Arda'nın Planları

984 162 51
                                    

Sabah adına gelen kargoyla aceleden uyandırılan Melis güne bitkin ve dalgın başlamanın huzursuzluğunu yaşıyordu. Kargo paketini eline alıp açtı. Bu bir mektuptu. Kısa ve net bir şey anlatıyordu. Ve de bir kolye vardı içinde. Siyah kalpli bir kolye.

'Melis sana söyleyeceklerimi iyi dinle. Ve insanlara benden söz etme. Zaten söz etsen de kimse inanmaz. Birini öldürdüğünü biliyor herkes, yavaş yavaş her şeyi acıya acıya hatırlayacaksın. Seni sevdiklerinden kopardığımda sen de beni çok arayacaksın ama ben o tabutta değilim boşuna aramaya kalkma!"

Birden gözlerini yakan yaşlar akmaya başladı. Tane tane hüzün akitiyordu yüreği. Ilk olarak kolyeyi tutup yere fırlattı. Ve aniden koşmaya başladı. Unuttuğu kolye ise yere atılır atılmaz bir ışık saciyordu. Kolye yanlış ellere giderse bu onun için de kötü olacaktı.

"Dilek tatlım bak bu Melis'in az önce elinden düştü galiba bunu ona verirsin, tamam mı? "

"Ver bakalım sen şunu biz çok samimiyiz veririm ona tabii ki."

Dilek arkadaşından ayrılır ayrılmaz hasetle baktığı kolyeyi boynuna taktı. Ve bir anda üzerine ağırlık çöktü bu ağırlık Arda'nın Melis için planladığı iletişimden kaynaklaniyordu. Artık ruhunu bir başkası ele geçirmişti Dilek'in, üstelik bu ikisi için oldukça fazlaydı.

Melis Izmir'e giden bileti alıp hızla otobüse bindi. Yollar gözüne yıllarca bitmeyecekmiş gibi geliyordu. Sonunda Izmir'e vardi. Birkaç dakika yürüdükten sonra evin kapısında durdu. Iceriden gelen bagirismalar dikkatini çekti.

"Sus lan babalık birazdan bir kibrit çakacağım ve alev alev yapacaksınız."

"Oğlum Timuçin sana ne oldu, günlerdir buradayız bağlıyız biz sana bir şey yapmadık ne olursun bırak o kibriti de."

Anne ve babası sinirden ağlıyordu. Melis daha fazla dayanamadı kapıya vurdu.

"Timuçin kardeşim aç kapıyı ne olur ailemize zarar verme. "

"Oo külkedisi yolunu buldu anlaşılan. Hahahaha hepinize hayatı dar edeyim de görün siz."

"Bunu yapamazsın."

"Bak gör nasıl yaptığımı. "

Melis bu esnada kardeşinin elindeki kibriti almaya çalışıyordu. Timuçin bir anda kibriti yaktı Melis onu yere atmak isterken eli yandı.

"Ahh elim çok acıyor off canım acıyor canım. "

"Ablaa çok özür dilerim ah dayanamıyorum affedin bunu ben yapmiyorum."

Timuçin yine ruhu tarafindan güçlükle dirense de mağlup olan kendisiydi. Boynundaki kolye tüm direncini yitirmesinde büyük bur etkendi. Melis gözünün yaşını silerken bir anda Timuçin'in boynunda parlayan kolyeye baktı. Evet evet bu oydu. Bugün kargoyla gelen kolyenin aynısı. Hızla kardeşinin boynundaki kolyeyi çekti ve yere atıp ezdi. Kolyenin tesirinden kurtulan Timuçin şimdi kendine gelmişti. Lakin içinde bayagidir gezen ruh onu yasatmayacakti ve bundan habersizdiler.

"Kardeşim iyi misin?"

"Iyiyim abla şu an. Içimde bir ruh vardi ve durmadan bana seni hatırlatıyordu. Hepinizi üzüldüğüm için cok pişmanım. "

Bu sözlerin ardından anne ve babasını çözdü onlara sımsıkı sarıldı Melis...

***

Yıldızı parlatmayı unutmayın. Yorumlarınız benim için çok önemli, güzel kalpler. Teşekkür ederim şimdiden.

SAPLANTI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin