Bölüm 7

1.5K 158 6
                                    

Bölüm 7: Bu Ustanın İlk İşi

Şimdi öncelikle bu ustan bu diyara yeri geldi ve uzun süredir yolcuydu. Bu sebepten ötürü ustan dinlenmeli. Eğitim mezvusuna gelirsek lütfen elindeki tüm kitapları açığa çıkar ve ben sana yeni okulunda çalışma planı yapacağım.

Lux'un gözleri açıldı ve '' Yeni Okulum mu?'' diye sordu. Usta Light istifini bozmadan, kıyafetinden sarkan bir parça kumdan sararmış ipeği ile oynarken '' Evet, gezdiğim yerlerdeki okullardan birine kayıt olacaksın. Henüz 2.4 seviyesin ve bu seviyede kalmamalısın. Senin yaşadığın yerde göre bu dahice olabilir ama bu büyük dünyada hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu yüzden Mavi Umut Şehrine gidiyoruz. Orada seçmeye katılacaksın, hatta bende katılacağım. Nede olsa 20 yaşında gözüküyorum öyle değil mi.'' 

Lux hocasının böyle düşünmesine hem şaşırmış, hem sevinmişti. Hocasıyla aynı okulda olacaktı ve aynı zamanda anlayamadığı teknikleri ona sorabilirdi. Ustasını da 20 yaşındakiler içinde bir dahi gibi karşılanmasını bekliyordu. '' Usta, kitaplarım bunlar.'' dedikten sonra kitaplarını yüzüğünden çıkardı. Light kitapları alıp hızlıca kurcalamaya başladı. Her kitabın sayfalarını ışık hızıyla okuyor ve her kitap yalnızca 1 dakikasını alıyordu. 10 dakika sonra 10 kitabı da okumuş ve anlamıştı.

''Hadi yola çıkalım Lux.'' diyerek yolculuklarına başladılar. '' Normalde oraya ulaşmamız günler hatta aylar sürerdi ancak benim gücüme ve hızıma sahip biri için bu yalnızca saatler alacak. Bana hiçbir şey olmaz ancak sana acı verecek bu yüzden sıkı tutun.'' dedikten sonra uçmaya başladı.

Light'ın ayakları birden yerden kesildi ve yavaşça yerden yükselmeye başladı. Yerden yaklaşık 100 metre yükseldikten sonra hızlanarak belirli bir yöne ilerlemeye başladı. Hız ilk aşamalarda çok rahatsız etmese de 5 dakika sonra Lux bayılmamak için kendisini zor tutuyordu. Birkaç saniye sonra Lux basınç ve acıdan bayıldığında Light uçmaya devam ediyordu. 

İçinden ne garip çocuk diye düşündü Light. Evinden ailesinden sadece güçlenmek için uzaklaşmış. Belki de ailesine yetememekten korkuyor. Bu çocuk onun yarattıklarının en gariplerinden biri'' diye geçirdi içinden ve uçmaya devam etti...

Sabah Lux uyandığında kendini tüy kadar hafif bir yatakta buldu. Kafasını yastıktan kaldırdığında güneş penceresinden gözlerine vurdu. Gözlerini güneşin etkisiyle ani bir refleksle kapadı ve kafasını sağa çevirdi. Başında ustası Light bekliyordu. ''Usta, neler oldu?'' diye sordu Lux.  Light yine yüzünde beliren hafif gülümsemeyle, '' Havadaki basınca dayanamadın bu yüzden bayıldın, Şuan 1 gün geçti ve yeni ayılıyosun. Çabuk kalk ve kahvaltını et. Birkaç saat sonra seçmeler başlayacak. Eski bir tanıdığım sayesinde ikimizi kaydettirdim. Sen kendi yaş grubunla savaşacaksın ben kendi yaş grubumla en azından gösterdiğim yaştakilerle . Bu yüzden kendini çok zorlamadan denemeye bak. Senden iyi şeyler bekliyorum, 7 elementi olan birinden nasıl kötü şeyler beklenir ki. Umarım karşına fiziksel güçte bir rakıp çıkmaz. Okulun dış bölgesine girmen için ilk savaşı kazanman gerekiyor. Eğer 7 savaş kazanırsan iç bölgeye geleceksin. Ben büyük ihtimalle sağlıkçı olacağım ama seni yine eğitebileceğim, bu yüzden şanslısın. Hadi ama yemeğin soğuyor. '' dedikten sonra odanın beyaz ve ince olan kapısınını açıp odadan hızlı adımlarla çıktı. 

Lux ustasının getirdiği yemeklere gömülürken ustası gibi güçlü birinin neden şifacı olmak istediğini merak etti. Bu arada dışarıdan gürültüler geliyor ve insanlar tek bir yöne, şehrin yer yerinden gözekebilecek kadar büyük olan yuvarlak ve taşlardan inşa edilmiş, Görkemli arenaya doğru ilerliyorlardı. Burası şehirdeki kölelerin dövüştürüldüğü ve canice birbirlerini öldürdükleri arenaydı. Kafasını diğer yöne çevirdiğinde sık ağaçların arasında bir kule gördü. Kulenin 4 adet tahtadan ayağı olsa da Lux sadece 3 ayağını görebiliyordu. Kulenin  üzerinde platform ve platformun üzerinde küçük bir kulübe vardı. Kulübenin dışında bir adam belindeki kılıcıyla nöbet tutuyordu. Kulübenin Üzerinde ise Mavi Umut Akademisi yazılı bir pankart vardı. Pankart mavi bir flama üzerine, kırmızı kalın bir fırça ile yazılmış Mavi Umut Akademisi yazısı içeriyordu. 

Tüm bunlar olduğu sırada Light ise  bulundukları hanın ana katına inmiş , çevresine topladığı kadınlarla içki içiyor ve gülüşüyordu. Kafasını kaldırdı ve saatine baktı. Saat'i doğru ise seçmelere bir saat kalmıştı. sağ elini cebine soktu ve iki metal sikkeyi hancıya atıp odası olan 43 numaralı odaya gitti. Lux giyinmiş ve onu bekliyordu. Birlikte kapıdan çıktılar ve Lux'un gördüğü gözetleme kulesi yönüne gitmeye başladılar. Lux yollarda; elinde şarap olan dilenciler, açık saçık kıyafetli fahişeler ve haydutlar görmüştü. Ancak haydutlar kelime dahi edememiş, onları izlemişti yanlızca. Kulenin 10 metre önünde iken Ustası kuledeki nöbetçiye seslendi. '' Heey, seçmeler ne tarafta olacak?'' Nöbetçi sesi duyduğunda irkildi ve kendini platformun kenarındaki çitlere yaslayıp, '' Kayıt yaptırmak için düz devam edin, eğer kayıdınızı yaptırdıysanız sağa giden taş patika yolu takip edin o sizi alana çıkaracak.'' diyerek karşılık verdi. Lux başını eğip minnet gösterse de Light duymazdan gelerek nöbetçinin söylediği yöne doğru gitmeye başladı. Bu yolun kenarı pencereden görüldüğü gibi uzun ve sık ağaçlardan oluşan bir ormandı ve ormanın içinden vahşi hayvan sesleri geliyordu. 

Yolu yürürken Ustasını da inceleme fırsatı buldu. Ustasının yüzü adeta taştan oyulmuş denilecek kadar pürüzsüzdü, saçları omuzlarını geçecek kadar uzun ama at kuyruğu şeklinde toplanmıştı. Gözlerinin rengi siyah gibi görünse de, bazen kızıllaşıyordu. Elleri normal bir insanın ellerinden biraz büyüktü. 

 Bu arada gelecekleri alana gelmişlerdi. Alanda 500 kişilik bir grup toplanmıştı.Bu gruptan bazıları kendilerinden emin bir şekilde duruyor, bazıları ise bir ağaç altına çökmüş umutsuzca bekliyordu. Anlaşılan o ki erken gelmişlerdi. Geldiklerinde Ustası ile sohbet etmeye vakit başlamadan alana gelen ve kendini görevli olarak tanıtan beyaz elbiseli bir kadın onlara kendisini takip etmelerini söyledi. 500 kişilik kalabalık çok ses çıkarmadan kadını takip ediyorlardı. Kadınnın üzerinde beyaz bir tüy elbise altında ise kırmızı bir uzun etek vardı. Şuan ki haliyle bile bir ailenin üst düzey hizmetkarına benziyordu.

Kadın durduğunda geride kalan herkes de durdu. Kadın önlerindeki surların üstüne baktı. konuşmak yerine garip bir dans yapmaya başladı. Bunu gören nöbetçiler kapıyı açtılar ve grup yavaş yavaş içeriye girmeye başladı. İçerisinde orta büyüklükte evler vardı. İlerlediklerinde, önlerine bir sur daha çıktı ve bu seferde kadın dansını yapıp içeriye alındıklarında buradaki evler daha da lüksleşmiş ve daha büyük ve güzel olmuşlardı. Grup ilerlemeye devam etti ve kadın durduğunda onlarda durdu. Kadının önünde bir çukur vardı ve bu çukur anlaşılır biçimde eskiden düşen bir göktaşının krateriydi. Kadın kendisini takip edenlere döndü ve '' Bugünkü seçmeniz, geleneksel seçme alanımız olan büyük Lauros Kraterinde yapılacaktır. Kuralları bildiğinizi farz edeceğim ancak bilmeyenler olabileceğinden dolayı en temel kurallar şunlar: Karşınızdaki rakibi öldürmeniz yasak yargılanırsınız, rakibinizin dantiantına zarar vermek yasak sizde sakat bırakılırısnız. Olan dövüşlere dışarıdan müdahalede bulunmak yasak diskalifiye olursunuz. şimdilik bu kadar. Bunları anladıysanız seçmelere başlayabiliriz.


GodLıghtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin