Mesajına gülerek cevap yazdım.,

Gönderilen: Sista❤

Mesaj: Ben dükkana gidiyorum koyunum. Sen n'apıyorsun?

Dakikalarda mesajıma cevap gelmişti.

Gönderen: Sista❤

Mesaj: Hiiç iyiyim senle dükkana geleceğim işte öyle.

Gönderilen: Sista❤

Mesaj: Gel kankiciğim. Ama şimdi çıkacağım. Hızlı ol da bekletme beni.

Gönderen: Sista❤

Mesaj: Tamam.

Seviyordum bu kızı. Saçımı tarayıp salık bıraktım. Her zaman ki pek belli olmayan makyajımı yapıp, anahtarımı aldım ve çıktım. Arabam ve motorum vardı ama spor olsun diye ve de dükkan yakın olduğu için bisikletle gitmeye karar verdim.

Pek büyük bi' dükkan olmamasına rağmen 2-3 tane çalışanlarımız vardı. Herhangi bir sandalyeye oturup Ecrin'i aradım.

"He kanka?"

"Ecrin iyiki beni bekletme demiştim n'apıyorsun?"

"Çıktım otobüs bekliyorum kanka. Bugün halam da kalmıştım. Sizin dükkana uzak."

"E neden taksiyle gelmiyorsun?"

"Para mı sıçıyorum eğer sen vereceksen olur."

Güldürdü.
"Pis fakir. Neyse hızlı ol."

"Tamam kanka daha hızlı otobüs beklerim"

Gözlerimi devirip telefonu kapattım. Otururken etrafıma bakınmaya başladım. Denizli, kasaba gibi, yazlık bir yerdi burası. Bende küçük yerleri seviyordum zaten. Ben 2 yaşımdayken buraya gelmiştik. Dükkanımız sahildeydi. Yanımız da bir dükkan yeri vardı ama satılıktı. Bayağı oldu satılığa verileli ama hâlâ alınmadı boş duruyor. Ben ilk aşkımı burada yaşamıştım. Yakınımızdaki fırıncıda çalışan bir çocuk vardı ama benden büyüktü. Ben 13 yaşımdayken o 16 yaşlarındaydı. Bence bir fark yoktu ama onun gözünde kardeşiydim. Hiçbir zaman açılamadım. Sonra dükkanları satılığa çıktı başka biri aldı. Ben hâlâ düşünürken Ecrin'in geldiğini duydum. O yaklaşırken alayla

"Sen kimsin ya? Yoksa yıllar önceden beri beklediğim Ecrin mi?" dedim gülerek. "Kanka çıkamadım işte bu kadar takma." gözlerimi devirdim. "Herneyse." deniz bugün dalgalıydı. Havadaki martıları ve kıyıya vuran bazıları da bize gelen sulara bakıyordum.

"Ee planımız ne?" bakışlarımı Ecrin'e çevirdim. "Sinemaya gidelim mi?" fikrime ısınmıştı. "Film var mıymış ki?"  
"7D'de ki klasik filmlere gideriz işte" kafasıyla onayladı ve yürümeye başladık. Kulağımın içini dalga sesi dolduruyordu. Bu sene normalde üniversite 2'ye gitmem gerekirken iki sene geç başladığım için lise sona gidiyordum ve üniversiteye geçecektim. Belki annem sayesinde bi' torpil alabilirdim. Tam bilemiyorum, olmayadabilirdi.

Sinemaya yaklaşırken filmleri inceledim. "Şu korku tüneline girelim mi?" filmi iyice inceledim ve "Güzel bi' filme benziyor." filmin kapağındaki ruhumsu dedeyi inceledim. Mağara girişi vardı. Mağarının içinde biraz geride de dede bakıyor ve sırıtıyordu. "Dedeye sahip çıkalım mağaralarda yatiyir" diye bi' espri patlattı Ecrin. Anırarak güldük. Kankaydı sonuçta gülmek vazifeydi.

Filme giriyorduk. Gözlükler takılmıştı. Filmin başlayışı tırsınçtı. "Haydi Bismillah" dediğinde gülüp filmi izlemeye başladık.

"Tüü olmaz olsun böyle film"
"Bunu korkunç diye yazanın ebesini pandalar soksun" Film gerçekten hiç korkunç değildi. Gittiğime pişmandım açıkçası. Hem sövüp hem de yürüyorduk.

Hava hafifçe ılık esiyordu. Meltemliydi işte. Bu sevdiğim yazlığın sevdiğim havaları. Üşürüz diye bugün denize girmemiştik ve şimdide yapacak bir şey yoktu. Boş boş oturup bazen telefona bakıyor, bazen de etrafa bakıyorduk. Aklıma gelen fikirle sandalyeden sıçradım "Kanka bisiklet sürelim mi? Giderken tekel bayiiden aburcubur alır her zamanki yerimizde yeriz." yavaş yavaş korku filmindeymiş gibi kafasını çevirdi. Yüzüme baktığında düz, soğuk bir şekli vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Aniden gözlerini pörtletti ve güldü "Süper. Hadi sürelim!"

***
"Kankaa ölüyorum, bisiklet durmuyor yardım eett!" bisikletleri almış, şu anda bayır aşağı iniyorduk. Ben bi' korkum olduğu için frene basarak ilerlemiştim ama Ecrin hayvan gibi gitmişti. Korkum ise önceler de bi' ara bu bayırın üstündeki dik bayırdan inmeye çalışırken düşmüş olmamdı. Gaz vermeye çalışmışlardı. Rahat ol bacaklarını serbest bırak tarzı şeyler söylemiştiler ve bende ayaklarımı yukarı kaldırarak aşağı inmeye başlamıştım. Sonrasını da biliyorsunuz.

Ecrin'in bağırıyordu Sanırım memnun ve "Eğleniyorumm, bisiklet çok güzel gidiyor yanıma gel!" gibi bir şeyler diyordu sanırım. Ben de fazla önemsemeden yoluma bakmaya devam ettim. Bayırın sonuna gelmeye başlamıştık. Bu taraflar çok yeşillikti ve neredeyse her tarafta villa vardı. Tam köşedeki çeşmeyi incelerken Ecrin'in çığlığını duydum. Hemen o tarafa baktığımda yere kapaklanmış, sarma gibi dönüp, yerde dolma gibi yatan bir Ecrin görmüştüm. Bir dakika. Ben... Daha demin... Yerde yatan bir Ecrin... Görd... Kendime geldiğim an Ecrin'in yanına hızlı hızlı bisikleti sürdüm.
"Ecrin kanka iyi misin, bir şeyin var mı?" üstünü silkeleyip "Bir şeyim yok. Dizim sürttü o kadar." dedi. Eğer bir şeyi yoksa şimdi kızmaya başlayabilirdim. "Ya bana neden bağırmıyorsun Ecrin, düşüyorum yardım et falan diye?" doğrulup gözlerini devirdi. "Bağırdım herhalde. Hatta bağırmadım anırdım sen duymadın." bir an aklıma o bağırış sesleri geldi. Benim eğleniyorumm yanıma gel gibi anladığım şey aslında yardım istemesiydi demekki. "Ben, eğleniyorumm, bisiklet güzel gidiyor yanıma gel gibi bir şey anlamıştım."
"Demekki öyle değilmiş. Şimdi dikilme de bana yardım et." ona yaklaşıp "Şu Kahvehane'nin yanında çeşme var. Gel şurada elini yüzünü yıkayalım." dedim ve bisiklete binmesine yardım ettim. Aklıma gelen şeyle gözlerimi fal taşı gibi açtım. "Senin bisiklet neden durmadı?"
"Freni fare kemirmiş herhalde. Tutmadı."
"İşte o kadar hızlı gitmeyecektin, bir şey olsa başıma kalırdın salak."
"Hay yine salak olduk ya." deyip güldü. Gülüşüne katıldım.

"Kanka bu amcalar neden böyle bakıyor ya?" gözümü etrafta gezdirip "Güzele bakmak sevaptır diyedir kanka." gözlerini devirip güldü. "Sevgilimin olmamasını hiç hissettirmiyorsun." sırıttım. Şu anda Ecrin'in elini yüzünü falan yıkamak için çeşmeye gelmiştik. Çeşme dediğim İzmir falan değil. Tamam komik değildi. Kendime yüzümü buruşturdum. Nasıl bir espriydi bu böyle? Tabi espriyse. Neyse. Çeşme Kahvehane'nin yanında olduğu için amcalar ayıplar gözlerle dik dik bakıyordu. Ecrin "Amcalarım önünüzdeki oyunlarınızı oynasanıza. Elimi yüzümü yıkıyorum burada Yunus oynatmıyorum." diye bağırdı. Amcalar dillerini şıklatıp kınayarak oyunlarına geri döndü. Biz de dükkanın oraya doğru ilerledik.

Dükkana yaklaşırken yıllardır satılık olan yerin dolu olduğunu, temizlendiğini gördük. Ecrin "Anaa kanka buranın boş kalma rekoru bitmiş." dedi. içeri yaklaştı ve kapıdan baktı. "Sanırım orada bir afet-i devran var."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 25, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AŞKIN DEĞİŞTİRDİĞİWhere stories live. Discover now