Dost?

6.4K 256 19
                                    


Nefesim adeta kaba etime kaçarken her şey jet hızıyla gelişmişti... Arkama bakmadan mahallenin birine girerek koşturmaya devam ettiğimde o kadar hızlıydım ki Usain Bolt görse gözlerinin yaşaracağına emindim. Saçlarım delice rüzgar da savrulurken birden bacaklarımdaki derman çekilir gibi oldu. Sokağı ortalamıştım. Ardıma bakmasam da kimsenin gelmediğine kanaat getirdiğim an kendimi yolun ortasına bıraktım. Göğsüm şiddetle inip kalkıyor, susuzluktan kuruyan boğazım tek bir damlaya muhtaç halde canımı yakıyordu. Dizlerimin üstünde çökmeyi bırakıp sırt üstü yattım. Halen daha nefes nefeseydim. Bir süre soluklarımı dinledim. Gökyüzündeki seyrek yıldızlara ve aya bakıyordum. Şehrin yapay ışıklarına rağmen o an çok güzel geldiler bana. Belki de buna ihtiyacım olduğundan böyle düşünüyordum ama... hiç önemsedim.

Bir müddet bu şekilde dinlenmeyi sürdürürken sokağın başında adım sesleri duyulmaya başladı. Birden kalp atışlarım hızlanmıştı çünkü bu adımlar... Bu adımlar çok istikrarlı ve tek düzeydi. Hemen doğruldum. Kaçtığımı sanırken yakalanmış olamazdım değil mi? Seslerin geldiği tarafa gözlerimi diktiğimde uzun boylu bir adam gördüm. Bana doğru geliyordu. Hızla ayağa kalkıp çantamı sırtıma geçirdim.

Koyu mavi takım elbisesi içerisinde yüz hatları ifadesiz ve ciddiydi. O yaklaştıkça geri adım atmaya başlamıştım. Kendisinden kaçmaya çalıştığımı fark etse de umurunda değil gibiydi. Suratını net göremiyordum ama tanıdık bir siması vardı.

"Kimsin sen?"

"Bir dost..."

Benim dostum olmazdı... Kuru kuruya yutkunup sırtımdan geriye baktım. Mahalleyi tutan kimse yoktu. Düşündüğümü dile getirdim. "Benim dostum olmaz." diye bağırarak döndüm ve eskisinden de hızlı adımlarla koşmaya başladığımda ilk defa arkama baktım. Adam durmuş elleri ceplerinde beni izliyordu...

Fatih, koşmakta olan müttefikine baktı. Kadının cevabına yanıt olarak sadece gülümsemişti.  Kadını yıllarca takip etmişti. Asi mizacını, düşündüğünü direkt söyleyen yanlarını ve neyden kaçtığını çok iyi biliyordu. Tam buldum derken her seferinde kayıplara karışıyor olması, köstebek olarak mükemmel bir hayat sürdüğünün en yegâne kanıtıydı. Eğer babası gibi yapıp onu Türkiye'ye getiremeseydi bir daha ulaşamayacağını da biliyordu.

Tutku'nun adım sesleri iyice uzaklaştığında telefonunu çıkarıp ağabeyini aradı. "Kadın kaçtı."

"Nasıl? Sana adamlarla git demiştim."

Gerisin geriye yürümeye başladığında oldukça sakin bir şekilde sokağın ötesinde bekleyen adamlarına baktı. Bir baş hareketiyle hepsi arabalara doluştu. "Bunun bir önemi yok. Kendisi bana zaten gelecek..."

Buna emindi. O ve Tutku... Kusursuz bir ekip olacaktı. Kendisini tanıttıktan hemen sonra...


Biliyorum, biliyorum. Baya kısa :\

TUTKU - Sil BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin