1. BÖLÜM, İSTEME

346K 12.7K 7.8K
                                    

Lütfen okumaya başladığınız tarih ve saati buraya bırakınız.

Bölüm Şarkısı- Skylar GREY - Words

Soğuktan kırmızıya dönen ince uzun parmaklarıma bakarak elimde ki odunları sobaya attım. Ne bekliyordum ki kalorifer mi? Odunlar yavaş yavaş ateşle bütün olurken, ikisinin sağladığı uyuma hayretler içinde baktım.

Uyumlu olmasından ziyade birlikte oluşturdukları renkler göz alıcıydı. Bu kış gününde, tablolara örnek olan bacalardan duman tütüyordu. Evi ısıtmaya yardımcı olan bu şey, dışarısı için zararlıydı.

Gözüm evin içinde gezindi. İki büyük koltuğun birisi diğerine nazaran eskiydi. Abim onda uyuduğu için epeyce kullanılmış olduğu belliydi. Kırmızı büyük ve ince halıya baktım. Evet, o da eskiydi.

Salonun karşısında olan oda benimdi. Mutfak hemen sağ tarafta kalırken geniş koridorun yanında annem ve babamın odası vardı.

Gereken tüm ihtiyaçlara rağmen ayın sonu zor görülürdü bizim için. Evin ihtiyaçları evin iki erkeğinin başını sarmıştı. Şubat ayının ortalarında olduğumuz için kar kasvetli havayla birlikte gökyüzünden aşağıya süzülüyordu. Yeri ikinci bir tabaka olarak kaplayan kar, birçok şeyin habercisiydi.

Annemin seslenişiyle sobanın alt kapağına elimle yavaşça kapatıp hırkamı ellerime kadar çektim ve annemin odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı yavaşça aralayıp yatakta oturan anneme baktım. "Anne?" annem birçok anlam yüklediği benimkiyle aynı olan açık mavi gözleriyle yanını işaret etti oturmam için, yavaşça ayaklarımı sürükleyip yatağa oturdum.

Elleriyle belime kadar olan açık kahverengi saçlarımı düzeltti ve konuşmaya başladı."Güzel kızım seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?" içimden bir ses iyi bir şey olmadığını söylüyordu. Cevap vermeyip kafamı sallamakla yetindim. Dudaklarını yalayıp konuşmaya başladı. "Her ne kadar istemesem de muhakkak bir gün bu evden gideceksin. Artık yaşında geldi..."

Anlamıştım zaten bir şeyler döndüğünü, "Diğer iki gelen kişide olmadı zaten anne, gerek yok bence." Annem kavisli kaşlarını kaldırıp uzun kirpiklerinin çerçevelediği gözlerini açıp kapattı, "Bu sefer öyle değil kuzum, niyet ciddi abinin patronu abin çok olumlu bakıyor."

Annemin berrak sesi kulaklarımdan içeriye girerken beynimin yanlarına sinyal gitmeye başladı. Niyet ciddi... "En çokta baban istiyor." Gözlerim tüm her şeyi kabullenircesine yumulunca başımı salladım. Çok değişik gelmişti. Ben istemiyordum ama sürekli hayır dersem de bana ne gözle bakacaklarını biliyordum. Özellikle babam bu habere çok sevinecekti, hissediyordum.

Bu evde beni sığıntı olarak görmesi hoş değildi. Şiddetini de pekâlâ görmüştüm, sözlü şiddettini de.

Beynimin içinde dönen birçok zehirli cümleyi içimdeki bir yerlere gömmek zorunda olduğum için sustum biraz. Bir konuda bende çıkış yolu olarak bakacaktım. Ki öyle bakmalıydım da.

"Ne desem fayda etmeyecek değil mi? Artık bu evden gitme zamanım geldi zaten. Gören de beni otuz yaşında sanacak. Gelsinler anne, gelsinler. Benim tüm hayatım boyunca edeceğim ah, hepinizi bulacak ama."

*

Akşam olduğunda, herkes hazırlanmıştı babam ve abim içeride koltukta karşılıklı otururken ben ve annem mutfakta duruyorduk. Üzerime giydiğim, siyah dar pantolon bacaklarımı ikinci bir deri gibi sarmıştı, onun üzerine mürdüm renginde olan boğazlı kazağımı giyinmiştim. Saçlarımı belirli bir şekilde sol tarafından ayırıp serbest bıraktım.

IŞIĞIN GELDİĞİ YER l KASABA GÜZELİ (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin