Geceler'in Gizemi ( GDS )

~İncir ağacı..~

Kim bilir kaç gece geçti,

Kaç gün, kaç hafta?

En kısasından kaç yıl?

Bırakalım küçük hesapları,

Günlerle, haftalarla hesaplanmaz bu..

Siz, anlatın bana;

Kaç gözyaşı geçti?

Kaç gülüşlerin ardından gelen hıçkırıklar,

Boğazda düğümlendi?

Bakmayın öyle bana,

Biliyorum saymadığınızı,

Çünkü gözyaşları, hıçkırıklar uğramadı kapınıza;

Tren sesleri gelen,

Merdivenlerinde kediler uyuyan evinize,

İncir ağacı yetiştirdiğiniz bahçenize.

Karşınızdayım bir kez daha,

Sıkılı yumruklarımda gururum,

Dudaklarımda birikmiş kelimelerim,

Kalbimde yokluğunuzun boşluğu var..

Sizinse kahverengi gözlerinizde

Belki de yorgunluktan biriken nem,

Soğuk merhabanızda silinen hatıralar,

Titreyen ellerinizde yaşlanmış çaresizlik var..

Konuşacaklarım çoktu sizle,

O an hatırlamadığımı bilin,

Hala 'siz' dememden anlayın,

Bendeki ünvanınız buz tuttu artık.

Yanyana oturan iki yabancıydık,

Gelecekte böyle olacağımızı bilmeyen insanlardık,

Yılların bizi koparacağından habersizdik,

Korkularımızın, hatalarımızın tutsağıydık.

Şimdiyse siz, benim gibi sevdiğiniz insanlarlasınız,

Ben, sizin yerinize koyamayacağım kalabalıklayım.

Üşüyor anılarımız;

Kollarınızda uyumam,

Sizsiz kalamamam,

Masallarınıza inanmam,

Düştüğümde beni tutacağınıza emin olmam..

Siz bilmeseniz de, biliyorum,

Hala izi var dizlerimde, sizsizken düştüğüm zamanların.

Hala acısı var kalbimde, yanınızdayken tuttuğum gözyaşlarının.

Siz unutsanız da, hatırlıyorum,

Gözyaşlarımı akıtanlara kızdığınızı,

İncir ağacında beni aradığınızı,

Uyumam için saçlarımı okşadığınızı.

Merak etmeğin artık,

Tüm hatıralarınız üşüse de bende saklı,

Sadece bir ricam var;

Hatırlayın unutmak istediğim o anı,

Size sarılamadığım zamanı...