•SAPLANTI•

7.1K 349 309
                                    

Sırların kuşattığı aşklarda bilinmeze doğru ilerlemeye adım adım gidiyoruz.

***
Arda henüz küçük yaşta aşık olduğu iki mavi göz uğruna tüm hayallerini hiçe saymıştır. Aşk dedikleri kör ederdi ya hani gözleri , bu da o tür bir şey olsa gerek. Hayatlarını birbirlerine adayacaklarına daha küçük yaşta söz veren iki sevdalının hikâyesi.

Melis Taşdelen ; babasının garip takıntılarını kendine lanse eden bir kız. Mavi gözleri, kahverengi saçlarıyla huzur verici bir renk taşıyordu varlığı.

Arda Sağlam ; anne ve babasının ikiz çocuğundan biridir.  Kardeşi Cenk de vardır. İnsanlar tarafından daima dışlanan hor görülen biri olmuştur. Kahverengi gözleri, dalgalı saçları ile tüm dikkatleri üzerine çekecek duruşa sahiptir.

Melis ve Arda daima birlikte vakit geçirirdi.
Günleri , daima el ele gezdikleri parkta, sahilde geçirirlerdi.

Yine bir gün aşk böcekleri birlikte göz göze gelip konuşmaya başladı.
Heyecan iliklerine kadar baş gösteriyordu.

"Aşkımızın yolunu da bulduk bak Melis."

Melis heyecanlanan sesini kontrol edip bir çırpıda cevapladı Arda'yı.

"Gözlerine daldığım her an benim çıkmaz sokağım oluyor dünya."

"Gökkuşağından bir yudum içmiş gülüşün."

"Bir beste gülüşün."

İki yüreğin de aynı şarkıya müptela oluşuydu belki de sevmek. Aynı hisleri paylaşıp aynı gökyüzünü resmediyor olmaktı. Bulutlara bakıp hayalleri sınırsızca kullanabilmekti.

Arda kahverengi gözlerini Melis 'in gözleriyle birleştirdiğindeyse bu derin gözlerde bir 'pişmanlık' okunuyordu.
Sessizlik köşede beklerken sır tutmanın zorluğuna katlanmıştı Arda.

Sevmek, sırra kadem basacak kadar mevzu demektir.
...

Melis'in Ağzından;

Adım Melis Taşdelen. Kendimce birkaç takıntım var. Bundan da rahatsız değilim. Yurt hayatına daha lisedeyken uyum sağlayan biri olduğumdan üniversite hayatımda zorlanacağımı sanmıyordum.
Lakin işler sandığımdan da kötü çıktı. Yaşım henüz 19 olmasına rağmen çok şey yaşadım.
Üniversite okumak için İzmir 'e geldim. Ailemden uzak kalmak hiç hoş olmasa da buna mecburdum. Ama en çok oyun konsolunu özledim sonra babamla yediğimiz sabunları özledim. Annemin ısrarla"yemeyin" demesini umursamadan lezzetle götürdüğümüz o sabunlar farklı bir şeydi.

Yurda yerleşir yerleşmez annemi arayıp seslerini duymanın mutluluğunun tarifi yok. Ah odama çekilip bir güzel uzandım mı bir de yemeğimi yedim mi tamamdır günümü gün eden sıradanlıklar.

Tam yatağıma doğru uzanacaktım ki telefonun titreşim sesiyle içime ürperti verdi. Evet oydu, yine o ve hayali. Ah ne yapacağım deli gömleği giymekten yoruldum. Üstelik ara ara uğruyor ,aklımı saplantılığıyla yalnız bırakıp kaçıyor. Böyle yaşanılmıyor delireceğim inanın.

***

Melis 5 yıl önce üzerini örttüğü geçmişinin yeniden karşısına çıkmasına tepkiliydi. Geçemeyen acıların etkisi hâlâ darbe kıvamında üzeri ağır yarıklarla sarılı aşk pusulasında...

Hatırlamaya ilk 5 yaşında oldukları andan başladı. Serçe parmaklarını  birbirine geren Arda ve Melis ilk sözlerini verdi.

"Arda beni hiç bırakma bak küserim yoksa."

"Seni bırakmam ki hem parmakların çok güzel. "

"Senin hep yanında olacağım."

SAPLANTI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin