💜 BÖLÜM 3 💜

177K 6.3K 347
                                    

                         PARÇALAR OTURUYOR

"Beyza Yaşar. Yıllardır anne baba dediğin o insanlar senin gerçek ailen değil ..."

Ellerim titriyordu. Ne demekti bu?
Mert bir oyun mu oynuyordu acaba bana?

"Mert. Senin bir oyunun değil demi bu saçmalık?"

"Saçmalama Beyza. Benim şaka yapmayacağımı bilirsin. Hele ki böyle bir konuda asla!"

Haklıydı!
Mert böyle saçmalıklar yapmazdı. Hatta kolay kolay şaka bile yapmazdı.
Peki o zaman burda yazanlar ne demekti?

Mektubun devamını okuma cesareti bulamamıştım kendimde. Hem belki birileri bana oyun oynuyordu. Ben annem ve babamdan emindim. Mektubu katlayıp bir şüphe ile çantama koyduğumda araca binmiştim. Eve gidip kendimi toparlamam gerekiyordu. Yoldaki suskunluğum, Mert'e de yansımış ve çok fazla konuşmamıştı.

Evin önüne geldiğimizde arabayı durdurup bana döndü.

"Beyza kendini hemen inandırma burada yazanlara. Belki de birinin oyunudur. Gerçek olup olmadığını bile bilmiyoruz. Şimdi git yat uyu, güzelce dinlen. Yarın sabah gelip alayım seni güzel bir kahvaltı yapalım. Sonrasında araştırırız bu olayı. Ben her zaman senin yanındayım unutma."deyip alnıma bi öpücük bıraktı.

Sessizce kafamı sallayıp arabadan indim. Çantamda anahtarı bulacak halim yoktu, zile bastım. Kapıyı açan annemdi.

"Hoşgeldin canım. Neden geciktin? Hemen arkamızda sanıyorduk sizi."

"Şey.. Işıklara yakalandık annecim. Çok yorgunum, bir duş alıp hemen yatacağım ben. İyi geceler."

"İyi geceler kızım."

Tam odama doğru yürümeye başlamışken içimdeki kuşkuyla tekrar anneme döndüm.

"Anne, bir şey soracağım. Benden bu güne kadar hiç bir şeyler gizlediniz mi?"

Annemin yüzündeki tebessüm solmuştu bir anda. Neşesi uçup gitmişti sanki. Belki de gecenin gerginliğinden bana öyle geliyordu. Kendini toparlayarak yeniden sıcak bir gülümseme oturmuştu yüzüne.

"Oda nereden çıktı Beyza. Ne alaka şimdi kızım?"

"Hiç. Sormak istedim. Neyse yatıyorum ben. Tekrar iyi geceler." deyip odama girip kapıyı kapattım.

Neden bu kadar değişmişti ki suratı? Yanlış bir şey dememiştim oysa ki. Acaba kendi kendime çok mu abartıyordum? Mert haklıydı belki de..
Bir arkadaşımın oyunu olabilir miydi bu saçmalık? Çok fazla arkadaşım vardı. Sıcakkanlı bir insan olduğum için insanlarla çabuk kaynaşırdım ama beni tanıyan çevrem şakalardan hoşlanmadığımı bilirlerdi. Kaldı ki böyle bir şeyin asla şakası olamazdı. Yine de inanmayacaktım bu saçmalığa. O mektubu da okumayacaktım.

Zarfı buruşturup odamdaki çöp kovasına attıktan sonra üzerimdekilerden kurtulup duşa girmiştim. Su, zihnimi rahatlatırken daha iyi bir şekilde çıkmıştım.

Saçımı kuruturken aklımdaki düşüncelerden kurtulmaya bu geceki saçmalığı unutmaya çalışıyordum. Böyle bir şeyin olması imkansızdı. Eğer evlatlık olsaydım hissetmez miydim bunu?
Beni gerçekten çok seven bir anne ve babaya sahiptim. Yediğim önümde yemediğim arkadamdaydı bu güne kadar. Asla bir şiddet ya da kötü bir sözleri olmamıştı hiç. Ben şimdi bu insanlardan nasıl şüpheye düşebilirdim ki!

Belki de bu kadar iyi olmaları mı şüpheli olmalıydı?

Saçmalıyorsun Beyza!

İç sesime hak verip eşofmanlarımı giymiş ve yatağıma girmiştim.
Ne yaptıysam bir türlü uyuyamıyordum. O mektupta neler yazdığı kurt gibi kemiriyordu beynimi ama kalkıp okusam sanki aileme ihanet edecekmişim gibi hissediyordum. Yatakta uzunca bir süre süren sağa sola dönme çabalarım yetersiz kaldığında kendimi yatakta otururken bulmuştum bir anda.

Çöp kovasındaki zarf ile birkaç saniye bakışmamızın sonunda merakıma yenik düşmüştüm ne yazık ki. Kalkıp çöp kutusundan zarfı almıştım. Evdekiler uyumuştu. Çalışma masasının üzerindeki masa lambasının ışığını yakmıştım fakat hala kararsızdım. Sakin kafayla tekrar düşünmeye başladım.

Annem ve babamın geçmişine dair çok fazla bir şey bilmiyordum. Daha doğrusu anneannem ve dedem birkaç sene önce ölmüşlerdi ama cenazelerine gitmemiştik. Sebebini sorduğumda ise net bir cevap alamamıştım. Babaannem ve diğer dedem ile ise babam görüşmüyordu. Bunun da sebebi benden gizlenen bir şeydi.
Ne anneannemle babannemi ne de dedelerimi hiç tanımamıştım. Düşündükçe gerçekten aklımda bir şeyler yeni yeni yer ediyordu. Parçalar şimdi oturuyordu.

Ailemin geçmişine dair koca bir bilinmezlik içerisindeydim. Bir de Mardin vardı işin içinde tabi. Ve ben bu detayı da bu güne kadar hiç düşünmemiştim. Annemin ve babamın ailesi Mardin'li idiler ama ben İstanbul'da doğup büyümüştüm.

Neden bu güne kadar hiç gitmemiştik oralara?
Büyüklerimiz oralarda yaşarken neden hiç birini ziyaret etmemiştik?
Sanki orası bize yasaklıymış gibi hiç adım atmamıştık Mardin'e. Adım atmayı geçtim, ismi bile anılmıyordu o şehrin!

Delirmek üzereydim. Birkez daha elimdeki zarfa baktım. Derin bir nefes aldım ve masanın üzerine bırakarak odamdan çıktım. Mutfağa gidip bir bardak su aldım ve odama yöneldim.
O sırada annem ve babamın tartışma seslerini duydum. Böyle şeylerle çok nadir karşılaştırdım. Birbirlerini öyle çok severlerdi ki sesleri asla yükselmezdi.
'Kendi aralarındaki mevzu' diye geçirdim içimden.

Tam ilerleyeceğim sırada annemin cümleleri çekti dikkatimi.

"Yanlış yaptık Haşim. Daha en başından yanlış yaptık biz. Hiç öğrenmeyecek sandık."

"Dilan bir sakin ol Allah aşkına. Hem nereden biliyorsun öğrendiğini?"

"Öyle kuşkuyla baktı ki bana. Dedim ki biliyor artık her şeyi! Korkuyorum Haşim, kızımızı kaybetmekten çok korkuyorum."

Duyduklarımla sendelerken elimdeki bardağı düşürüyordum az kalsın. Kendimi hemen toparlayarak odama atmıştım kendimi.
Neler söylüyordu bunlar?
Bu geceki saçmalık gerçek miydi yani? Ben yoksa..
O kelimeyi değil dilime, zihnime bile söyletememiştin. Masanın üzerinde duran zarfa baktım bir kez daha. Bu defa gerçekten okuyacaktım. Kararlılıkla açtım ve okumaya başladım.

"Beyza Yaşar.

Yıllardır anne baba dediğin o insanlar senin gerçek ailen değil. Gerçek ailen Mardin'de yaşıyor. Ailen yaşarken neden başka bir ailedesin merak ediyorsun değil mi?

Çünkü baban seni, borcu karşılığında Haşim'e sattı.

Haşim teklifi kabul etti ve seni alarak İstanbul'a yerleşti. Semiha'ya yani öz anana ise bebek öldü denildi. Bu gerçekler elbet birgün gün yüzüne çıkacaktı, ben sadece yardımcı oldum. Gerçek ailen Mardin'de. Adresi aşağıda yazıyor. Artık gerisi sana kalmış. Allah yardımcın olsun.

..."

Gözlerim kararmaya başlamıştı.
Bu okuduklarım kesinlikle gerçek olamazdı. İmkanı yoktu!

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Hala inanmak istemiyordum bu olanlara. Israrla, hala bana oynanan bir oyun olduğunu düşünmek istiyordum.

Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. Ne zamandır ağladığımı bilmiyordum. Neye ağladığımı da... Benden gözünü kırpmadan vazgeçen babama mı yoksa bunca zamandır anne baba dediğim insanların benden sakladıklarına mı?
İyi ama, bu güne kadar nasıl anlamamıştım ki?
Ne davranışlarında bir terslik ne de sözlerinde bir kötülük olmamıştı hiç..

Uyumaya karar verdim. Ani bir tepki vermeyecektim. Bu olanları yarın Mert'e anlatacaktım ve eminim ki o bana her zaman olduğu gibi yardımcı olacaktı. Zor da olsa ağlamaktan şişen gözlerimi uykunun kollarına bıraktım. Yarın zor bir gün olacaktı...

-----------

Gerçekler günyüzüne çıktı, Beyza ne yapacak bundan sonra?

Bölümde en sevdiğiniz/etkilendiğiniz kısım neresiydi?

Mardin Masalı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin