O kadar uykum gelmişti ki kıyafetlerimi çıkarmadan öylece uyudum. Hatta yatağın içine bile girememiştim.

Tatlı uykumu bölen yemek saatini haber veren anons oldu. Gözümün tekini açıp hesap yapmaya başladım. Buradan yemekhaneye kaç adımda gidiliyor? Bu adımlar uykudan kalmaya değecek mi? Pek aç değilim aslında, en iyisi yatmaya devam etmek. Ve bir uyku seansı daha.

Sanki uykuya dalmamdan saniyeler geçmiş gibi gelmişken kapı çaldı. Başta açmamayı düşünsemde daha fazla uyuyamayacağıma karar verdim ve ayağa kalktım. Kapıdakinin kim olduğunu öğrenmek için kapıya yöneldim. Kilidi açıp kapıyı hafifçe araladım ve kim olduğuna baktım.

"Aiden?" dedim şaşırarak.

"Seni götürmeye geldim." dedi gülümseyerek.

"Nereye?" diye sordum, uyku sersemi iyice kafam karışmıştı.

Başıyla arka tarafı işaret edip "Partiye," dedi.

"Ben gelmesem olmaz mı?" dedim umutla.

"İtiraz kabul etmiyorum," dedi.

Bir süre yüzüne bakıp düşündüm ve vazgeçmeyeceğini anlayınca "Tamam, sen git ben gelirim birazdan." dedim ve itiraz etmesine fırsat bırakmadan kapıyı kapatıp kilitledim.

Kendimi tekrar yatağa atıp bir süre tavanı izledim. Kalabalıktan hoşlanmamakla birlikte bu kalabalığın akademi öğrencilerinden oluşuyor olması durumu daha da kötü yapıyordu.

'En iyisi gidip bir süre ortalıkta görünüp geri döneyim.' diye karar aldım. Ayağa kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım, yüzümdeki morluk solmaya başlamıştı. Hafifçe karnımı açıp baktığımda oradaki morlukların da solmaya başladığını gördüm. 'İlacın kuvvetinden olsa gerek.' diye düşündüm ve odaya döndüm. Üstümde hala derste giydiğim eşorfmanlar vardı. Üstüme hızlıca pantolon ve uzun kollu geniş bir tişört geçirip saçlarımı topladım ve odadan çıktım.

Koridorun karşısındaki odaya gidip kapıyı çaldım. Saniyeler içinde kapı açıldı. Kapıyı açan daha önce Aiden'nın yanında gördüğüm uzun boylu geniş omuzlu çocuktu. Acaba ailesi buna ne yedirmişte bu hali almış?

"Iceri gel," dedi kibarca ve kenara çekildi.

Iceri girdigimde kendi odama ilk girdiğimde karşılaştığım odaya benzer bir ortam buldum. Herseyden iki tane vardı.

Ben odayı incelerken Aiden banyodan elinde büyük torbalarla çıktı ve elindekileri odanın köşesindeki torba yığınına bıraktı.

"Kim geldi Cedric?" diye sordu, torbaları kurcalarken.

"Ben," diye seslendim.

Sesimi duyar duymaz bana baktı ve gülümsedi. "Hoşgeldin," dedi.

Odanın içini işaret ederek "Neden kimse yok?" diye sordum.

"Henüz erken," diye cevapladı.

"Erken mi geldim?" diye sordum şaşırarak. Erken gelmemi söylemişti ama beni odamdan çağırdığına göre partinin başlamış olması gerekir diye düşünmüştüm. "Ehh, gelmişken yardım edeyim." dedim, bana kapıyı açan sarışın çocuğa dönerek.

"Fikir vererek yardım edebilirsin. Sence şu yatakları ne yapabiliriz?" diye sordu.

Biraz düşünüp ihtimalleri göz önüne getirdikten sonra "Yan yana duvara yaslanabilir, tabii önce şu komidinleri kenera çekmek lazım." dedim.

Bir süre düşündükten sonra "İyi fikir." dedi ve komidinleri yanıma getirdi. Yatakları çevirmek için döndüğünde bende yanına gidip yardım ettim.

Druid AkademisiWhere stories live. Discover now