaştığı büyücü onu görürse tanıyabilirdi. Bu yüzden yanına Desire'ı da almıştı.

Temkinli bir şekilde ilerlemeye devam etti. Girişteki kitapçıya geldiğinde yine aynı büyücüyü görmesiyle irkildi. Desire kokusunu almış olacak ki büyücüye doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Adela Desire'ı yanına çağırdığında büyücünün gözleri Adela'yı buldu. Gözleri büyürken arkasını döndü ve pelerininin başını kapattı. Koşmaya başladığında Adela da Mega'yı bırakıp Desire ile birlikte koşmaya başladı. Mega arkadan seslense de Adela aldırmadan koşmaya devam ediyordu.

Yaşlı büyücü kalabalık insanların arasından sıyrılıp kaçmaya çalışırken Desire'ı gören insanlar korkup Adela'ya yol açıyordu. Evler ve yollar taştandı. İnsanlar satmak için ipekten elbiseler, taze yeşillikler, tahtadan oyulmuş eşyalar, kitaplar ve daha birçok şeyi sergiliyorlardı. Kalabalıkta birbirleri ile konuşmak için yüksek sesle konuşan insanlar ve birbirlerinin omuzlarına çarpmadan geçemeyen kalabalığı bölüp aralarından ilerleyen yaşlı büyücü oldukça yavaştı. Adela gittikçe yaklaşırken büyücü yüksek bir duvardan atlayıp yere düştü fakat bu onu durdurmadı. İnsanların az olduğu bir yere inmişti. Ayağa kalkıp koşmaya başladığında Adela da hemen arkasından Desire ile atlayıp düşmeden, hız kaybetmeden koşmaya devam etti. Büyücü bir kaç rafı yıkıp aralarına engel koymaya çalışsa da Adela ve Desire'ı durduramadı. Büyücü şehirden çıkıp ormana girmişti. Adela büyücünün ormana girdiğini görünce güldü. "Bu sefer ben kazanacağım."

Büyücü yere düştüğünde Adela ve Desire ona yetişmişti. Arkasını döndü ve geri geri kendisini sürüklemeye başladı. "Lütfen beni öldürme. Ben sana yardım ettim. Kitabı verdim."

"O kitabı okuyamadım."

"Okumanın bir yolunu da söylemiştim. Lütfen bırak beni."

"Senin ve senin gibiler yüzünden arkadaşım öldürüldü. Seni neden yaşatayım?"

"Aynalar gerçeği gösterecektir, Ob Albina."

Adela 'Albina' ismini onu neredeyse öldürecek olan büyücüden duymuştu ama anlamını anlamıyordu. İsim ona bir şey çağrıştırmıyordu. "Neden bana Albina diyorsunuz?"

"Aynalar gerçeği gösterecektir."

"Sizin bu bilmece gibi konuşmalarınızdan bıktım." Adela sinirlenmişti. Onu görmeye dayanamıyordu. Hayatını mahvetmişti. Büyücüleri peşine takmıştı ve bu yüzden Lia ölmüştü. Kitabın gizemini kendisi çözecekti. Bir işaret bekleyen Desire, Adela'nın ona başıyla verdiği işaretle yaşlı kadına doğru koşmaya başladı. Yaşlı kadın çığlık atarken Adela Desire'ı izliyordu. Yaşlı büyücünün üstüne atlayıp onu parçalamaya başladı. Acı dolu çığlığı etrafa yayılırken Adela hiçbir şey yapmadı, hissetmedi. Sadece izledi.

Desire kadını parçalarken hiç zorlanmıyordu. Tek bir pençesi kadını deşmesine yetmişti bile. Büyücü tanınmaz hale geldiğinde çığlığı dindi. Desire'ın beyaz kürkü kana bulandı. Adela arkasını dönüp yürümeye başlarken Desire da onu izliyordu. Yüzünde bir gülümseme vardı. Lia'nın intikamını almıştı. Ona yaşatılan acıları yaşatmıştı. Pişman değildi. Eğer bulabilirse kılıcı savuran büyücülere de aynı kaderi düşünmeden yaşatırdı.

Birlikte şehre geldiklerinde Desire -Rodrigo'nun ona öğrettiği- işareti alınca durdu. Şehrin içine yeniden giren Adela Mega'yı bulduktan sonra bir bahane uydurdu. Ardından Desire'ın alıp deniz kenarına doğru yola koyuldu. Desire'ın kanlı kürkünü temizlemesi gerekiyordu.

Kısa sürede deniz kenarına vardıklarında Adela Desire'ı denize saldı. Kendisi de bir ağacın altına oturdu ve olanları, büyücünün dediklerini düşündü. O kitabı bir şekilde okumalıydı. İçinde önemli bilgiler olduğu kesindi ama anlaşılmaz yazılardan ibaretti. 

Adela ayak sesleri duyduğunda bakışlarını o yöne çevirdi. "Artık gizlice beni mi izliyorsun?"

"Artık tehlikeli oluyorsun."

"Gittikçe sana benziyorum sanırım. İstediğin de bu değil miydi?"

"Benden daha iyi olmanı isterdim."

Neredeyse öğlen olmuştu. Hava bulutlu değildi ama sıcak da değildi. Rüzgar soğuk esiyordu. "Kış geliyor. Kardan nefret ediyorum."

Rodrigo Adela'nın yanına oturdu. "Ben severim. Etraf sessiz ve huzurlu olur."

Adela gözlerini devirdi. Olumlu düşünceler gerçekçi gelmiyordu artık. "Sen neden geldin?"

"Seni özledim."

GİRİFT : YöneticilerWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu