Söz

308 18 2
                                    

Hera'nın elbisesi

 Kravatımı çekiştirirken ellerimin titremeye başladığını fark ettim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

 Kravatımı çekiştirirken ellerimin titremeye başladığını fark ettim. Bir yandan volta atmaya devam ediyordum. Soğuk terler dökerken elim telefondaydı. Gergindim. Gerginlikten ölüyordum. Korkuyordum. "Volta atmayı bırakacak mısın artık?" Cem'e en delici bakışlarımı attım. Deniz , Cem, Cansu  ve Emre koltuğa yayılmış beni izliyorlardı. Cem dışında konuşmaya cesaret edebilen olmamıştı. "Yalın!" bağırmam evin içinde yankılanırken sevgili abim merdivenlerden koşarak indi. Sanki ona isteyecektik kızı. "Sakin be oğlum , kaçmıyor kız." diyerek yanıma yaklaştı. Her an ona bir tane patlatabilirdim. " 1 saattir seni bekliyoruz." dedim tersçe. Yalın'ın işaretiyle herkes ayaklandı. Ben en önde onlar bir kaç adım arkamda evden çıktık. 2 araba gidecektik. Arabalara doluştuk. Gerginlikten ellerimi yumruk yapmıştım. Arabayı benim kullanmama izin vermemişlerdi. "Teyzemler yoldalar , direk evin önünde buluşacağız." Yalın'a sadece kafamı sallamakla yetindim. Teyzemi de çok özlemiştim. Elim sürekli telefondaydı. Hera da sabahtan beri mesaj atmıyordu. Telefonu cebime koydum. Ellerim terlemeye devam ederken koltukta kıpırdanıyordum. Sonunda evin önüne geldiğimizde hışımla arabadan indim. İçim içime sığmıyordu resmen. Bir kız için bu kadar heyecanlanacağımı söyleselerdi götümle gülerdim. Ama şimdi yerimde duramıyordum. Diğer arabaların kapıları açılınca elimin terlerini son kez pantolonuma sildim. "Sarı kuşum." teyzemin sesiyle yerimde döndüm. Hala mı sarı kuşum ? Bunu umursamayarak teyzeme sarılmak için ilerliyordum , Yalın o sırada çoktan teyzemin kollarına girmişti bile. Ben yanlarına gidince Yalın , enişteme sarılmak için teyzemden ayrıldı. "Eee , çiçek çikolata nerde?" teyzem beni dünyaya getirmişti. "Hassiktir." diyerek teyzemden ayrıldım. Teyzem boğazını temizlerken dört dönüyordum. Çiçek - çikolata nerdeydi? Nasıl unutmuştum? Kafamı duvara vurmamak için kendimi zor tutuyordum , o anda kapı açıldı. Kapıda Güneş , Hisar , Lavinia ve Evren belirdi , ama Hera yoktu. Neredeydi bu kız? Vaz mı geçmişti yoksa? Biz kapıya doğru yaklaşırken yanımda duran arabaya döndüm. Bir yandan çiçeği çikolatayı diğer yandan Hera'nın neden mesaj atmadığını düşünüyordum. Duran arabadan Koray inince şaşırdım. Geleceğini düşünmemiştim. Koray , gelip bana sarıldı. "Yüzünün hali ne ?" acaba dışardan nasıl görünüyordum ki Koray bunu soruyordu? Suratımı buruşturdum. "Çiçeği unuttum." dediğimde sırıttı. Arka kapıyı açtı. Bir dakika sonra arabadan çıktığında elinde kocaman bir gül buketi ve el yapımı olduğunu düşündüğüm güzel bir kutu çıkardı. Derin bir nefes aldım. "Teşekkür ederim." dediğimde omuz silkti. Ah Hera, ne ara hayatımı girip bu kadar şeyi değiştirdin? Öldürmeye yer aradığım adama minnettar kalıyorum. Asla evlenmem dediğim halde okulu bitirir bitirmez evlenme teklifi ettim. Teyzem sessizce konuşmaya başladı. "Bu kızlardan hangisini istemeye geldik biz şimdi?" haklıydı kadın Hera'yla hiç fotoğrafım yoktu. Sahi benim neden Hera'yla hiç fotoğrafım yoktu sosyal medya da? Neyse , bu gece atardım. "Bunlardan biri değiş teyze." dediğimde teyzem gözlerini bölerterek bana baktı ve beklenen cümleyi söyledi. "Dahası mı var?"  

TakıntıWhere stories live. Discover now