~ BÖLÜM II ~

11.1K 746 286
                                    




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


#Emre Aydın - Sen Beni Unutamazsın






İki Ay Sonra, İstanbul


Kimsesiz çocukları sadece kimsesiz çocuklar anlar.

O çocukların içindekileri kimse hayal bile edemez. Onu sahiplenmek, korumak, sevmek bambaşka olur. Cesaret, yürek ister. Ona küçücük bir sevgi kırıntısı gösterdiğinizde o bunu içinde büyütür, sonsuz bir sevgiye çevirir. Doyumsuz olmazlar. Az ile yetinmeyi bilirler. Çünkü fazlasını istemekten çekinirler. Fazlası yüzsüzlük olur. Ürkek olurlar. Karanlıktan, en çok da yüksek sesten korkarlar. Düşüncelerini kolay kolay dile getiremezler. Tepki almak istemezler. Kalpleri genellikle kırgın olur. Hayata, gerçek ailelerine, kendilerine... İsyan etmenin faydasız olduğunu küçücük yaşta öğrenirler. Koca bir gerçek her zaman minik avuçlarının içinde olur. Kimsesiz bir çocuğun gözlerinde umut aramayın. O çocuk, umudu, düşünmeye başladığında çoktan kaybetmiştir.

Beni doğuran kadını hatırlamıyordum. Küçücük bedenimi sarmaladığına inanmak istediğim adamın yüzünü hatırlamıyordum. Beni heyecanla bekleyen insanları hatırlamıyordum. İlk tuttuğum elin sıcaklığını, o parmağın şefkatini hatırlamıyordum. Gözlerimi hayata açtığımda karşılaştığım gözleri hatırlamıyordum.

İnsanın kendi ailesini bilmemesi garip bir şey. Belki iyi, belki kötü insanlardı. Belki asla beni istememişlerdi. Belki de beni büyük bir mutlulukla beklemişlerdi. Ben doğduğumda belki o kadın mutluluk gözyaşları dökmüştü. O adam beni kocaman bir sevgiyle kucaklamıştı. Geceleri göğsünde uyutmuştu. Beni kollarının arasına alıp bir prenses gibi korumuştu. Biri meleğim, diğeri kahramanım olmuştu belki de.

Başımı kaldırıp karşımdaki kadına baktığımda bakışlarımı fark etmiş gibi kahverenginin en güzel tonu olan gözlerini bana çevirdi ve gülümsedi. Öyle güzel gülümsedi ki, tebessüm ettim. Karşımdaki kadının güzelliği kelimelere dökülemezdi. Narinliği, cesaretli bakışları, sevgi dolu yüz hatları... Onun zarif parmak uçları şefkat kokuyordu. Her biri minik bir şefkat kırıntısı barındırıyordu. Sonra ona hâlâ aşkla bakan adama döndüm.

Bir insanın bakışları değişmez miydi? Sevdiği kadına bakan adamın bakışları hiç değişmemişti. Hâlâ saf bir sevgiyle, büyük bir aşkla izliyordu kadını. Kadın bile fark etmiyordu ama ben biliyordum. Yanındayken bile özlemle gezdiriyordu bakışlarını kadının yüzünde.

Size biraz o kadını anlatmak istiyorum. Beni gözleriyle seven kadın hayatımı kelimenin tam anlamıyla ters çeviren kadındı. Kimsesizken bana kocaman bir aile vermişti. Aileyi boş verin, bana anneliğin doğurmakla alakası olmadığını göstermişti. Kısacası, yabancı bir bebeği kendi bebeği gibi sahiplenmişti.

GELECEĞİMSİN (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin