KUMA 1.

24K 580 62
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR..


Gecenin karanlığına eşlik eden melodi insanın içine huzur dolduruyordu. Soğuktan dolayı üşüyen insanlar acele acele yürürken bazıları ise yavaş yürüyordu. Sanki bir daha bu anı yaşayamayacakmış gibi. Genç kadın başını gökyüzüne doğru kaldırdı. Karanlık gökyüzüne şekil veren yıldızlar ne kadar da mükemmel görünüyordu. Onlar şanstı. Genç kadın derin bir nefes alırken dudaklarında oluşan tebessüme engel olamadı. Şuan dünyanın en mutlu insanı o olmalıydı. Yaşadığı huzur bunu anlatıyordu. Tutunduğu demirden ellerini çekip arkasını döndü.


''Sen neden izlemiyorsun?'' diye sorduğunda genç adamın dudağı yukarıya doğru kıvrılmıştı. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

''İzlediğin yıldızlar var ya, onlara şans derler ama pek inanmam.'' dediğinde genç kadın da gülümsemişti. Aslında bu gülümsemesinin nedeni kocasıydı. Kocasının mükemmel gülümsemesi. Genç kadın derin bir iç çekerken dudaklarını birbirine bastırdı. Daha sonra ise omuz silkip konuşmaya başladı.


''Bence yanılıyorsun. Baksana kapkaranlık gökyüzünü ne kadar eşsiz yapıyorlar. Onlar olmasa bakmakta olduğum gökyüzü sadece karanlığı anlatacak. Boş bir karanlık!'' dediğinde genç adam tepkisiz kalmıştı. Kahverengi gözleri donuktu. Hiç bir his taşımıyordu. 


''İyi de o karanlık dediğin gökyüzünü sadece yıldızlar aydınlatmıyor. Bak.'' deyip elleriyle dolunayı gösterdi. Genç kadın bir müddet bir şey demeyince genç adam da devam etti.
''Hem söylediklerin saçma.'' dediğinde genç kadının kaşları çatılmıştı. Ellerini beline koyup, hesap sorar vaziyete geçmişti bile.
''Nedenmiş o?'' dediğinde genç adam gülümsemişti. İnsanın içini eritecek kadar sıcak bir gülümsemeydi bu. Genç kadın yutkundu. Karşısındaki adama her zaman yeniliyordu. Fakat onunla mücadele etmek en çok hoşuna gidenlerdendi.


''Dışarıdan baktığında biz insanların hayatı rengarenk görünür. Oysaki öyle değildir. İnsanların hayatı siyahtır. Simsiyah, karanlık. O muhteşem karanlığı bozan küçük leke ise mutluluktur. Biz bu boktan hayatımıza rağmen gülümseyip mutlu olabiliyoruz çünkü.'' dediğinde derin bir nefes almış ve devam etmişti.
''Belki de siyahla beyaz düşmandır. Baksana beyaz siyahın bütün mükemmelliğini bozuyor.'' dediğinde genç kadın burukça gülümsemişti. 
''Bizim gibi..'' dediğinde genç adamın kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmış ve anında ciddiyetini korumuştu. Buz gibi bakışlarını gökyüzüne çevirirken bir müddet sessiz kalmayı tercih etmişti. Daha sonra ise kahverengi gözlerini karısının gözlerine çevirip derin bir nefes aldı.

''Biz seninle düşman mıyız?'' diye soran adama genç kadın gülümsedi. Hiç düşünmeden aklından geçenleri dile getirmeyi tercih etmişti.
''Hayır, biz farklıyız. Yani sen siyahsın ben ise beyaz. Biz birbirimize zıttız. Düşüncelerimiz, zevklerimiz hiç biri uyuşmuyor. Sen karanlığın adamısın ben ise aydınlığın kadını. Sen hayattan ders almışsın ve hata yapılmasını istemiyorsun ben ise yeni yeni öğreniyorum her şeyi.'' deyip omuz silkti.


''Farklıyız işte, Azad. Sen beni sevmeye çalışıyorsun. Armina ile bizi eşit tutmaya çalışıyorsun o kalbinde. Ben ise bu kalbimde seni yaşatıyorum ve bu yaşattığım aşkımı her saniye daha da güçlendirmek için Rabbim'e her gün dua ediyorum.'' dediğinde genç adam gözlerini yumup ellerini yumruk yapmıştı. Derin bir nefes alırken düşünceleri ve karısının söylediklerine lanetler okuyordu. Günlerdir aklında dönüp dolaşan düşünceler onu çıkmaza sürüklüyordu. Artık bıkmıştı genç adam, yorulmuştu...


''Zor değil mi? Bu hayat zor.'' dedi ve genç kadın alayla kahkaha attı.
''Normalde bunu bana sen derdin ama şimdide ben dedim.'' dediğinde genç adam yumduğu gözlerini yavaşça açıp karşısında ki kadını inceledi. Soğuktan dolayı yanakları kıpkırmızıydı. Yemyeşil gözlerinde ki yorgunluk fark edilmeyecek cinsten değildi. O da yorulmuştu. O da tükenmişti ama bir şekilde gülmeyi başarıyordu. Bir çok şey yaşamıştı. Hor görülmüştü, sevilmemişti ama her şeye rağmen ayakta durmayı başarmıştı. Genç kadın bir çok acıyı yaşamıştı. O çocuğunu bile kaybetmişti. Genç adam kafasını iki yana salladı. Karısının ellerini kendi ellerinin arasına aldığında gözlerini bir an olsun ayırmamıştı.

KUMA 2. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin