Piskafirim

1 Ay Önce Tanışan Tayfa Cinayet #12

Kamp alanına hiç de öyle heycanlanıp birden koşarak girmedik. Aksine yol boyunca oturmaktan popomuz uyuşmuştu. Sadece 2 kere mola verdiğimiz için açtıkta. Bu yüzden baya yavaaaş adımlarla girdik kampa.

Bizim ev numaramız 52'ydi. Canlarınkiyse 48. Yani aramızada 3 ev vardı. Daire anahtarlarını almak için kamp müdürü Yağız Abinin odasına gittik.

-Oo kızlar görmeğeli güzelleşmişsiniz. Bir aydır yoksunuz. Bi an hiç gelmiyeceksiniz zannettik.

-Zaten gelmiyecektik. Sonrdan fikir değiştirdik Yağız Abi.

-Bu yakışıklı gençlerde sizin arkadaşlarınız galiba.

-Evet abi.

-O zaman görev listelerine beraber yazayım sizi.

-Afedersiniz ama görev listesi ne?

Bu sefer konuşan Kıvanç olmuştu.

-Şöyleki, ad neydi?

-Kıvanç.

-Heh şöyleki Kıvançcım görev listesi, kampta kaldığınız süre boyunca belirli aralıkla size verdiğimiz görevler. Her hafta size bir görev veriyoruz. Ve sizde 6 kişilik bir grupla bu görevi gerçekleştiriyorsunuz. Aslında aynı evdeki 6 kişiyi aynı gruba koyuyorduk. Lakin madem siz arkadaşsınız aynı grupta olun.

-Kulağa eğlenceli geliyor.

-Çoğu kişinin buraya gelme sebebi bu görevler. Eğlencelidir. Eminim ki sizde çok eğleneceksinizdir. Neyse ben sizi daha fazla tutmiyim. Gidin, dairelerinize yerleşin. Gün daha yeni başlıyor.

diyip anahtarları uzattı.
Bavulları alıp yola koyulduk.
Bavulları eve taşırken zorluk çektiğimizi gören bir yakışıklı yanımıza gelip yardım falan etmedi. Ayı gücümüz ve allah allah nidalarımızla, içinde ütü dahi bulunan bavulları biz taşıdık.

Biz eve girdiğimiz anda Eylül fırlayıp nevresimleri değiştirdi. Evet bunuda yaptı.
Bizse ilk önce bavulları boşaltıp dolaplara dizdik sonra ise evde bulunan, bilgisayar ekranından milimetrik bi farkla büyük olan televizyonu açtık. Yaz dizilerinin sabah tekrarları vardı. Bir diziyi izlemeye başladığımızda Eylül yanıma geldi.

-Ay rahatladım valla.

-Ulan 3 nevresim değiştirdin. Normal insanlar yorulur. Sen nasıl rahatladın acaba değişik?

-Ben Türk kızıyım be! Temizlik benim ata sporum. Siz nasıl koşup stres atıyosanız bende aynı şeyi cam silip, toz alınca hissediyorum bebek.

-Yani illa bi bakterilere dokunacan. Bi mikroplar değecek tenine...

-Ay Azra ve Eylül ne konuştunuz!  Hiç bişey anlamadım güzelim diziden.

-Korkma kanka her saat başı tekrarları var zaten.

"Bütün öğrencilerin bahçede toplanmasını önemle rica ederiz."

Ve o her yaz beni yatağımdan eden ses. O iğrenç tını. Boton oğroncoloron bohcodo- sus kadın. Zaten akşama kadar dedikodu yapmışım dimi ama?

Neyse ki o gün durum farklıydı. Uyanma anansundan önce gelmiştik kampa. O yüzden o iğrenç ses uyandırmamıştı bizi. Çünkü zaten uyanıktık.

-Hadi kalkın sabah güzelleri bi kamp macerası daha başlıyoooor!

~~~

-Afeeer- allah belanı versin Umut o ne biçim kulaç. Biraz estetik ol one öyle kabız olmuş gibi. Kızım sende hızlı yüz, geçiyor seni namuzsuz!

Tahmin ettiğiniz üzere Spor Eğitimi dersindeyiz. Sivri dilli nazik (!) hocamız Ahmet Hoca yine aşırı tatlı.

Bahçeye indiğimiz anda sınıflara göre ayrıldık ve sonrada bu zalim adamın kollarına bıraktı bizi Yağız Abi.

20 kişilik sınıfı yarıya böldü.  Teker teker yarıştırıyor. Kulvarda koşan at gibi hissediyorum valla xnnxnd

Benim yarışacağım kişi ise Kıvanç. Aslında Berkti. Ama Berk,
Bon Moroylo yoroşocom.
diyince, ikimiz yarışmak zorunda kaldık. Yeşil mayosu ile yarı çıplak bi şekilde bana "şimdi bittin işte" bakışları atıyor.

Ulan vicdansız kafir. Sen Eyfel Kulesi ben elektirik direği. Aynı dalda bile yarışamayız biz.

Bize sıra gelmesine 3 grup vardı. Ve onlardan ikisi bizimikilerdi. Miray gözlerini kısmış Berke 'beni seçmeyecektin' konseptli bakışlar atıyodu. Canla tanımadığım bi çocuk, Eylüllede adının Gizem olduğunu bildiğim bi kız yarışacaktı.

Havuzdan Umutlar çıkınca, düdük çaldı. Ve Eylüller suya atladı. Eylül ile Gizemin yarışını tabiki Eylül kazanmıştı.

Sonra tekrar düdük çaldı ve Canlar suya atladı. Az bi farkla Can kazanmıştı.

3. Düdükle Miraylar suya atladı.

-Hadi Miray! Göster o sarı kafaya gününü!

-Hadi Berk! Miraya mı yenilecen?!

Ve biz daha ne olduğunu anlamadan Berkin kazandığına dair anonsu yaptı hocamız.

-Galiba en hızlı kazanan sen oldun Berk. Oysaki Miray çok iyi bi yüzücüdür. Seni tebrik ediyorum.

- Kıvanç, Miray çok iyi yüzer. Hatta madalyaları falan vardır. Berk onu nasıl yendi?

-Berk Milli takımda.

-Oha!

Şaşırmıştım. Hatta şaşırmıştık diye biliriz. Kıvanç hariç hepimiz şoklardaydık. Bok vardı çünkü bu kadar şaşırılacak.

Onlarda havuzdan çıktığında aklımda bizim yarışacağımız geldi. Ve kendimi hazır pozisyona getirdim. Düdükle suya atladım. Yüzüme hızla çarpan ve canımı yakan suyu aldırmadan devam ettim kulaç atmaya. Zaten kulaç atmazsam yüzemem djdjdnhdhdh

Malsın sen.

Tşk içsesaşkım. O senin mallığın.

Ay tamam susda yüz kaybedeceksin yoksa.

İyi be! Öküz.

Havuzun bittiğini anladığım duvarı görünce kafamı kaldırdım. Ancak bana dönmüş ukala gözler sinirimi bozmaya yetmişti. Pis Kafir!

O kazanmıştı. Naled olsun.

~~~

-Bana seninde Milli Takımda olduğunu söyleyebilirdin ama yooo. İlla bi sidik yarışı. Dimi Kıvanç Bey. Hem madem zaten Millisin, niye benimle yarışırsın be adam? ! Niye yani!

-Kaybedişini görmek istedim Huysuz Hanım.

-Sus Lan!

-Ayıp oluyo ama.

-Kıvanç şat faking ap end lisın mi kerfuly *jdjdndjdj biz Mirayla düşündük ve eğer bize daha iyi yüzmeyi öğretirseniz bizde size bu kamptan herhangi istediğiniz birini size ayarlarız.
Nasıl?

-İstediğimiz kişiden başlayabilir miyiz hocam?

Galiba en ciddili bölüm bu oldu. Ama bence güzel bi bölümdü. Bilmediğiniz yada tam bilmediğiniz bazı şeyler açığa kavuştu.

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

Beğendiyseniz vote verip yorum bırakmayı unutmayın.

Sizi seviyorum kafircan kalııın ♥ ♥ ♥