Bölüm On Yedi

2.6K 252 6
                                    

  ''Dışarı çıkın.''

Lucifer'in emri oldukça açıktı. Başımla onayladım ve Lucretia'nı oturduğu sandalyeden kalkmasına yardım ettim. Onu kolundan çekiştirerek dışarı çıkarmaya çalıştım. Ama Lucretia sürekli arkasına dönerek Micheal ve Lucifer'e bakıyordu. Onlar ise gözlerini birbirlerin üzerinden hiç çekmiyorlardı. Lucretia'yı daha sert çekiştirerek dışarı çıkardım ve kapıyı arkamızdan kapattım.

''İki baş melek dünyada yürüyor, Clara.'' dedi. ''Çok fazla kan dökülecekmiş gibi hissediyorum.''

Başımı eğerek güldüm. ''Dökülecek.'' dedim. ''Savaştayız.'' Beni takip edeceğini düşünerek yürümeye başladım.

''Clara?'' diye seslendi beni takip ederken. ''Ona aşık falan mısın?''

Lucifer'i kast ettiğini anlamak zor değildi. ''Ona hayranım.'' diye yanıtladım. ''Kim olmaz ki?''

''Aklı başında olan herkes.''

Ona göz devirdim ama arkamda olduğu için bunu göremedi. ''Neredeydiniz? Lucifer seni buraya getirmeden önce neredeydin?'' Bu soruyu bana cevap vermeyeceğini bile bile sormuştum. ''Önemli değil. Bulunmanız zor olmadı.''

''Hiç saklanmadık ki.'' dedi. ''Andrew, senin için savaşmaya devam etmekte kararlı.''

''Andrew...'' dedim. ''Yanlış zamanlarda yanlış şeyleri saplantı haline getiren bir çocuk.''

''Belki.'' dedi.

''Bir keresinde bana yorulduğunu söylemiştin.'' dedim. ''O zamanlar hala aynı bedeni kullanıyorduk. Benimle aynadan konuşmuştun. Hatırlıyor musun?''

''Elbette.'' dedi. ''Hayatım boyunca yaptığım en dürüst konuşmaydı.''

''Hala öyle mi hissediyorsun?''

Cevap vermedi.

''Gösterdiğin kadar güçlü değilsin, değil mi Lucretia?''

''Hiçbirimiz değiliz ki.''

''Kaderlerimizin bağlı olduğuna inanmıyorum. Asla senin gibi olmayacağım.''

Lucretia, cevap vermeden önce uzun bir süre düşündü. ''Çoktan benim gibi birine dönüştün bile.'' Yanımdan geçerek Tesisler binasının dışına çıktı. Onu takip ettim.

Hava çoktan kararmış olmalıydı ama etraf oldukça aydınlıktı. Bahçenin sonunda bulunan büyük demir kapı hızla açıldı. Satan içeri girdi. Siyah pelerinin başlığını indirdi. Gözlerinin etrafındaki sürme her zamankinden daha koyu ve saçları her zamankinden daha dağınıktı. Bahçeyi hızlı adımlarla aşarak yanımıza ulaştı. Aramızda sadece bir adımlık mesafe bıraktıktan sonra durdu.

''Melekler, Micheal'ın burada olmasıyla ilgili ne düşünüyorlar?'' diye sordu.

''Kanatlarımın olması meleklerin beni beş çayına davet ettikleri anlamına gelmiyor.'' dedim.

Satan, alaylı bir karşılık vermedi. Tam tersine her zamankinin aksine oldukça düz bir ifadesi vardı. ''Sen neden buradasın?'' diye sordu Lucretia'ya.

Lucretia, ona karşılık vermeyince ''Lucifer getirdi. Önemsiz bir konuydu.'' diye araya girdim. Lucifer ve Satan bir süre daha hiddetle birbirlerine baktıktan sonra demir kapının yeniden açılmasıyla dikkatlerini oraya verdiler. Albiel, Anael, Tasha, Antares bahçeye adımlarını attılar.

Kayıp Kanatlar 3: YükselişWhere stories live. Discover now