1. Bölüm

315 8 4
                                    

ELÇİN
Hayal... Her insan hayal kurar değil mi? Kurduğu hayallerin de gerçekleşmesi için her şeyi yapar. Benim de daha doğrusu bizim de herkes gibi bir hayalimiz var. Yeşim, Nilay ve benim en büyük hayalimiz bir dans kursu açmak. Bizim bu hayalimiz daha 8 yaşındayken yetimhanemize gelen iki abla sayesin de oldu. Hafta da bir veya iki gün gelir yetimhane de gösteri yaparlardı. Biz de onları izlerken etkilenip kendi kendimize dans ederdik. Bizim bu hayalimizde de her zaman yetimhanenin müdiresi Perihan Hanım arkamız da olurdu. Bize yıllarca hem maddi hem de manevi destek verdi. Yıllar sonra bizi bir dans yarışmasına kaydettirdi. Uzun uğraşlar sonucu yarışmaya güzel bir şekilde hazırlandık ve birinci olduk. Bize ödül olarak bir miktar para verdiler. Bu parayı dans kursu açmak için kullanacaktık fakat yeterli değildi bu yüzden daha çok paraya ihtiyacımız var.
Bu düşüncelerden ayrılıp salona kızların yanına gitmeye karar verdim. "kızlar ben çok sıkıldım hadi biraz hava alalım" der demez ikisi de aynı anda "olur" dediler. Canım arkadaşlarım ya çok seviyorum ben onları. Ailemi tanımadığım için onlar benim ailem. Canımı bile veririm ben onlar için. Hemen hazırlanmak için odama gittim. Dolaptan bir kot ve beyaz bir t-shirt alıp hemen üstüme geçirdim. Saçımı da bir at kuyruğu yaptım ve tamamdır. kızlar hazır mı diye bakmak için yanlarına gittim ve hazır olduklarını görünce hemen dışarı çıktık. Yeşim siyah kısa bir etek üstüne mavi bir t-shirt, Nilay ise benim gibi kot üstüne bir t-shirt giymişti. Nilay aramızda ki sessizliği bozup "kızlar bizim dans kursu açmak için bir yerlerden para bulmamız şart" dedi. Yeşim de onu onaylayarak "haklısın çok paraya ihtiyacımız var. Bir yerde işe başlamamız lazım ama nerede çalışabiliriz ki" haklıydı çok paraya ihtiyacımız vardı ve bunun için bir yerlerde çalışmamız gerekiyordu. Bu sıra da bir cafeye oturduk ve kahvelerimizi söyledik. Biz sohbete devam ederken garson kahveleri önümüze koyup "afiyet olsun" deyip gitti. Aslın da bir cafe de garson olarak çalışmak fena fikir değil. Hemen kızlara aklımdakileri söyledim. "garson olarak çalışsak nasıl olur bence iyi fikir "dedim. Nilay hemen "garsonluktan kazandığımız para karnımızı zor doyurur." dedi. Yeşim de onaylayan bakışlar atarak "garsonluk yaparsak dans kursunu anca 50 yaşına varınca açabiliriz" deyince içimde ki son umut kırıntısı da suya düşmüş oldu. Kahvelerimizi içerken iş konusun da sohbete devam ettik ve sonuç koca bir HİÇ.

Evimiz geldiğimiz yere yakın olduğu için yürümeyi tercih ettik. Tam karşıdan karşıya geçiyorduk ki bir araba az kalsın Nilay'a çarpıyordu.Nilay hemen "dikkat etsene biraz kırmızı yanıyor görmüyor musun" diye arabada ki çocuğa bağırdıktan sonra hemen arabadan indi. Hemen kendini savunmaya alıp " sen ne diye kendini yola atıyorsun" diyerek Nilay'a çemkirdi. Çocuk 1.85 boyaların da yeşil gözlü ve hafif kahveye benzeyen saçlarıyla oldukça yakışıklı biriydi. Bize bir süre dikkatlice baktı daha Nilay'da bakışlarından rahatsız olup "ne diye öyle bize bakıyorsun çok mu beğendin bizi ne oldu" dedi alaycı bir sesle. Çocuk hiç beklemediğim bir sevinçle " buldum" dedi. Nilay da bizim gibi şaşırmış bir şekilde " neyi buldun be" deyince çocuk Nilay'ın lafını bölüp bizi şoka sokan bir cümle söyledi " sabahtan beri aradığım mankenleri buldum" dedi. Bunu alay eden bir sevinçle değilde gayet ciddi olduğunu belli eden bir ses tonuyla söyledi. Biz şaşkın şaşkın ona bakarken bakışlarımızı anlamış olacak ki cümlesine devam etti "bizim 3 arkadaş ortak bir kozmetik şirketimiz var ismi 'Yalman Kozmetik Ürünleri' belki duymuşsunuzdur. Neyse çıkaracağımız dergi için 2 gün sonra çekimler vardı ve mankenlerimiz de dahil herşey hazırdı fakat anlaşmamızı bozup bizden ayrıldılar. Bizde yeni mankenler arıyoruz ve sanırım şuan aradığımız mankenleri buldum" dedi. Ben şok olmuş bir şekil de "iyi de biz manken değiliz ki, anlamayız o tarz şeylerden" dedikten sonra kendinden emin bir şekil de "sorun değil zaten sadece bir kaç fotoğraf çekilecek ve karşılığında da belli bir ücret ödenecek tabi ki" dedi. Ben kızlara bakıp soru sorarcasına onlara bakış attım ve kızlarda 'bilmiyoruz' der gibi baktılar. "isterseniz bizim şirkete gidelim hem orada benim ortaklarla da konuşup daha ayrıntılı bir şekilde konuşuruz. Hee bide ben Doruk memnun oldum siz de" diyerek isimlerimizi öğrenmeye çalıştı. Yeşim de hemen bizi ve kendisini tanıttı. Daha sonra "kızlar bir konuşalım ne dersiniz konuşmaktan zarar gelmez" dedi. Ben de Yeşim'i onaylayarak " bence de bir konuşalım fırsat ayağımıza kadar gelmişken geri çevirmek olmaz değil mi Nilay" Nilay bu konuya sıcak bakmasa da paraya ihtiyacımız olduğu için kabul etti. İsminin Doruk olduğunu öğrendiğim kişinin arabasına bindik ve bizi şirketlerine götürmek için yola koyulduk. Aslında normal de böyle bir olay olsa kabul edip tanımadığım birinin arabasına binmezdim ama bu şirketi daha önceden duymuştum henüz yeni bir şirket diye biliyorum ama pek araştırmaya fırsat bulamamıştım.

Şimdi ya bu işten iyi bir para kazanıp kendi dans kursumuzu açacağız ya da bu bizim için sadece bir hayal olarak kalacak. Bakalım hayat karşımıza neler çıkaracak...

3 Dansçı ModelWhere stories live. Discover now