💜 BÖLÜM 1 💜

Start from the beginning
                                    

Annemin arkama geçmesiyle saçlarımı ensemden toplayarak kolyeyi takmasına yardımcı olmuştum. Aynadaki yansımadan kendime baktığımda oldukça güzel durduğunu görmüştüm.
Annemin yanağına bir öpücük bırakarak hazırlanması için yanından ayrılıp, babamın yanına inmiştim.

"Haşim Bey. Bu ne yakışıklılık? Bu gece kavelyem olarak sizi mi seçsem acaba?"

"Sizin gibi bir güzel kızı yanımda taşımaktan gurur duyarım efendim." diyerek kolunu uzatmıştı.

Babam benim her şeyimdi.
'Kız çocukları babalarını örnek alır.' sözünün canlı ispatıydık biz. Birbirimizden asla bir sırrımızı gizlemezdik. Hayatta her zaman örnek almıştım ben babamı. Duruşunu, karakterini, boyun eğmeyişini, kararlılığını..
Her bir huyum ondan geliyordu.

Birlikte arabaya doğru yol alırken annem de bize yetişmişti.

"Kıskanıyorum ama Haşim. Pabucum dama mı atıldı yoksa?"

"O nasıl söz sultanım. Sen benim ömrümsün. Kızımız da ömrümün bir hediyesi bana."

Öyle güzel seviyorlardı ki birbirlerini..
Böyle bir aşkın bana da nasip olması için dua ediyordum sürekli. Her fırsatta birbirlerine olan sevgilerini dile getirmekten çekinmiyorlardı. Nasıl da güzel sevdalılardı..

Araca binip mekana yol almaya başladığımızda kendimi oldukça heyecanlı hissediyordum.
Babam arabayı park ettikten sonra mekana girmiştik.
Mert ve ailesi çoktan gelmişlerdi ve masada bizi bekliyorlardı. İçeri girdiğimizi gördüklerinde gülümsemiş ve ayağa kalkarak karşılamışlardı bizi.

"Beyza kızım, ne güzel olmuşsun sen öyle."

Mert'in annesinin iltifatı ile gülümserken aynı incelikte karşılık vermiştim.

"Teşekkür ederim Münevver Teyzecim sende çok şık görünüyorsun."

Mert ile gözgöze geldiğimde bana gülümsemiş ve dudaklarını kımıldatarak 'çok güzelsin' demişti. Babamın yanında oluşundan fazla rahat hareket edemiyor oluşu beni gülümsetmişti.

Yemekte artık mezun olduğum, bundan sonra ne yapacağım, nerde çalışacağım gibi bir sürü merak edilen konuların konuşulması beni heyecanlandırıyordu.
Kendi ayaklarım üzerinde duracaktım. Kimsenin yardımı olmadan kendim bir iş bulacak ve orada çalışacaktım. Mert'in babası Kemal amca her ne kadar onların şirketinde çalışmamı istese de kibarca reddemiştim.

Keyifli geçen yemeğin sonunda Kemal amca beklediğim konuya girmişti yavaştan.

"Haşim bey, güzel kızımızın okulu da bittiğinr göre artık bir adını koyalım bu işin."

Annem, mutlaka bu durumdan babama bahsetmişti. Ondan gizli asla adım atmazdı, öyle güzel bir güven, sadakat vardı aralarında. Babam ise her ne kadar gizli saklı görüşmelerimize karşı olsa da annemin iknalarıyla susmuştu elbette.

Kemal amcanın sözleri üzerine babamla gözgöze gelmiştik o an. Öyle çok düşkündü ki bana, bu güne kadar hiç ayrılmadık birbirimizden. Üniversiteyi istersem başka şehirde okuyabileceğimi söylediğinde bile ondan asla ayrılamayacağımı belirtip reddetmiştim bu fikri.
Şimdi ise bu masada yuvadan tamamen uçup gitmemin ilk adımının atılması konuşuluyordu. Ne kadar fark ettirmemeye çalışsa da gözleri dolmuştu babamın.

Öyle çok duygu barındırıyordu ki o gözler.
Gurur,üzüntü,mutluluk... Canım babam..

Gözlerini benden çekip yeniden Kemal amcaya döndüğünde sözü bir nevi bana bırakmıştı.

"Gençler ne derse, o. Kızım ne düşünür bilmiyorum henüz."

Gözlerin bana dönmesiyle gülümseyerek birkaç cümle söylemiştim.

"Böyle bir adımı elbette bizde isteriz ama biraz daha vaktimiz olduğunu düşünüyorum. Daha yeni bitti okulum, hayatımı biraz düzene koymam gerek."

Münevver teyze huzursuzca kıpırdanmıştı yerinde. Anlaşılan beklediği cevap bu değildi ama sonuçta bende yeni mezundum ve iş bulmadan böyle bir adım atmak istemiyordum.
Hem.. Bir şeyler eksik gibi geliyordu bana Mert'ten yana. İyi olmasına çok iyiydi, her zaman benimleydi, yanımdaydı ama değişik hissediyordum yine de.

Özellikle son günlerde işin ciddiye binmesi için üzerime yapılan baskılarla daha derin düşünmeye başlamıştım bu durumu.

Hesabın ödenmesiyle arabalarımıza doğru ilerlerken Mert onun arabasına binmemi istemişti. Anlaşılan konu henüz kapanmamıştı ve araba devam edecekti. Anneme baktığımda onay verircesine gülümsemiş ve ilerlemişti. İtiraz etmeden arabasına doğru ilerlemeye başlamıştım bende. Ailelerimiz arabalarına binip uzaklaşmışlardı.

"Neden ertelemek istiyorsun nişanı?"

"Mert, bak bu ilginç gelecek ama iş ciddiye gittikce değişik hissetmeye başladım ben. Ayrıca okulum yeni bitti. Biraz koşuşturmadan uzak rahat bir nefes almak istiyorum. Kafamı dinlemek benim de hakkım, değil mi?"

"Öyle tabiki de ama sen red bir cevap verdin anneme resmen. Bence çok fazla ertelemeye de gerek yok."

Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki aracın sileceklerine iliştirilmiş zarf çekmişti dikkatimi. Zarfın üzerine baktığımda sadece "Beyza'ya" yazısı vardı.

"Bu zarf ne?" demiştim merakla Mert'e bakarak. Bilmediği anlaşılan gözlerle bana baktığında bir süre zarfa bakmıştım.

Mert meraklı ses tonuyla sormuştu bu defa.

"Açmayacak mısın?"

Meraklı gözlerle zarfı açmamı bekleyen Mert'e çevirmiştim bakışlarımı.
Bir sürpriz falan yapıyor olabilir miydi?
Evet olabilirdi. Çünkü içinde romantik bir adam barındırıyordu.

Zarfın ağzını yavaşça açıp içindeki mektubu çıkarmıştım.
Yazıları çok net seçemiyordum. Arabaya binerek iç lambaları yakmıştık.
Şimdi her şey daha netti.

Mektubun ilk satırlarını okuduğumda gerisini getirememiştim. Sanki vücudumdan aşağı buz gibi su döküyorlardı.

"Beyza Yaşar. Yıllardır anne baba dediğin o insanlar senin gerçek ailen değil ..."

---------

Hikayemi beğenip okumaya devam etmeye karar verdiyseniz, profilimi takibe almanızı rica ediyorum ❣
Şimdiden teşekkürler 🎀

Mardin Masalı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now