Bölüm On Altı- Kısım İki

Start from the beginning
                                    

Lucretia, Tasha tarafında ihanete uğramış gibi hissetti. ''Onu dışarı çıkarmak için neyi bekliyorsunuz?'' dedi.

''Tüm gücüne yeniden ulaşmasını... Tasha'nın kendi işlerini halletmesini...''

''Tasha'nın kendi işleri nelermiş?'' diye sordu Fire.

''Antares'i iyileştirmek üzereler. En az Regulus kadar ona da ihtiyacımız var.''

Lucretia, sesli bir şekilde güldü. ''Onların ittifak olacağını mı düşünüyorsunuz?''

''Böyle zamanlarda ne tür ittifakların çıktığını bilsen şaşar kalırdın.'' dedi Will, ciddi ses tonunu koruyarak. Omuzlarını gerdi. ''Umarım birbirimizi anlamışızdır.'' Will, sol elini cebine attıktan sonra onların yanından uzaklaştı.

Will'in gidişinin ardından oluşan sessizliği Lucretia bozdu. ''Sana güvenmiştim. Neden bana doğruyu söylemedin?''

Fire bu sorunun ne zaman geleceğini merak ediyordu. Yutkundu. ''Özür dilerim. Sadece neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Seni saçma bir şeyin ortasına düşürmek istemedim.''

''Beni kollamaya çalışmak senin üzerine vazife değil. Bundan sonra sadece senden istiyorsam onu yap.''

Fire, Lucretia'ya doğru adımlar attı. ''Bana emir veremezsin.''

''Öyle mi?''

''Evet. Öyle.

''Göreceğiz.'' dedi Lucretia. Uzaklaşmak için bir hamle yapsa da Fire onu dirseğinden yakaladı. ''Ne?'' diye çıkıştı Lucretia kolunu ondan kurtardıktan sonra.

Fire, onun kolunu yeniden tuttu. Yüzüne laubali bir gülümseme yerleştirdi. ''Geçen gece bir soru sormuştun. Hatırlıyor musun? Hemen şimdi ölsek pişmanlıklarımızın olup olmayacağını sormuştun.''

Lucretia, cevap vermek yerine tek kaşını kaldırdı.

''Benim bir tane olurdu.''

''Çok merak ediyormuşum gibi davranmaya ne kadar daha devam edeceğim?''

Fire, Lucretia'nın alaylı sorusunu görmezden geldi. ''Hiç kimseyi öpmeden ölmek istemezdim.''

''Daha önce kimseyi öpmedin mi?''

Fire, başını sağa sola salladı. ''Ama özellikle seni öpmeden ölmek istemezdim.''

Lucretia, afalladı. Hızlanan nefesini kontrol altına almaya çalıştı. ''Benim evli olduğumu biliyorsundur değil mi?''

Fire'ın yüzüne çarpık bir gülümseme yerleşti. Lucretia'nın üzerine doğru eğildi. ''Seninle yasak aşk yaşamaya razıyım.'' diye fısıldadı.

Lucretia, cevap vermedi ama kalbi çok hızlı atıyordu. Daha önce Regulus'tan başka kimse ona böyle şeyler söylememişti. Gözlerini Fire'ın gözlerine kilitledi. ''Sana aşık değilim. Olmam da.''

Fire, gülümsemesini bozmadı. ''Ben de sana olmayacağım.''

Bu kez Lucretia da sırıttı. ''Yine de herhangi bir şeyden pişmanlık duymanı istemem.'' dedi tıpkı Fire gibi fısıldayarak.

Fire, birkaç saniye daha bekledikten Lucretia'yı usulca öptü. Tutkulu bir öpüşten çok daha öteydi. Tutulmayı bekleyen bir sözün sonunda yerine kavuşması gibiydi. Öpüşmeyi bıraksalar da yüzlerini birbirlerinden uzaklaştırmadılar. Fire, birkaç saniye Lucretia'nın yüzünü inceledikten sonra onu bir kez daha öptü.

''Elma dersem çık armut dersem çıkma. Elma!''

Nerden geldiğini ilk başta anlayamadıkları bu ses onları birbirlerinden ayırdı. Birbirileri ardından yürüyerek ateş yaktıkları yere doğru yürüdüler. Yarı yolda Will de onlara katılmıştı.

Kayıp Kanatlar 3: YükselişWhere stories live. Discover now