{Tanıtım}

568 18 3
                                    

But you'd have to be half-mad to dream. {Fakat beni hayal etmek için senin de yarı deli olman gerekir.}

Ufak bir baş dönmesinden sonra artık caddede, asfaltın üzerinde olmadığımı anladım. Koskoca bir boşluktaydım. Şuan evimde kendime hazırladığım bir meyve salatası eşliğinde kedim Gece'yle oynuyor, ilham için eskizler karalıyor olabilirdim. Aptalca bir fikirle bomboş caddede takip ettiğim kapüşonlü çocuğu kaybetmemin ardından gördüğüm tuhaf şey dikkatimi dağıtmıştı. Belki de bunların hepsi ayak bileğime çarpan tuhaf fareden daha olağandı.

"Seni burada ilk defa gördüğüme yemin edebilirim!"

"Sen de nereden çıktın?"

Kaşları çatıldı. Bir fareyi kızdırmış olmam bile ne kadar saçma bir denklemin içinde olduğumun göstergesiydi.

"Buralardaki yabancı sensin bayan! Kimsin sen?"

"Sen benim rüyamın bir parçası olmalısın, beni tanıman gerekirdi."

"Ancak biz birbirimizi tanımıyoruz."

"Selin. Selin Yılmaz."

"Selin.. Buradaki ilk dostun olabilirim. Bir kedin var mı?

Kedim Gece aklıma geldi bir anda. Sabahtan beri evde beni bekliyordu. Aklım o kadar doluydu ki yemeğini vermişmiydim onu bile hatırlamıyordum.

"Kedileri sevmez misin?"

"Tabii ki sevmem!"

"Doğru, sen bir faresin.."

O konuştukça ben biraz daha deliyordum.

"Peki Selin Yılmaz! Nerelerdensin, yolun nasıl oldu da buralara düştü?"

"Burası benim aklımın içi olmalı, o caddede bayılmış olmalıyım. Bu rüyadan nasıl uyanabilirim bana söyler misin?"

"Seni Absolem'e götürebilirim. O bir bilgedir!"

İçinde bulunduğum garip durum beni delirdiğime dair düşüncelere itse de, karşısına getirildiğim mavi tırtıl kalan akli dengemi de yitirmeme neden oldu. Delirmiştim.

"Sen kimsin?"

Evet bir ismim vardı, ama şuan bulunduğum durumda ben Selin Yılmaz'mıydım onu bile bilmiyordum. Ben kimdim?

"B-ben buraya nasıl geldim?"

Beni boğan nargile dumanıyla bir kez daha öksürdükten sonra tekrar gözlerimi mavi tırtıla sabitledim. Aynı umursamamazlıkla nargilesinden çektiği dumanı bu kez daha güçlü bir şekilde üfledi.

"Burada olmak istemiyor musun?"

"Buraya nasıl veya neden geldiğimi bile bilmiyorum. Rüya görüyor olmalıyım. Nasıl uyanabilirim bana yardım eder misiniz?"

"Kimse nedensizce buraya gelmez sevgili-"

Bana sorarcasına olan bakışlarını anlamam uzun sürmedi.

"Selin!"

"Sevgili Selin, nedensizlik yoktur, anlamsızlık vardır. Burada olmak istemeseydin şuan karşımda olmazdın."

"Ne yani bana burda olmamın bir nedeni mi olduğunu söylüyorsunuz?"

"Sorgulamak. Bu soruyu kendine sormalısın."

"Buraya geldiğimden beri kendime defalarca sordum zaten."

"Belki de bulunduğun ortama göre düşünmüyorsun."

Karşımdaki tırtılın rüyamın tuhaf bir hayal ürünü olmasına rağmen karşısında yapabildiğim tek şey gerilmek ve yine gerilmekti. Nargilesinden çıkan duman bütün görüş açısını kapatacak yoğunluğa geldiğinde burada bir kaç saniye daha duramayacağıma karar verdim.

Sadece uyanmak istiyorum. Uyanacağım ve hepiniz kaybolacaksınız.

Merhaba arkadaşlar farklı bir kurguyla merhaba demek istedim. Ancak hikayenin anlaşılması zor olan tek yanı göründüğü üzere fantastik olmayacak olması. Göründüğü üzere Alice in Wonderland üzerinden yazmaya başladım ama bu tamamını aynı şekilde kopyalayacağım anlamına gelmez. Sadece belli olayları ve karakterleri dahil etmek istedim. Umarım okurken zevk alırsınız. Teşekkürler ve görüşmek üzere :)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 01, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Mad Hatter || Ali + Selin ||Where stories live. Discover now