"bay bay sıla"

kızlara belli etmemeye çalışsam da tuhaf bir huzursuzluğun yanında, garip bir çekimi vardı bakan dönüp bir daha bakar derler ya aynen öyleydi. bu denkleme üçüncüyü hiç karıştırmayalım, zaten ikinciden sonra başka bir şeye bakamıyordunuz.

""bakıyorum da gözlerini alamıyorsun"

"hııııııı"

"dedim ki gözlerinle yedin bitirdiğin çocuğu"

"saçmalama, ben sadece dalmışım,"

"hadi kabul et lal, bu çocuk sana bakmaz"

"Aaa ne münasebet, o kim oluyormuşta beni ret edebiliyormuş ki, asıl ben ona bakmam"

"var mısın iddaaya "

"ateşle oynuyorsun?"

"şimdi de sen mi korktun Sinem."

"varım lal hanım."

"o zaman izle bakalım eğlence başlıyor."

Ben Lal ZADE, eşsiz güzelliği ile erkekleri kendine hayran bırakan, gerçek bir prensesim, ZADE holdingin tek varisi, ailemin göz bebeği, gerçek bir prensestim, bu sadece paranın değil güzelliğim ile taçlanmıştı.Bir geri kafalıyı mı alt edemeyecektim. 

oturduğum sandelyeden kalkıp, saçlarımı geriye doğru savurduktan sonra omuzlarımı dikleştirdim, her zamanki kendimden emin ve havalı yürüyüşümle kafeteryanın en köşesine doğru yürüyordum ve ayağa kalktığımdan beri gözleri ile beni takip eden erkeklerin bakışları içimde filizlenmeye başlayan şüpheyi de silip götürdü.

"ona doğru yaklaştıkça siması daha bir belirginleşiyordu, yüzünde ki masumluk siyah sakalları, siyah kaşları ve gözlerini çevreleyen gür kirpikler. hadi ama bana hala bakmıyor muydu, fark etmemiş olamazdı dimi, ay saçmalama Lal alt tarafı önündeki kitapları inceliyor olmasındandır.

evet masasına kadar gelmiştim ama hala bana bakmıyordu, ben ise bütün şapşallığımla onu incelemeye devam ediyordum bu adamın yüzünde ki huzur neydi ki. iyice saçmaladın Lal alt tarafı basit bir erkek, adama ayık ayık bakmayı kes de dikkat çekecek bir şey yap, ama ne?

"merhaba,"dedikten sonra zaman durmuş ve her şey ağır çekimde hareket etmeye başlamıştı. sakin bir şekilde başını okuduğu kitaptan kaldırıp, ağır çekimde bile salise sürmeyecek bir zaman diliminde bana bakıp, başını tekrar önünde ki katapa çevirdi ve o pek kıymetli ağzından

"Aleyküm Selam Kelimesi döküldü,"

oha kıro bu tipe bu karizmaya bu söz yakışmış mıydı ki şimdi, neyse lal sakin bir şekilde konuş, onunla oturup konuşacaksın ve sohbetin sonunda sana hayran olup, herkes gibi sana çıkma teklif edecek ve bingo. ben böyle düşünürken konuşması düşüncelerimden sıyırmaya yetmişti,

"hanım efendi bir şey mi oldu?"

"yoooooooo" aferin lal bu mu yani, bu ne salak bir cevap böyle mi tavlayacaksın çocuğu,

"yani şey evet, oturabilir miyim?"

"neden?"

Ve yılın YOBAZI ÖDÜLÜ karşımda suratını sadece kitabına sabitlemiş yakışıklıya gidiyor, hey karşında bir bayan var hemde çok güzel bir bayan. burada buyurun demen gerekiyor, Neden değil?

"Şey burası benim masamda, yani ben burada otururum her zaman."

"buyurun oturun o zaman" hayret demek ki o kadarda geri kafalı değilmiş,

Oda nesi kitaplarını mı topluyordu?

acilen bir şeyler yap Lal adam gidiyor hemde suratına bir kez bile bakmadan, lütfen az önceki bakmak değildi, tanıdık mı değil mi bakışıydı o ve benim gibi bir güzellikte bir bayanı yüzünde takılıp kalmamıştı, saçmalama lal şimdi bunu düşünmenin sırası mı adam gidiyor.

"şey rahatsız olmayın, benim için sorun yok?"

"bende kalkıyordum zaten."

aaaaaaa

yüzüme bile bakmadan gitmişti adam. ÖKÜZ KIRO GERİ KAFALI, YEMEDİK YEMEYİZDE,

Sinemin o ben sana demiştim bakışlarına hep beraber Merhaba diyelim....

"tamam Sinem sen bana demiştin,"

"ama benim adım da Lal ise bu iş burada bitmez bu yaptığı terbiyesizliği de ona ödeteceğim."

Selemün Aleyküm dostlar, hikayemi beğendi iseniz ve bana destek olmak ister iseniz yorum ve vetolarınızı bekliyor olacağım ....ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM.... ALLAHA EMANET OLUN....

HELALİMWhere stories live. Discover now