Bölüm -6-

447 81 2
                                    

Dönüp Tusem'e baktığımda. Yağmurdan dolmuş bir nehrin Taşmak üzere olduğu hali gibiydi gözleri.

"Sessiz bir yere gidebilirmiyiz?"dedi

Mavi gözlerini o şekilde dolu dolu görünce birşey diyemedim sadece kafamı onaylar şekilde salladım. Tusem'in istediği gibi onu sessiz bir parka getirdim. Yol boyunca gözleri dolu doluydu ama hiç ağlamadı. Parka geldik ve bir bankta karşılıklı oturduk. Sağ kaşımı kaldırıp imalı bir şekilde;

"Bekliyorum."dedim omuz silkti ve gözleri uzaklara dalmışçasına derin bir iç çekip konuşmaya başladı.

"Geçen yıl ocak ayında annem vefat etti. Annemi kaybedişimle bende kayboldum. Babamda ben 2 yaşındayken askerde şehit olmuş. Annem öldükten sonra iki ay amcamlarla yaşadım tabii yaşamak denirse. Amcam beni başından savmak için yaşlı bir adamla evlendirmek isteyince karşı çıktım. Ama üzerimde yaptığı baskı yetmezmiş gibi onlardan kaçmadan birgün önce beni her zamankinden daha kötü dövünce dayanamayıp izmir'e kazandığım üniversiteyi okumak için kaçtım. Bu kadarını bilmen yeterli."

Tusem'e baktıkça yaşadıkları içimde bir yerlerde kıymık gibi batan duygunun biraz daha acıtmasına neden oldu. Sanki benim hayatım acılarım ve yalnızlığım onun acılarıyla hayatıyla ve yalnızlığıyla bir yapbozu tamamlayan iki parça gibiydi. Biri ben diğeri o...

Düşüncelerimin içinde boğuluyor gibi hissetmeye başladığımda kendimi geçmişimden arındırmak istedim. Bunu sadece ben değil Tusem'de istiyor gibiydi. Uzaklara dalmış Tusem'e ;

"Nişanlı olduğumuzu söyledin Tusem."

"Evet söyledim. Ama mecburdum özür dilerim eğer orada o yalanı söylemeseydim beni asla bırakmazdı tekrar berbat yaşantısına beni sokup geri başından savmak için o parasından faydalanmayı düşündüğü yaşlı adama verecekti."

Sözleri ağlamaklı bir şekilde döküldü ağzından. Okyanus mavisi gözlerini gözlerimle buluşturdu. Dolu gözlerine bakınca ne diyceğimi şaşırdım. Sesim yoktu , dudaklarım birbirine yapışmıştı , vücudum heykel gibi hareketsiz kalmıştı ve gözlerim gözlerine mühürlenmişti..

"Bugün'den sonra karşına çıkmayacağım söz veriyorum Azat. Hiç hayatına girmemişim gibi olacak hiç varolmamışım gibi.."

"Sana yardım etmek istiyorum Tusem. Hayatta ne yaşarsak yaşıyalım pes etmememiz gerek. Birgün hepimiz öleceğiz ama zamanı gelince. Şimdi değil.

Benimle İzmire gelmeni istiyorum. Okul hayatında sana destek olurum. Evimde çalışan hatta benimle yaşayan Seher teyzem var. Çocukluğumdan beri benimle birlikte ama artık çok yaşlandı ve evin işleriyle uğraşmak onu fazlasıyla yoruyor. Onun yanına bir yardımcı almayı düşünüyorum bu sen olabilirsin. Eğer istersen tabii."

Tusem'in düşünceli gözleri ellerine kenetlendi ve düşünmeye başladı. Bir süre düşünmesine izin verdim ve en sonunda kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Esen rüzgar güneşin ışığından alınmış gibi sarı saçları geriye doğru uçuşurken,üzerindeki kıyafetlerim hâlâ onu komik bi o kadar da tatlı gösteriyordu. Tek şey hüzünlü gözleri,dudakları,yüzü...

"İzmir'de kalacak yerim yok."

"Benim evimde kalacaksın. Yatılı iş yani ben zaten bütün gün çalışıyorum davalardı falan derken gece geç saatte evimde oluyorum. Seher teyzemde benim evimde kaldığı için sıkıntı yaşamıycaksındır. " dedim ve bir süre düşündükten sonra cevap verdi.

"Ya Seher teyzen beni istemezse?" Bu kadar sıkıntının içinde Seher teyzeyi düşünmesi çok ilginç gelmişti.

"Aksine çok sevineceğini düşünüyorum." Dememle telefonumun çalması bir oldu yine asistanım İnci arıyordu.

"Efendim İnci."

"Merhaba Azat bey izmir'e döndünüzmü?"

"İnci ben seni birazdan arayacağım." Dedim ve Tusem'e dönüp;

"Tusem bak benim yarın sabah çok önemli bir davam var dönmek zorundayım karar vermelisin benimle izmir'e dönmek istiyormusun?"

"Peki tamam."dedi ve İnci'yi tekrar aradım. İki kişilik uçak bileti ayarlamasını söyleyip Tusem'inde T.C kimlik numarasını verdim. Tusem'e dönüp;

"Otele gidip eşyalarımı almam gerekiyor gidelim artık." Kafasını onaylar şekilde salladı ve arabaya doğru yürümeye başladık. Arabanın arka kapısını açıp arka koltuğa oturdu. Arabayı sürerken dikiz aynasından Tusem'e baktığımda endişeli ve kararsız görünüyordu. Aslında haklıydıda sonuçta beni hiç tanımıyor bir anda birbirimizin hayatına girdik. Ama onun iyiliği için böyle olması en güvenli olanı. Giderken yol üzerinde bayan kıyafetleri satan bir kaç mağaza görünce Tusem'e artık bir şeyler almanın zamanı gelmişti. Arabayı küçük bir mağazanın önünde durdurup Tusem'e hiç bir şey demeden indim. Tusem arkamdan;

"Azat nereye?"dediğinde cevap vermeden Arabanın kapısını kapattım ve mağazaya girdim. Satış elmanı tıpkı Tusem'in kilosundaydı.

"Bana bir kaç tane bayan kıyafeti verebilir misiniz alt üst.."

"Tabiki nasıl bişey istersiniz ve beden kaç olacak?"

"Pantolon body olabilir bedeni bilmiyorum ama kilosu sizin kadar."

"Anladım ben hemen güzel bişeyler ayarlarım." Satış elemanına teşekkür ettim ve bir süre bekledikten sonra bana bir kaç tane poşet uzattı ücreti ödeyip arabaya yöneldim. arabaya bindim ve Tusem'e elimdeki poşetleri verip;

"Bunlar senin." Şaşkın bir şekilde elimdeki poşetleri alıp bitanesini açıp kıyafet olduğunu anlayınca;

"Hiç gerek yoktu Azat."

"İzmir'e benim kıyafetlerimle dönmeyi düşünmüyorsun değilmi?"
Yüzündeki hafif tebessüm ile;

"Haklısın teşekkür ederim."

"Rica ederim."

---

Bavulumu topladım ve hızlı adımlarla odadan çıkıp Tusem'in kapısını tıklatıp;

"Tusem biraz daha acele et bir saat sonra uçak kalkacak ben arabada bekliyorum."

"Hemen geliyorum."dediğinde Tiz sesi kapının arkasından dahada boğuk geliyordu. Aşağıya indim arabanın bagajına bavulumu yerleştirdim. Dışarıda yaklaşık beş dakika Tusem'i bekledikten sonra otelin kapısından bana doğru gelen Tusem'i gördüm. İlk baktığımda gördüğüm o değilde bir başkasıydı sanki. Temiz yüzü saçları üzerindeki koyu Jean kot pantolonu üstündeki beyaz Püsküllü yarım kollu body ile gözüme çok hoş göründü.
Arabaya bindik ve havaalanına hızla arabayı sürdüm. Arka koltukta oturan Tusem'e baktığımda çok yorgun görünüyordu;

"İzmir'e döndüğümüzde iyileşinceye kadar yatıp dinlenirsin kendini iyi hissettiğin zaman işine başlarsın."
Cümlelerimi başıyla onayladı.

Bütün işlemleri halledip uçağa bindik. Tusem cam kenarına yerleşti bende onun yanına oturdum. Uçak kalkmaya hazırlanırken Tusem'in titrediğini fark ettim.

"İyi misin?"

"İyiyim."

Uçak havaya kalkmaya başladığında Tusem gözlerini sıkıca yummuş dudakları dua okur bir şekilde kıpırdarken bir eliyle bacağını sıkıp diğer eliyle benim elimi tutup sıkıyordu...

Merhaba siyahlar ve beyazlar umarım bu bölümüde beğenirsiniz keyifli okumalar :)

SİYAH İÇİNDE BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin