31. BÖLÜM (FİNAL)

2.3K 65 26
                                    

Ve finale geldik. Bakalım Azra ve Murat yaşayacaklar mı? Final bölümü şarkısı "MURAT KURŞUN-BEN YORULDUM HAYAT" Multiye koydum:) Isterseniz hikayeyi okurken açabilirsiniz. Bence bu şarkı bu bölüme çok uydu. Okuduktan sonra yorumlarınızı dört gözle bekliyorum.

(BU BÖLÜM TÜM OKUYUCULARIMA İTHAF EDİLMİŞTİR.)

****

(Tolga)

Murat Ağabeyim cezaevine girdikten sonra, Azra yengeyi bana emanet etti. Nereye giderse, ne yaparsa onu takip ediyordum. Ama az önce olanları engelleyemediğim için ağabeyim beni öldürecek

Depodan silah sesi duyar duymaz içeri girdim. Belimdeki silahı kim olduğunu bilmediğim o adama doğrulttum ve onu vurdum. Azra yenge kalbinden vurulmuştu. Yerde öylece yatıyordu. Hemen onu taşıdım ve arabaya koydum.

En hızlı şekilde hastaneye götürdüm. Onu ameliyata aldılar. Telefonumdan Gökçe'yi aradım ve haber verdim. O sırada iki jandarma gördüm. Ameliyathanenin önünde duruyorlardı. Aklıma gelen düşüncenin yanlış olmasını umarak, onların yanına gittim.

"Siz kimin için buradaydınız?"

"Murat KARAY için."

"Nasıl yani? Neyi var ki onun?"

Soruma karşılık bana "Siz kimsiniz?" dedi. Kim olduğumu söyledim. O da bana neyi olduğunu anlattı. Kesin Serkan yapmıştı bunu!

O sırada Gökçe ağlayarak buraya doğru geldi.

"Tolga, Azra'ya ne oldu?"

Olanları ve Murat'ı zor da olsa ona anlattım. İkimiz de onlardan iyi bir haber almak için dua ettik.

(Ameliyattaki Azra hayal görüyor.)

Mor ve pembenin hakim olduğu bir bahçedeydim. Üzerimde bembeyaz uzun bir elbise vardı. Etrafıma göz gezdirdim. Kocaman bir ağacın arkasından takım elbiseli bir adam geldi. Bu Murat'tı...

Elinde papatyalardan yapılmış bir taç vardı. Yanıma yaklaştı ve tacı başıma taktı. Sonra ellerimi tutup konuştu:

"Bu aşkımız ölsek de bitmeyecek ömrümün sahibi." dedi ve gitti. Bir anda ortadan kayboldu. Sonra tanımadığım biri geldi ve elindeki silah ile bana birkaç kez ateş etti. Bembeyaz olan elbisem; o anda kana bulandı. Rengi kırmızı oldu...

Ameliyathanedeki doktorlar çaresizce birbirlerine baktılar. Ellerinden gelen her şeyi yapmıştılar. Fakat, Azra'yı kurtaramamışlardı...

(Ameliyattaki Murat hayal görüyor.)

Azra beyaz gelinliği ile karşımdaydı. Ona doğru yaklaştım ve alnından öptüm. Sonra bana baktı ve konuştu:

"Sen, benim kalbimin sahibiydin. Kalbimi de alıp gittin. Şimdi ben kalbim olmadan nasıl yaşarım?" dedi ve ortadan kayboldu. Sonra görüş açıma Serkan girdi. Elinde silah vardı. Hiç beklemeden ard arda ateş etti ve beni vurdu...

Doktorlar Murat için de ellerinden geleni yapmıştılar. Ama, onu da kurtaramadılar...

Ameliyathanenin kapısı açıldı ve iki tane doktor çıktı. Kapının önünde bir adam ve bir kadın vardı. Ameliyathanedeki doktorlardan iyi bir haber bekliyorlardı. Biri Azra'nın en yakın arkadaşıydı. Diğeri ise Murat'ın en sevdiği adamı, dostu...

Bu iki gence aşklarını, Azra ve Murat itiraf ettirmiştiler. Bunlar Gökçe ve Tolga'ydılar. Koşarak doktorların yanına gittiler. Doktorlar hiç de mutlu gözükmüyorlardı. Kötü bir şey olmuştu.

Önce Azra'nın doktoru konuştu:

"Elimizden geleni yaptık. Ama maalesef Azra SERT'i kaybettik. Başınız sağolsun..."

O anda Gökçe yıkıldı. Yere düştü ve ağlamaya başladı. Daha sonra Murat'ın doktoru konuştu:

"Biz de elimizden gelen her şeyi yaptık. Maalesef Murat KARAY'ı kaybettik. Başınız sağolsun..."

Bu kötü habere de Tolga yıkıldı. Ağabeyini, en yakın dostunu kaybetmişti...

Azra, belki bir KARAY olamamıştı. Ama onun yaşadıkları da, sevgisi de asla unutulmayacaktı.

Murat, sevdiği kadına kavuşamamıştı. Ama onun da yaşadıkları ve sevgisi asla unutulmayacaktı.

Onlar, her şeye rağmen aşklarından asla VAZGEÇMEDİLER! Ama bu büyük aşktan dolayı da birbirlerini KAYBETTİLER...

Onların yaşadıklarını ya da aşklarını örnek alacak bir çocukları olmadı. Onlar evlenemediler. Ama bu iki aşığın, hayatlarını örnek alacak iki dostları vardı.

Gökçe ve Tolga aşkı en iyi onlardan öğrendiler. 'Hayatta olmaz' dedikleri çoğu şeyin olabileceğini onlardan öğrendiler. Kötünün de iyi olabileceğini onlardan öğrendiler...

Onlar öldüler. Ama arkalarında çok büyük ve çok güzel bir ders bıraktılar.

İkisi de hayatları boyunca hep KAYBETTİLER, hep VAZGEÇTİLER. Ama umutlarını hiçbir zaman kaybetmediler! Hayallerinden asla vazgeçmediler!

Murat hapse girdiği zaman Azra ondan vazgeçmedi. Çünkü, "Murat bir gün oradan çıkacak ve biz evleneceğiz." diyordu.

Murat da Azra'dan asla vazgeçmedi. O da bir gün çıkıp evleneceklerini düşünüyordu.

Evet, Murat hapisten çıktı. Ama ölü olarak çıktı. Ve Azra da Murat'a kavuştu. Ama bu dünyada değil. Diğer dünyada...

Azra SERT ve Murat KARAY, birbirlerini bu dünyada kaybettiler. Ama diğer dünyada; hem birbirlerine, hem de ailelerine kavuşacaklardı...

Belki bir "Leyla ile Mecnun"'un hikayesi değildi bu. Ama her ne kadar mutlu sonla bitmese de, onlar; herkesin çok güzel bir ders çıkaracağı bu hikayeyi yaşadılar, yazdılar...

*****

...::: SON :::...

Kaybetmek veya Vazgeçmek (Tamamlandı)Where stories live. Discover now