KOALOUIS(l.s)

One

Louis kulaklarını gizlemek için örttüğü kapşonu biraz daha çekti. 21. Yüzyılda nadir bulunan bir koala meleziyseniz, bu gerekliydi. Hayır insanlar sizi görünce taşlamıyordu, hayır size aşşağılık bir şeymiş gibi de bakmıyordu. Tanrım,hayır sizinle resim çekilmek için sıraya da girmiyorlardı. Sizi muhtemelen şişko,kel ve gözlüklü bir profesöre satıyorlardı. Bu yüzden Louis 18 yıldır ormanda bir ağaçta yaşıyordu. Hayır,lanet olası bir ağaca sarılarak uyumuyordu. Belki... bazen yapıyordu.

Ağaçtaki evi sık ağaçlarla çevrilmişti ve yanında bir gölet bulunuyordu. Louis sadece ayda bir kere yemek için şehire gidiyordu-üşengeçliği yüzünden onu suçlayamazdınız. Bu genetik bir şeydi.- ve sonra ise geri dönüp zamanını uyuyarak ve televizyon izleyerek geçiriyordu. Elbette internetin icadından haberi vardı. O kulaklar olmasa o tam anlamıyla bir insandı. Ama malesef ormanın merkezinde çeken bir operatör yoktu ve ormanda ki bir ağaç eve wi-fi bağlatamazdı.

Adımlarını hızlandırıp, kafasını daha çok eğdi. Adımlarını hızlandırdığını koala ataları görse, herhalde onu reddederlerdi. Ayda bir uğradığı markete girerken ellerini cebine soktu. Hemen dondurulmuş yiyecek bölümüne gidip, patates ve köfte aldı. Ayrıca bir kaç pizza ve soğan halkasıda aldı. Sonra ise gidip kendine bir kaç içecek aldı. Kasaya ilerlerken ödemeyi yapmaya hazırlandı. Hayır ödemeyi öpücükle yapmıyordu, hayır striptizde yapmıyordu. Lanet olası paranın icadından haberi vardı ve cüzdanını çıkarmıştı. Parayı nerden bulduğuna gelirsek, Zayn'den alıyordu.

Zayn'in ailesi, Louis'in göletine kampa gelmişlerdi. O zamanlar Louis 10 yaşlarındaydı ve evet ağaca sarılarak uyuyordu. Ormanın bu tarafında insanlar genelde kaybolurlardı. Bu yüzden buraya gelmelerine şaşırmıştı. Onları uzaktan izlerken,Zayn onu görmüştü. Ailesi piknikteyken onunla sohbet etmiş, ona insanlardan bahsetmişti. Zamanla Zayn ona uğrar olmuş, ona okuma yazma öğretmişti. Beraber Louis'e ağaç ev yapmışlardı ve bir keresinde Zayn ona televizyon getirmişti. Geri kalan eşyalar ise el yapımıydı. Louis, Zayn'i her şeyden çok seviyordu. Zayn belirli aralıklarla ona uğruyordu ve yiyecek getiriyordu. Ayrıca bir süre gelmeyecekse ona para da bırakıyordu. Louis başlarda bunu sorun etsede, artık alışmıştı. Bu aralar Zayn üniversiteye hazırlanıyor ve ona çok uğramıyordu.

Düşünmeyi bırakıp, poşetleri eline aldı. Elinden aşşağı bir poşet düştü ve dalgınlıkla eğilip onu aldı. Kapşonunu ve toplumda olduğunu sadece bir an unutmuştu ve olanlar olmuştu. Kapşonu açılmış ve kulakları görünmüştü. Kapşonu hemen düzeltmiş ve rahatlayacakken ona bakan çocuğu görmüştü. Ona el kol hareketleriyle susmasını işaret ederken,hala umutluydu. Fakat sonra olan oldu. Çocuk annesinin elini çekiştirerek bağırmaya başladı.

"Anne orada bir maymun var. Anne o bir maymun."

Kadın Louis'e bakarken, Louis en normal gülümsemesini takındı. Kadın gülümsedi ve çocuğunu azarlayarak, çekiştirmeye başladı. Louis tekrar rahatlayacakken bu sefer gerçekten boka batmıştı. Kasiyer çocuk ona sinsi bir gülümsemeyle bakarken, arkasını dönüp koşmayı düşündü. Kasiyer ona doğru yürürken, bunu yapmamaya karar verdi. Hayır kasiyer büyücü değildi ve ona büyü yapmamıştı. Hayır kasiyer onu görmezden de gelmemişti. Tanrım, hayır kasiyerle birbirlerine aşık da olmamışlardı. Sadece o bir koala meleziydi ve hayatı boyunca koşmadığı için onu suçlayamazdınız.

Kasiyer onu kolundan tutup, en yakın televizyon kanalı şirketi veya ona benzer bişeye götürürken kafasını kaldırdı. Hayır birden koalalar onu kurtarmak için birleşip dünyaya savaş açmadı. Hayır piercing'i ve çetesi olan bi çocuk onu kasiyerden kurtarıp, boynunu emerek benimsin de demedi. Tanrım,hayır gökten Süpermen inip onu Kripton'a kaçırmadı. Sadece kasiyer çocuk onu yeşil gözlü, uzun boylu ve kıvırcık bir adama fırlatarak, uzaklaştı. Louis adamın gözlerine baktığında, Süpermen'in onu kriptona kaçırmadığına yada koalaların dünyayı ele geçirmeye çalışmamasına sevineceğini asla tahmin etmemişti. Çünkü laboratuvar önlüklü adam kel, şişko yada yaşlı değildi. Aksine cehennem kadar ateşliydi.