1. Bölüm

5.7K 158 32
                                    

Kötü şeyler bitiyor, insan mutlu ve huzurlu olabiliyordu. Gülmeden edemiyor, sonunda bulduğu mutluluğa gülümsemek için bahane arıyordu. Ve ne olursa olsun gülüyordu. Hele ki sevdikleri yanında oldu mu hiç bir eksik kalmıyordu.

Adrian... Benim hayatımda hissettiğim yokluğumdu... O geldikten sonra her şey daha da güzel olmuştu. Alex ve Alice için her şeyi yapmıştım ama daima unutmuştum kendimi. Şimdi daha iyi anlıyordum. İhtiyacım olan aşktı. Eksiğim Adrian'dı. Eksiğim Bella'ydı. Onlar hayatıma girdikten sonra her şey değişmişti.

Aradan bir yıl geçmişti. Bugün, Bella'nın doğum günüydü. Bugün, geçen sene Adrian'sız geçirdiğim duygusal ve zor bir gündü. Ve biz bugünü ayrı geçirdiğimizi hatırlamamak için evleniyorduk. ❤️

Adrian bugün yoktu. Ama kendini Bella'ya bu şekilde affettirmek istiyordu. Bella ise babasını elbette affetmişti. Her şey gerçekten çok güzeldi. Alexandra ve Micheal'ın bir bebekleri olmuştu. Henüz gelişimi tamamlanmamıştı.
Alice ve Jaycop uzaklarda ki ormanlara gitmişlerdi. Orada uzun bir tatil yapmak istediklerini söylediler.
Christina ve Abigail kendi vampir kabilelerini kurmuşlar. Şuan Afrika'da yaşıyorlar.
Jeffrey ve Lisa aralarında ki sorunları çözmüş vampir okulunda yeni gelenlere eğitim veriyorlardı.
Arthur ve Jenna bu sene birer safkan olmuş, bizim gibi kızılayda eşleşmişler.
Öbür arkadaşlarımızda oldukça mutlularmış. Bizde bugün oldukça mutlu olmak istiyorduk.

Üstü dar, gerisi oldukça kabarık olan gelinliğime baktım. Saçlarımı hafif maşa yapmıştım. Biraz da makyaj. Krem rengi topuklu ayakkabılarım oldukça rahatsız ediyordu. Ama boyumu oldukça yükseltmişti.

Arkamdan sarılıp çenesini omzuma yerleştiren Adrian'a karşılık verdim. Beni saran kollarını sarıldım. Gözlerimi kapatıp onu hissettim. Bugün evleniyorduk.
"Melezim."
"Aşkım."
"Kalbim."
"Ruhum."
"Ateşim."
"Kızımın babası."
"Yavrumun annesi." Kahkaha atıp vücudumu ona döndüm. Ellerimi boynuna sardım. Dudaklarına küçük bir buse kondurdum. Sonra başımı göğsüne yasladım. Ellerimi beline sardım. O da bana karşılık verdi.

"Iy şu sevgililere bak! İğrenç!" Bağıran birinin sesini duyduğum da başımı kaldırıp kapıya baktım. Christina ve Abigail gelmişti!
"Christina!" Adrian'dan uzaklaşıp ona sarıldım. O da bana sarıldı. Kollarından ayrılıp üstüne baktım.
"Oldukça şık görünüyorsun." Üstünde leopar desenli yırtmaçlı bir elbise vardı. Kesinlikle Christina'yı yansıtıyordu.
"Abigail olmasa asla böyle bir şey giymezdim!" Abigail'e gönderme yapıyordu. Onlara gülümsedim. "Ad! Evleniyorsun bakıyorum da!" Dedi Abigail.
"Siz hala kızılay da kaldınız ama." Abigail de gülümsedi. Adrian'nın yanına gittim.

"Annem, babam! Hadi artık zaman geldi." Diye bağırarak içeri girdi Bella. Kollarımızı açıp gelmesini işaret ettik. O da kollarını açıp yanımıza geldi. İkimize de sarıldı. Adrian Bella'nın başından öptü. Sonra da benim başımdan öptü.
"Hayatımda ki tek iki kadın!" Diye bağırdı. Bella ve ben ona güldük. Bir senedir aralarının iyi olması beni çok sevindiriyordu.

Bella kollarımızdan ayrılıp kızgın halini aldı.
"Hadi ama! O kadar hazırlık yaptım. Evlenin de kurtulayım!" Bella'nın bu hali bizi güldürmüştü. Odadan çıktı. Christina ve Abigail de bize el sallayıp çıktılar.
Biz de birbirimize baktık. Adrian yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerimin içine bakarak gülümsedi. Bende başını ellerimin arasına aldım.
"Birazdan görüşürüz tamam mı?" Başımı salladım. Dudaklarına küçük bir buse kondurdum. Sonra birbirimizden ayrıldık. Adrian kapıya yöneldi. Kapıyı açtı. Çıkarken durmadan bana bakıyordu. Ona gülümsedim. Sonra odadan çıktı. Derin bir nefes aldım.

Kapı açılınca oraya baktım. Amcam gelmişti. Gülümseyerek ona sarıldım.
"Amca."
"Güzel kızım benim. Seni Adrian'a ben götürüceğim." Başımı salladım. Sonra kollarından ayrılıp yüzüne baktım. Gülümsedim. Kolunu bana uzattı. Koluna girdim. Kapıyı açıp koridordan kapıya yöneldik. O an sakin bir müzik başladı. Her yer beyaz güllerle süslenmişti. Sağa da ve solda insanlar oturuyordu. Hepsi ayakta bekliyordu.

Adrian siyah takım elbisesiyle bana bakıp gülüyordu. Ellerini arkada birleştirmiş. Siyah saçlarını her zaman ki gibi ortadan ayırmıştı. Mavi gözleriyle bana bakıyordu. Ve beklemediğimiz bütün arkadaşlarımız buradaydı. Alice ve Jaycop'ta gelmişlerdi. Onlara şaşkınca gülümsedim. Ve bakışlarımı Adrian'a yönelttim. Yakınına geldiğimde ellerini tuttum. Amcam yanımızda duruyordu.

Gözlerinin derinliklerine baktım. O da bana bakıyordu. Şuan kimseyi umursamayıp dudaklarına buseler kondurmayı çok fazla istiyordum. Sarılmayı mesela.

"Benden sonra tekrar edin." Adrian yüzüme bakmaya devam etti.
"Ben Adrian Autumn." Adrian tekrar etti.
"Ben Adrian Autumn."
"Sen Elice Stone'ı..."
"Sen Elice Stone'ı..."
"Sahiplenip korumaya..."
"Sahiplenip korumaya..." Bende devam ettim.
"İyi günde kötü günde..." Sıra Adrian'daydı.
"Zenginlikte yoksullukta..." Devam ettim.
"Hastalıkta sağlıkta..."
"Sevip..." "Seveceğime, ikimiz de yaşadığımız sürece..." Devam etti.
"Yemin ederim."
"Yemin ederim." Dedim.
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."Dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kimse yokmuş gibi hissettim o an. Ellerimi göğsüne yerleştirdim. O da belimi sardı. Kimse yoktu sanki. Sadece ben ve Adrian. Gözlerimi kapattığım da sadece o ve ben vardık. Başka bir şey görmüyordum. Onu seviyordum. Ve onunla beraberdim. Başka hiç birşey istemiyordum. Sadece o ve ben.
Sadece sen...

Evet vote ve yorumlarınızı bekliyorum...

Kızıl ay ölüyor (Bir Vampir Hikayesi)2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin