1. BÖLÜM

93 19 10
                                    

Yazım ve noktalama yanlışları varsa affola. Ve de açıklamaya göre kitap daha eğlenceli. Efkarlı falan değil yani daha deli dolu, espritüel. Zaten bölümler ilerledikçe anlayacaksınız ;) Umarım beğenirsiniz.

Kulağımın içine sıçan alarmla kalktım. Yaz tatili olmasına rağmen sabahları ara sıra da olsa yardımcı olmak için dükkanımıza gittiğimden alarm kuruyordum.  Tabii ki her zaman ki gibi çok güzel kalktım demek isterdim ki gözlerimi açtığımda "aha hortlak" diye bağırmıştım. Gözlerim zaten çapaktan dolayı bulanık görüyordu. Bulanıklık geçmeye başlayınca hortlağı gördüğüm yere baktım. Acı gerçek. Hortlak aynaydı. Kim koydu ya bu aynayı yatağımın karşısına? Aslında burda devreye egom girerdi ama bu acı gerçeği değiştiremezdi.

Tuvalete gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Havluyla ellerimi ve yüzümü silerken annemin bağırma sesini duydum "Hazel, hadi kahvaltıya uyuyan güzel!" annem belki de nasıl uyuduğumun ve kalktığımın farkına varsa böyle demezdi. "Hemen geliyorum kraliçem!" annemle böyle saçma sapan lakaplar takarak konuşuyorduk. Bende lakap işini sevdiğim için devam ettiriyordum. Evimiz dublex olmadığından direk odamdan çıktığım gibi mutfağa gittim. Aile gelirinden falan değil, iyi gelirimiz vardı ama ne kadar öyle olsada iki katlılara gerek duymuyorduk. İstesek alabilirdik ama iki kişi yaşıyorduk zaten ne gerek vardı ki? Evet iki kişi yaşıyorduk. Babam ölmüştü ablam ise üniversite için yurtdışındaydı. Babamın ölmesi küçükken yaşadığım o kötü olaylarımdandı. Etkisi çok kaldı. Annem de perişanken bana nasıl moral verebilirdi ki? Gitgide iyileşmeye çalıştık, annem erken iyileşti yanımda oldu ve şimdiki ben. Annemi alnından öpüp "Yine neler döktürdün hatun?" dedim. Anneme kocasının sevgisini vermeye çalışıyordum o da bana baba sevgisini vermeye çalışıyordu. "Yaptım işte bir şeyler yavrum."

Bol bol yedikten sonra tabakları bulaşık makinesine koyup makineyi çalıştırdım. Annem de işe gitmek için hazırlanıyordu. Babam ve dostu tanınmış emlakçılardı. Sonra babam ölünce annem devam etmek istemedi ve zaten ayakkabıyla çok ilgilendiği için ayakkabıcı açtı. Şu anda da babamın payı olan geliri alarak şubelerini genişletip tanınan bir marka oldu.

"Hazel'ciğim, iş için Amasya'ya gitmem gerekiyor. Biraz kalabilirim. Gel buraya öpeyim seni."

Aslında şimdi annem üzülmesin diye üzülmemiş gibi davranacak olsam da çok üzülmüştüm. Yere bakarak "Anne kalmasan?" dedim. "Bazı işler var bebeğim. Onları da halletmem gerekiyor. Sen merak etme şipşak geçecek bu bi' iki gün. Seni teyzen bekleyecek söyledim ona. Orada kalacaksın ama istersen ona söyleyip evde TEK kalabilir ya da ECRİN bize gelebilir, sen gidebilirsin."

Annem tek ve Ecrin derken vurgulamıştı. Dediğim dedik biriydi. Ama haklıydı.  "Tamam anneciğim. Kendine iyi bak."
"Sen de iyi bak güzelim. Evde tek kalırsan kapıyı kat ve kat kitle, perdeleri kapa, kapı çalarsa ilk o gözden bak, görünmüyorsa kim o de cevap yoksa ya da sesi tanımıyorsan açma."
"Tamam anne. Zaten sabah ne olabilir ki?" başımı okşayıp "Belli olmaz kızım tacizin saati mi var?" dedi ve ekledi "İstersen cebine GPS falan koyabilirim."
"Tamam anne gerek yok. Dükkanın oralarında olacağım." kafasını onaylamış bir şekilde salladı.

Annem çıktıktan, konuşma ve öğüt faslından sonra odama gidip dükkana gitmek için giyindim. Giyindikten sonra saçımı taramaya başladım. Telefonum titrediğinde tarağı bırakıp Survivor'da gibi yatağa atlayarak telefonuma baktım. Ecrin'den mesaj gelmişti.

Gönderen: Sista❤

Mesaj: N'apıyoruz lan bugün tirrek?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 25, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AŞKIN DEĞİŞTİRDİĞİWhere stories live. Discover now