💜 BÖLÜM 1 💜

369K 8.5K 3K
                                    

Buraya hikayeyi gördüğünüz/okuduğunuz tarihi/saati yazmanızı rica ediyorum❣
Aşağıda tanıtım videomuz var. Açıkçası ben çok beğendim. Sizlerin de yorumlarını bekliyorum mutlaka :)

GERÇEKLER

Mezuniyet... Evet sonunda olmuştu. Emeklerimin karşılığını almıştım. Hayatın benim için hazırladığı süprizlerden habersiz mezuniyet kutlamamın tadını çıkarıyordum.

Taa ki o zarfı görene kadar...
Titreyen ellerimle zarfı açıp okuduğumda gerçekler yüzüme bi tokat misali çarpmıştı.
Bu yaşadığım hayat benim değildi!!

__________

"Anne ne gerek vardı şimdi bu yemeğe?"

"Olur mu kızım öyle şey. Evimizin birtanecik prensesi mezun olmuş tabi ki bunu kutlayacağız. "

"Tamam ama kendi aramızda yapsaydık bari. Mert'in ailesine ne gerek vardı?"

"Ne yapayım? Kadın çok ısrar etti illa birlikte yiyelim diye. Biliyorum ben sebebini." demişti içten bir şekilde gülümseyerek.

"Bende biliyorum bilmesine de bizim Haşim bey ne diyecek, kestiremiyorum." demiştim kıkırdayarak.

Hukuk fakültesinden mezun olmamın kutlamasıydı bu kutlama. Tek isteğim avukat olmaktı ve başarmıştım. Bu akşam da annemin isteği üzerine yemeğe çıkıyorduk. Aslında ailemle olacak bir yemekti fakat Mert'in annesi birlikte olmamız için ısrarcı olmuştu.

Mert..
Destekçim, sırdaşım, arkadaşım ve sevgilim. Ailelerimiz yıllardır tanışıyorlardı ama bize kısmet 2 yıl önce olmuştu. Aslında normal bir arkadaşlık olarak başlayan ilişkimiz, bir anda böyle bir boyut almıştı.
Birlikte olduğumuz süreç içerisinde hiçbir konuda asla elimi bırakmamıştı. Ve bu akşam ki yemekte eminim ki bu konuda gündeme gelecekti.

'İki yıldır birliktesiniz çocuklar, evlilik ne zaman çocuklar, artık bi adını koyalım şu işin çocuklar vs..'

Tüm bu olacaklara kendimi şimdiden motive ederek hazırlanamaya başlamıştım.
Ekru rengi uçuş uçuş etekleri olan dizlerimin hemen üstünde biten elbisemin altına siyah stilettolarımı da giydikten sonra uzun zincir saplı çantamı da alıp annemin odasına girdim.

"Nasıl olmuşum Dilan Sultan?"

"Şımarık seni. Harika görünüyorsun. Hadi çıkalım artık. Ha Beyza unutmadan sana bir şey vereceğim."

"Neymiş o?"

Annem, önünde durduğu çekmeceyi açarak küçük, eski, ahşap bir kutuyu eline almış ve bana doğru bir kaç adım atmıştı.

"Bu kolye." demişti gözlerimin içine duygu yüklü gözleriyle bakarak.

"Anne nerden çıktı bu kolye? Bu çok değerli bir şeye benziyor."

Gözlerimi kutunun içindeki kolyeden almakta zorluk çekerken söylemiştim bunlar. Öyle zarif bir duruşu vardı ki.

"Bana anneannen verdi bunu. Aslında evlendiğinde takmam gerekiyordu bunu sana ama dayanamadım. Böyle bir günde bu mutluluğuna daha çok yakışacağını düşündüm. O artık senin. Sende ilerde evladın olduğunda ona verirsin."

Çok güzel ve değerli bi kolyeydi bu. İnce zincirin ucunda sallanan zümrüt bir taş. Bayılmıştım. Aynı zamanda duygulanmıştım. Kim bilir kimlerden gelmişti bu kolye bana?
Ona artık gözüm gibi bakacaktım.

Mardin Masalı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now