Okul değil meteor yuvası!

173 10 10
                                    

Ağaam olasan Ömer
Paşam olsan Ömer
Yetim galasaaağn Ömer
Benim olasaaağn Ömeeer
Vay!
Lan benim alarmımı kim Ömer yaptı!? Alarm devam ederken bende şarkıya ritim tutturarak ayağımı yatağa vurmaya başladım.
"Defne! Ne bu Ömer ya! Yeter başım şişti! Ayrıca sen o yatağı kırmaya mı çalışıyosun? Valla seni dışarda taşta yatırırım!"  Kesin evlatlığım galiba..
"Anne ben evlatlık mıyım yaa!"
"Saçma saçma sorular sorma" diyince gülümsedim
"Evlatlık alsak seni mi seçerdik iyi düşün" gözlerimi devirerek yataktan kalktım.
"Hadi yüzünü yıka servis gelir 15 dk ya"  Içimdeki hüzün almış başını giderken banyoya girdim. Yüzümü yıkadıktan sonra dolabın karşısına geçtim. 82628362 dakika bakınmadım. Zaten giyceklerim belliydi siyah pantolonumu aldım üstüne de gri yıldızlı tsortumu giydim. Saçlarımı elimle düzelttim. Çantamın içine test kitaplarımı koydum.
"Hadi kadınım ben çıkıcam. Servis nereye geliyo?"
"Kapının önüne gelicek tabiki kızım. Özel servis o" kafamı sallayıp çok sevdiğim mor spor ayakkabılarımı aldım. Üstüme deee... uyuyo gibiydi. Ama şans getiriyo bu ayakkabı.
Merdivenlerden inip beklemeye başladım. Serviste ilk işim şoför amcayı incelemek olucaktı veya da fotoğrafını çekerdim. Sonuçta servisleri karıştırıp başka bir servise binme olasılığım %98 di. Güneş gözümden bi anda çekildiğinde önüme baktım.
"Hadi atla kızım"
"Atlıyım amca" dedim ve açılan kapıdan girdim. Bu ne la herkes kendi halinde. Neyse en iyisi buydu zaten. Boş olan cam kenarına oturdum yanımda muhtemelen benden küçük bir kız vardı herkeste de bi kulaklık vardı hatta baziları uyumuştu bile.
"Yeni misin kızım?" Servisci amca ya döndüm. 30 lu yaşlarındaydı muhtemelen.Belli olmuyormu amca dicektim..diyemedim.
"Evet amca" daha fazla konusmasina izin vermemek için kulaklığımı taktım ve son ses NormEnder-Içinde Patlar dinlemeye başladım.
💫💫💫💫
"Sınıfın 10/D kızım. Hemen üstünde. Geç kalmadan git hadi 5-6 dakikaya ders başlar." Kafamı sallayıp müdürün odasından çıktım. Okulun içine göz gezdirerek merdivenden çıkmaya başladım okul okul değil meteor yuvası!Önüme döndüğüm an birine bodoslama daldım.
"Aşş kafam" diyip elimi kafama bastırdım
"Ne çarpıyosun yeni!?" Yeni olduğum çok mu belli oluyodu acaba ya
"Sanki bilerek çarptım. Gerizekalı" diyip çıkmaya devam ettim. Koridorlarda pek fazla öğrenci yoktu. Genelde herkes grup ya da arkadaşları ile beraberlerdi. Ah yanlızlığın gözü kör olsun! Şimdi ben sap sap oturcam..
Sonunda 10/D yazısını görüp içeri girdim. Gözümü sınıfta gezdirirken herkes bana bakmaya başladı. Boyle ilgi odağı olmakta pek hoş sayılmazdı. Duvar kenarında boş yer bulup oraya geçtim ve önüme bakmaya başladım. Diğerleri de bana bakmayı bırakmış işlerine dönmüştü.
"Merhaba" yanıma sevecenlikle gelen kıza baktım
"Merhaba" dedim bende gülümseyerek
"Ben Ecem" diyip önümde ki sıraya oturdu
"Ben de Defne" Çok güzel bir yüzü vardı kahverengi saçlarını düzleştirmiş,rimel sürduğu de belli oluyordu.
"Selam bebişiiiiiim" yanıma kızıl saçlı bir kız gelip oturdu. Kahkulleriyle çok tatlı gözüküyordu. Sabah sabah ne neşesiydi bu? Üstelik okul gününde!
"Selam" dedim ve gülümsedim açıkcası biraz garipsemiştim.
"Heey Defne" arkadan kafasını bizim masaya uzatmış olan çocuğa baktım
"Alış kızım alııış bu Ayşegül beyleeee. Hep neşe doludur" diyince gülmeye başladım.
"Ben Buğra" uzattığı elini sıktım
"Bende Furkan. Manevi enişten olurum" diyip göz kırptı çarprazımda oturan.
"Benim ki olur kendileri" dedi ayşegül gülümsedim gerçekten çok tatlılardı.
"Günaydın gençlik!" Karizmatik bir hoca gelince ayağa kalktım
"Vaaaooov yeni öğrenciler var" diyip bana baktı. Aha Defne yandın kızım
"Hoşgeldin tatlım" burdaki tüm hocalar boyle kibar mı konuşuyor? Yoksa ilk gün şeysi mi?
"Hoşbulduk hocam"
"Hadi bakalım bebeğim kendini anlat" bebeğim,yavrum,tatlım bakalım başka neler duyucaz. Bunca senedir devlet okuluna gitmiştim e haliyle bana bayaa garip geliyodu. Içimde ki gülme hissini atıp hocaya döndüm.
💫💫💫💫
"Hocam bugün etüt var mı?" Furkanın sorusuyla hoca ya döndüm. Ilk günden etüt mü olur? Çoktan son derse girmiştik öğle yemeğinde Ayşegül ve Ecem le kantine inip birer tost almıştık. Derse giren tüm hocalara kendimi anlata anlata kanser olmuştum.
"Hayır bugün yok furkancım. Haftaya başlıyor sanırım tam bilmiyorum. Zaten Cesur Bey sizi bilgilendirir." dedi çok tatlı bir bayan olan ingilizceci. Cesur Bey müdürümüz olur bu arada. Hocanın telefonu çalmaya başlayınca sınıftan çıktı.
"Pist lan Ayşegül" Ayşegül le ikimiz arkaya döndük
"Ne var Furkan?"
"O şortlu fotoğrafını instagramdan kaldır!"
"Ya banane ya"
"Lan salak kaldır diyosam kaldır mal" bunlar nası sevgili lan?
"Ya gerizekalı ya uf tamam" diyip göz devirince Furkan gülüp Ayşegül ün yanağından öptü. Ben onlara tuhaf bi şekilde bakarken Buğra öne doğru eğildi
"Alış kızım alıııış bunlar beyleee" hay senin kızına daaa sana da yemin ederim şu cocuk yuzunden cinsiyetimi değiştircem. Bugünden beri aynı cümleyi kurup duruyordu
"Tamam Buğra şimdi sakince yerine otur" dedim ve omuzlarından geriye ittim. Ve sonunda o kurtarıcı ses
"Zil çaldııı!!"
"Ay defnecim bizim Ecem le bi işimiz varda hemen çıkıcaz sorun olmaz dimi?"
"Yok siz çıkın servis le gidicem zaten" dedim ve gülümsedim. Herkes sınıftan çıkarken çantamı omzuma asıp kutudan telefonumu aldım. Yağmur başlamıştı ve bayaa çok yağıyordu. Merdivenlerden aşağıya inip servislere bakınmaya başladım. Servisin plakasını yazdığım kağıdı cebimden çıkardım. 82abc82 iyi de bizim servis yoktu ki. Hayır hayır lütfen servisi kaçırmış olmıyim lütfen Allah ım. Okulun önünde ki son serviste gidince içimden küfür savurdum. Lan ey servisçi beni beklemen gerekmiyormuydu!? Hiç annemi arama zahmetine girmeden yürümeye başladım. Babam işteydi ve gelemezdi. Normalde yağmura bayılırdım fakat şu an hem uykum vardı hemde sırtımdaki okul çantasıyla gerçekten hiç eğlenceli olmuyordu. Tipim yavaş yavaş bu 😒😑 halleri alırken yürümeye devam ettim.
"What the fuck world! Why world why!?" Muhteşem ingilizcem ile sövüyordum fakat yağmur bana inat daha şiddetli yağıyordu. Gerçekten okulun ilk günü için muhtesem di(!)
..
"Hii Defne! Bu ne hal kızım?" Annem yağmurun yağdığından habersizdi sanırım.
"Servisçi kaptanı beni beklemeden gitmiş!" Diyip içeri adım atıcakken annem beni durdurdu
"Her tarafın yaş. Evi batırcaksın yeni temizledim. Parmak uçlarınla gir dooğru banyoya hadi hadi. Babamın telefonu çalmaya başlayınca beni durdurdu ve yanımda konuşmaya başladı
"Evet Murat ben
....
Yürüyerek geldi
.....
Aa peki tamam teşekkürler. Ben söylerim. Iyi günleer"
"Baba kızsaydın ya servisçiye"
"Defne. Bence sen kulaklık takma. Servisçin size biraz gecikeceğini söylemiş"  Ne yani ben onca yolu boşuna mı yürümüşüm? Ve ev duman altı..

Vote verirseniz sevinirim.
💕
🌼🌙

BIYIKLIDär berättelser lever. Upptäck nu