Hasta

122 10 2
                                    

Kaç geceyi gündüze bagladı hüma ama ne aklından çıkara bildi nede kalbinden, uyku haram olmuştu o gittiginden beri her gece evlerinin önündeki kaldırım tasında oturur yıldızları izler sonra gecenin kaçıp gündüzün gelmesini beklerdi.

Kendisinin seçtigi bir yanlızlık yada mahkum kaldıgı karanlık, yağan yağmurun altında saatlerce oturup geçmişini delirircesine düşünmek.

"hanım efendi bu şemsiye size gönderildi"

"kimsiniz, kim gönderdi, istemiyorum"

"lütfen alın üşümenizi istemeyen biri"

Genç adam hümanın yanına onu koruyacak şekilde bıraktı şemsiyeyi. Çok geçmeden hüma şemsiyeyi kapatıp tekrar yağmuru hissetmek istedi, vücudunun titremesini önemsemeden yagan yagmurun ıslatmasını istedi.

"hasta olucaksın " yine içine huzur veren o erkeksi kalın sesi duymasıyla başını kaldırdı.

" yaz yagmuru bişey olmaz hem iyi geliyor "

" titriyorsun neresi iyi"

"........ " sustu sadice anı yaşamak istedi hüma yağmurun altında onunla olmanın romantikligini istedi.

" kalk gidiyoruz "

" özürdilerim sözlerim için kırmak istememiştim seni"dedi hüma. Aslan ellerinden tutarak kaldırdı hümayı

"sen delirdinmi çok kötü titriyorsun nasıl oturursun kaldırımda saatlerce "

" üzgünüm"

"üzülme hadi hastaneye gidiyoruz"

"hayır lütfen istemiyorum" dedi hüma oldum olası korkardı zaten hastanelerden ama dinlemedi aslan arabaya bindirdi hümayı kendisede şoför koltuguna gecince son surak surmeye basladı.

"beni hastaneye götürmiceksin dimi "

"........."

"lütfen gerçekten iyiyim, bişeyim yok"

"nasıl bişeyin yok ya titriyorsun işte ama merak etme seni eve götürücem doktoruda eve çagırırız"

Aslanın son sözüyle hem rahatladı hemde içinde istemsiz bir korku oluştu nede olsa hala tanımıyordu aslanı ve evine gidiyor olmak zaten üşüyen bedenini dahada titretti. Hüma içinde verdigi savaştan aslanın "geldik" demesiyle kurtulup arabadan indi.

Etrafına baktıgında gördügü manzara karşısında hayranlıgını gizleyemedi şato misalı bir evle karşılaştı, tabi buna ev demek bile haksızlık olurdu. Ömrü boyunca anca flimlerde gördügü bir yerdi.

Aslan olayın farkına varınca kızı bir hamlede kucagına aldı hala titredigini anlayınca adımlarını hızlandırıp eve girdi sonra kendi odasına çımartmak için merdivenlere yöneldi, aklına doktoru aramadıgı gelince arkasını dönüp

"elif hemen emreyi ara eve doktor çagırsın "

" peki aslan bey" dedi. Aslan odasına çıkıp hümayı bırakacagı anda uyudugunu farketti usulca yataga yatırdı. Ateşini ölçmek için hümanın anlına elini koydugunda içinde bir korku belirdi çok sıcaktı adeta çayır çayır yanan bir soba misaliydi telaştan ne yapacagını bilemedi.

"ah be kızım ne yaptın kendine offff ne yapıcam şimdi ben" dedi sonra aklına yardımcısı geldi.

"elifffffff koş ateşi var hemde çok napıcam ben, yapılır ateşi olana, doktor gelmedimi hala, aradınmı emreyi" telaş ve korkuyla sıraladı cümleleri odada adeta volta atıyordu ilk defa biri için bu kadr korkmuştu zaten hayatında ona yakın olan hiç kimseyi kaybetmemişti şimdide kaymetmek istemiyordu ama sardı bir kere aslanın benini korku ve kaybetme dürtüsü.

KAYBOLAN BENLİĞİMKde žijí příběhy. Začni objevovat