36 - Kötü süpriz

Start from the beginning
                                    

Emir " Nereye mesela" diyerek Arzum'un tasarısına umut veriyor gibi.

"Sen nereyi istersen"

Emir gülümseyerek " Ben bir Venedik aşığıyım. İstanbul olmazsa gidebileceğim tek yer orasıdır benim"

Arzum biran duraksadı. Venedik'in zihninde yaptığı çağrışımlar iyi bir olgunun işareti değildi. Midesinde hissettiği krampla kıvrıldı. Ozan'ın bir zamanlar yaşadığı şehirde olma fikri hoşuna gitmemişti. Adım adım onu takip ediyor hissine kapılırdı oraya giderse ki öyle de olurdu. Belki tanıdık bir yüze Ozan'ın ailesiyle karşılaşırlardı. Bunların hiçbirini Emir'e anlatamayacağı için tatil fikrini açması ve karşısına Venedik çıkması çok kötü olmuştu. Emir arabayı durdurdu Arzum'a baktı.

Dikkatin üzerinde olmasından hoşlanmayarak sordu "Neden Venedik?"

Emir "Kendimi rahat hissettiğim bir yer." Diyerek elini uzattı. "Hadi şimdi kahvaltıya"

Arabadan indiler. Ormanlık bir yerde havuz başında masalar olan çok hoş bir yere gelmişlerdi. Arzum etrafını inceledi " Neden kahvaltı hazırlamamı istemediğin belli oldu." Masaya geçtiler. Emir siparişleri verdi.

" Seninle tatil yapmak çok güzel olacak." Gözlerinin içi gülüyordu. "Birkaç acenteyle görüşmeme ne dersin?"

Keyfini kaçırmak istemese de "Birkaç günlük bir tatil fena olmaz" en azından süreyi kısaltmak isteyerek.

"Yapma balım ne birkaç günü benim şu birikmiş işleri bir toparlayayım. Uzun süre olmayız İstanbul da. – elini ensesine attı – Seninle dünya turu yaparız. Düşünsene sen ben ve keşfedilmeyi bekleyen binlerce yer. Hem senin resim yapman için ilham kaynağı olur keşfettiğimiz manzaralar" sesinde ki ses Arzum'u da heyecanlandırmıştı.

"Dünya" dedi. Venedik şehrinin Emir için önemini kaybettiğini düşünmüştü. Bütün bir dünyadan bahsediyordu Emir. "Harika olur" derken çalan telefon huzurunu bozmuştu. Emir telefonun ekranına bakarken " Bir rahat bırak Hakan"

"Aç hadi önemli bir şey olabilir"

Emir telefonu açtı. "Efendim... Ne? ... İyi tamam ya gel beni al o zaman... Ben şuan benim evin yamacında sürekli kahvaltı yaptığım yerdeyim... İyi daha geç kal elinden geldiğince diyerek telefonu kapattı.

"Ne oluyor" dedi yüz çizgileri gerilmişti.

Emir " Ufak tefek aksilikler işte balım önemli bir şey değil eminim Hakan'ın abarttığı kadar önemli değildir."

"Buraya geliyor galiba"

Emir "Bir 5 dakikaya burada olacakmış işte."

"Beni merak etme ben eve giderim" yarıda kalmışlığın vermiş olduğu bir kırıklıkla.

Emir " Bu kahvaltı olmadı balım. Ama dünya turu hayalimiz için bu safsataları bir an önce bitirip temize çıkmalıyım." – masaya az önce rastgele fırlattığı arabanın anahtarını Arzum'un avuçları arasına bırakarak " Eve geçince haber ver istersen evden bir şoför isteyeyim senin için eve seni şoför bıraksın her iki seçenekte de eve gidince haber ver olur mu?"

"Şoföre gerek yok ben giderim. Belki biraz da araba turu yapıp kafa dağıtırım" kabullenmiş bir şekilde.

Hakan'ın gelişiyle sessizlik oldu. Hakan " Hazırsan çıkalım"

Emir ayağa kalktı. " Mutlaka haber ver balım aklım sende kalmasın"

"Korkma veririm. Hem kurtlar beni yemezler"

Hakan bir kahkaha atarak " Sen yine de haber ver adamıma yoksa kurtların vay haline"

Emir Arzum'un anlına bir öpücük bıraktı. " Kahvaltını bitirmeden kalkma."

Aşk KoleksiyoncusuWhere stories live. Discover now