taş:)

1.5K 99 11
                                    

Maç....

Kaptan olduğum ilk maçı da kaybetmistim.

Neden o minicik eteğiyle futursuzca ordan oraya salinirken ona bakmaktan kndimi alamamistim ve simdi koç bana fırca atarken ben basim onumde onu dinliyordum.

"Tum mac nerdeyse sahada yoktun hayalet gibiydin, ne oldu bu gun ruzgar. Sen kaptansın ve sen takimi organize edip motife etmediğin icin biz bu macı kaybettik"  tüm oda sıfır sessizlik ve eve döndüğümde çıkaracağım arbedeyi düşünüyordum ben, 

''artık kaptan değilsin ve bilirsin ki ben kimseye ikinci şans  vermem, dağılın'' dedi koç ve takım arkadaşlarımın aptal teselleisine katlanmak zorunda olarak kendimi duşa attım, ahh mavi sen bittin kızım bittin, 

''bro'' diye bağırdı ata, '' hazırsan çıkalım öldüm açlıktan'' diye mızmızlandı, karı gibi habire mızmızlanan bir kankam vardı, ama en can dostumdu, sırrımı bilen tek kişiydi, duştan çıkıp giyindim ve çantamı yandan omzuma asıp tam dışarı çıkacakken ata beni durdurdu, 

''bro içerde bi şeyimi unuttum dön alalım onu sonra çıkarız'' lan sen benim 15 yıılık dostumsun piç kurusu seni satır satır okurum ben, belli ki dışarda görmemi istemeyeceği bir olay vardı 

''çekil lan önümden ne var dışarda'' dedim ve omuzundan tutup onu yan tarafa fırlattım, ve spor solunun önünde rakip takımın kaptanı mert bey anastasiayı konuşurken gördüm, 

gözlerim, bürüyen kan, damarlarımda dolaşan hiddet ve bolcana kıskançlık...sen bittin demiştim ya mavi hayır bitmedin sen öldün kızım, 

tam onlara doğru iki adım atmıştım ki yanımda beliren kızla donup kaldım, okulun dünya güzeli bir numaralı kızı her zaman ki gibi benden gözünü ayırmıyordu, tek kelime etmemi bekliyor gibiydi, 

''naber efsun'' dediğimde mavinin o okyanus mavisi gözleri anında dudaklarımdan dökülen isimle bana doğru çevrildi, 

''iyidir rüzgar, bi,r şeyler yapalım mı diyecektim'' dediğimde gözlerim bir an nasyaya takıldı, efsunla olan sorunu her neyse bilmiyordum ama bunun tartışmasını oldukça fazla yapmıştık, okulda ki tüm kızlarla nerdeyse kavgalıydı ve bu yıl gerçektende bizim için sorunlu geçmişti, 

mavi asabi bir kızdı, sinirli kıskanç bir yapısı vardı, okulda ki kaç kızla kavga ettiğini hepsinin  saçını başını yolduğunu disipline gitmemesi için kaç kızı cazibemle kandırdığımı unutmuştum. 

ama efsuna dokunmuyordu, neden anlamıyordum bana yaklaşan tüm kızların saçları eninde sonunda mavinin ellerinde kalıyordu, ama dedim ya efsuna dokunmuyordu nedenini asla sormadım ama merakta etmiyor değildim, 

''olur yemek yiyelim istersen'' dediğimde başını salladı, gözlerimi ondan çektiğimde kapıda konuşan mavi ve mert kaybolmuşlardı, ataya baktığımda başıyla işaret etti ve kulağıma eğilip yan tarafa girdiler dedi, 

spor salonun yan tarafında çok güzel bahçeli bir kır evi vardı, erina teyze bizi daha önce buraya mantı yedirmeye getirmişti, o gün aklıma gelince gülümsedim, 

çok kalabalık bir ailemiz vardı akraba değildik ama büyük bir arazi içine kurulmuş dört villa da kalabalık aile olarak yaşıyorduk, 

akai amca babamın çocukluk arkadaşıydı ve japondu, karısı erina teyze ve oğulları ali var daha dokuz yaşında ve tam bir melez, japon çekik gözleri babasına, sarı saçları rus olan annesine benziyor, 

zeynel amca var birde benim en yakınım tabi babamında, o evli değil ama rus model bir sevgilisi var, sık sık rusyaya gidiyor ve babamın rusyada ki işlerini yönetiyor, babam rus annemde türk yani aslında yarı türk yarı rus diyelim biz ona, 

MAVİ RÜZGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin